31 Aralık 2008 Çarşamba

2008 BİTERKEN - YILBAŞI KURABİYELERİ

Sanki bu yazıyı dün yazmış gibiyim. Bir bakalım, gerçekten hedeflediğim gibi bakmışmıyım zaman denen akıcı şeye. Pek sanmıyorum. 2008 de 2007 gibi hızla kendi dalgasının kuvveti ile bizi iterek geçti ve gidiyor.

Yani yine akıntıda savrulup, yine kendimiz bir yanda yapmakla yükümlü olduklarımız bir yanda planla yaşamışız. Bu değişir mi ? Umudumuzu yitirmiyoruz ve ne yapıyoruz? Aynı şeyleri bu sefer de 2009 için diliyoruz.

Umuyorum 2009 standart tüm temennilerin ekinde size sizin yılınız olduğunu hissettirecek şekilde geçer..

Seneye inşallah yine bu platformda kendimiz için bolca şey yaptığımız bir yılı konuşur oluruz.


2008'de kendim için yaptıklarım :)

  • Selanik'e gidip özlediğim insanları gördüm
  • İlk kez 3 hafta yıllık izin kullandım
  • Kurabiye yapımı için iki atölye çalışması yürüttüm
  • Fotoğrafçılık seminerine katıldım (çok etkilemedi galiba) :)
  • Arkadaşlarıma çok vakit ayırdım
  • 40 tane pasta yaptım
  • Sayısını hesaplayamadığım kadar kurabiye pişirdim
  • Anneme pandispanya ve ganaj yapmayı gösterdim ki bana yardım etsin :)
  • Eşimin daha çok mutfağa girmesinine müsade ettim - en son süper bir bezelye yemeği yaptı :)
  • Haftada minimum 2 film seyrettim
  • Daha az dizi takip ettim - Yaprak Dökümü'nden hala vazgeçemiyorum :)
  • Saçlarımı istediğim gibi kestirdim
  • Çok yedim :) ve çok pişmanım :)
  • veeeee bir sürü ama bir sürü pastacılık malzemesi aldım...

İşte onlardan son satınaldıklarımla da bu sene yeniyıl kurabiyelerini yaptım....


www.kitchenkrafts.com adresinden getirttiğim yeni yıl kurabiye kalıplarımla çocuklar gibi eğlenerek tam 60 tane kurabiye süsledim. Bu kurabiyeleri hem her sene olduğu gibi şirkete getirdim hem de akşam evdeki yılbaşı kutlamamız için ağacımızın altındaki sepete yerleştirdim.

En güzel dileklerimle , sevgiyle ve afiyetle kalın...

2009'da görüşmek üzere!

Diğer yeniyıl kurabiye örnekleri:

2006

2007

29 Aralık 2008 Pazartesi

SOMON RENGİ NİŞAN PASTASI



"Aman bre deryalar biz nişanlıyız" türküsü dilimde cumartesi gecesi yok yok hatta cuma akşamından beri içimden mırıldanıp duruyorum. Daha pastayı yaparken dilime doladığım bu şarkı Çikomu Allah'ın emri ile istedikleri an daha manalı bir hal alıverdi.

Evet, cumartesi akşamı çok hayırlı bir işimiz vardı. Kızımız Sıla ile oğlumuz Uğur hayatlarında yeni bir adım atarken onların sevincine ortak olmak :)

Tabii bu sevince kuru kuru seyirci olmam beklenemezdi. Nişan töreninin pastasını ellerimle hazırladım. Ne derler.... "Allah tamamına erdirsin" :)

Mutluluklar diliyorum tekrar !!!


Afiyetle,

24 Aralık 2008 Çarşamba

ANNEANNE KURABİYESİ


Krizden midir, nedir? Sanırım en sönük yılbaşı arifesindeyiz. Sizi bilmem ama ben kendi çevremde yeniyılın umudunun yansımalarını pek göremiyorum. Coşkusuz, heyecansız bir bekleyiş var bence. 2009 ne getirecek ? Getireceklerinden ziyade götüreceklerine dair öngörüler havada uçuşuyor. Talihsiz, zavallı 2009 kendisine yüklenen kara bir misyonla giriyor hayatımıza şimdiden.
Yok ilk üç aydan sonra gidişat iyice kötüleşecek, 2009 daha beter olacak. Her yerde aynı sözler.
Sanırım ondan bu sene elim zor gidiyor yılbaşına dair bir şeyler yapmaya. Evi renklendirip güzelleştirdiği için çok severek yaptığım ağaç kurma aktivitesini bile sırf yeniyılın bu karamsar havasını biraz olsun dağıtsın diye zarzor gerçekleştirdim bu sene.
Umuyorum bu karamsar hava ve beklentiler sadece düşüncelerde kalır ve 2009 beklendiğinin çok ötesinde çok güzel ve özel bir yıl olur , herkesi utandırır.
Geçtiğimiz pazar sabahı kahvaltıda yine konuklarım vardı. Ancak bu sefer malesef fotoğraf çekmeme fırsat kalmadan sofraya oturuldu, o nedenle masaya ve yaptıklarıma dair elimde herhangi bir fotoğraf yok. Bu kurabiyenin dışında :)
Anneanne kurabiyesinin tarifini Portakal Ağacı'nda okumuştum, denemeye karar verdim ve çok da memnun kaldığım bir tarif oldu.
Malzemeler:
  • 2 yumurta
  • 1 su bardağı yoğurt
  • 1,5 su bardağı toz şeker
  • 250 gr oda ısısında margarin (ben tereyağ+margarin karışık kullandım)
  • 1 paket kabartma tozu
  • 1 paket vanilya
  • yaklaşık 700 gr un (azar azar ilave edilmesi uygun olur)
  • üzeri için 1 yumurta sarısı ve toz şeker

Margarin, 2 yumurta, toz şeker, yoğurt, kabartma tozu ve vanilya bir kasede yavaş yavaş un ekleyerek yoğurmaya başlanır. Kulak memesi kıvamında ele yapışmayan bir hamur elde edinceye kadar un eklenmeye devam edilir.

Hamur kıvamına gelince hamurdan ceviz büyüklüğünde parçalar kopartılır, uzun rulo şeklinde yuvarlanır ve spiral şeklinde sarılır. Yağlı kağıt serilmiş ya da yağlanmış fırın tepsisine aralıklı olarak dizilir. Üzerlerine yumurta sarısı sürülür ve toz şeker serpilir.

Önceden ısıtılmış 180 derece fırında üzerleri kızarana kadar pişirilir.

Afiyetle,

20 Aralık 2008 Cumartesi

ELMALI TURTA





Mutfağımın ciddi bir tadilata ihtiyacı var. "Dökülüyor" ifadesi artık mecazi bir durumdan çok ötede. Kira olunca yaratılan geçici çözümler bir yere kadar, ancak bu dökülme meselesi beni ruhen çok etkilemeye başladı. Mutfağım bana artık keyif vermez oldu. Öyleki yılbaşı yaklaşmasına rağmen içimden hiç girip kurabiye yapmak bile gelmiyor, bırakın kurabiyeyi pastayı makarna dahi yaparken sıtkım sıyrılıyor, neye dokunsam elimde kalıyor.Demin mutfaktaydım, yarın sabah yine kahvaltıda konuklarım olacak ve bir şeyler hazırlamaya çalışıyorum.Şimdi sinirlendim ve bir mola vermeye karar verdim. Bari mola vermişken bloğa bakayım dedim, sonra şu uzun süre beklettiğim Elmalı Turta'nın tarifine yazmaya niyetlendim ve buradayım.

Dinginleşmeye geldim anlayacağınız :)
Elmalı Turta tarifi tarif defteri edindiğim yılların eski sayfalarından sıkça kullandığım bir tarif. Sanırım lisede okuyordum daha, Sinem'ciğimin şeker annesi Handuş yapmıştı ama kayısı reçelli yapmıştı diye hatırlıyorum. Hamurunun kıvamını çok sevmiş hemen yazmıştım ve o gün bugündür sıkça uygularım bu tarifi. Ben elma+ceviz+tarçın üçlüsünün muhteşem bir sonuç yarattığını savunan kitledenim sanırım ve bu tarife de bu üçlüyü çok yakıştırıyorum. Daha önce yine bu hamuru kullanarak sizlere Balkabaklı Turta tarifimi vermiştim.

Aynı hamurla, elinizde varolan reçel ve marmelatları kullanarak da çeşitlemeler yaratabilirsiniz.

Malzemeler:

Hamur malzemesi :
  • 2 yumurta
  • 3/4 paket margarin
  • 1 paket kabartma tozu
  • 1 paket vanilya
  • 1 su bardağı toz şeker
  • aldığı kadar un (genellikle 500 gr yeterli oluyor, azar azar ilave etmekte fayda var)
İç Malzeme:
  • 3 adet elma (büyük boy)
  • 3 yemek kaşığı toz şeker
  • 1 tatlı kaşığı toz tarçın
  • 1 ufak kase iri çekilmiş ceviziçi
Üzeri için ; 1 yumurta sarısı - süslemek için pudra şekeri


Yapılışı:

  1. Elmaları soyup rendeliyoruz. Bir tencereye rendelenmiş elma ve toz şekeri koyup kısık ateşte pişiriyoruz.
  2. Elmalar suyunu salıp çekince tarçın ilave ediyoruz.Son olarak cevizi de ilave edip ocağı kapatıyoruz. 
  3. Tüm malzemeler bir kaba koyup yavaş yavaş un ekleyerek kulak memesi kıvamında bir hamur elde ediyoruz.
  4. Tart kalıbı ya da turtayı pişireceğimiz kalıp/tepsiyi margarin ile yağlayıp hazırlıyoruz.
  5. Hamurdan yumruk kadar bir parça ayrıyoruz ve buzdolabına kaldırıyoruz.
  6. Kalan hamuru bir merdane ile açıp tart kalıbına eşit oranlarda yayarak ve kenarları hafif hafif yükseltiyoruz. Hamurun tabanını bir çatalla çeşitli yerlerinden deliyoruz.
  7. Kalıba serilen hamurun üzerine hazırlanan harçtan döküp eşit şekilde dağıtıyoruz.
  8. Bir kenara ayrılan hamuru ister kalıbın büyüklüğünde açıp çeşitli kalıplar keserek bir kapak hazırlıyor ya da hamurdan şeritler yapılarak üzerine diziyoruz.
  9. Bu kapağın üzerine yumurta sarısı sürüp önceden ısıtılmış 180 derece fırında yaklaşık 40 dk kadar pişiriyoruz. (Kızarana kadar)
  10. Soğuyunca üzerine pudra şekeri serpilerek servis yapıyoruz.
Afiyetle,

17 Aralık 2008 Çarşamba

CEVİZLİ EKMEK VE YENİ BİR KAHVALTI SOFRASI


Zaman yine su gibi akıp gidiyor. Ben o mucizeye tanık olduğumdan beri 4,5 ay geçti de gitti bile. Prenses arkadaşımın prens oğluşu büyüdü de Müge Teyzesi (bana Müge demesini istiyorum ama) ve Engin Amcasını (Amca süper oldu) ziyarete geldi.

Sinem ile organizasyonu yaparken aldığım sıkı tembihler neticesinde standart kahvaltı formatının dışına çıkmadım, börek , çörek , tatlı hiçbiri yoktu bu sefer.





Klasik kahvaltı seçeneklerine ilave olarak, Muhammara ve Közlenmiş Kırmızı Biber ile biraz renk katmaya çalıştım.




Bol tereyağlı sucuklu yumurta ile biraz yaramazlık yapsam da ne yalan söyleyeyim söz verdiğime pişman olmadım değil :) Şöyle bir açma falan mı yapsaydım diye düşündüm durdum masada otururken.





Ama ekmek yapmamam noktasında bir kısıt yoktu o nedenle akşam yatmadan Cevizli ekmek malzemesi koydum makinama.



Malzemeler: (700 gr somun boyutu + orta renk kabuk + beyaz ekmek programı)
  • 1 + 1/8 cup su - ılık (makinanın içinden cup ölçüsü de çıktı, onunla ölçtüm) (su bardağı ile aynı boydaydı..)
  • 2 büyük ölçek zeytinyağ (bu da makinanın bir aparatı) (4 yemek kaşığı kadardı)
  • 2 küçük ölçek tuz (2 çay kaşığı kadar)
  • 2 büyük ölçek toz şeker
  • 1/2 cup ceviziçi
  • 3 cup un
  • 2 küçük ölçek aktif kuru maya (Dr. Oetker instant maya kullandım)
Hazır konumuz ekmeğe gelmişken Uno, yeni bir oluşum başlattı ve Blogger Sofrası'nı kurdu. İyi Yaşamak için İyi Ekmek sloganı ile besin değeri yüksek ekmek yemeye teşvik eden Uno'dan çok güzel bir süpriz paket aldım geçenlerde. İçinden hem de en sevdiğim çeşitlerin çıktığı bir paket dolusu Uno lezzeti.


Özellikle bu şekilde içinde değişik lezzetlerin olduğu ekmeklere bayılıyorum. Özellikle Uno'nun "Çok Tahıllı Ekmek" çeşidini yemeyi çok seviyorum.

İşe gelirken kahvaltı olarak genellikle 2 dilim çok tahıllı ekmek üzerine sürülmüş muhammara ve arasına konmuş 3 dilim dil peynirli sandviçi hazırlıyorum.



Bu güzel ve birbirinden çok farklı, her zevke uygun bir lezzetin muhakkak bulunduğu Uno'nun ekmek çeşitlerinden farklı tarifler hazırlayarak sizlerle paylaşacağım.

Diğer kahvaltı sofralarım:

http://yemekbahane.blogspot.com/2007/08/ye-25-kahvalti-patatesli-yumurta.html

http://yemekbahane.blogspot.com/2008/03/isim-karti-kurabiyeleri.html

http://yemekbahane.blogspot.com/2008/07/sezon-ailii-balkonumuzda-konuklarimizla.html

http://yemekbahane.blogspot.com/2008/05/davet-sofralarindan-eitlemeler.html

Afiyetle,

12 Aralık 2008 Cuma

AYICIKLI BEBEK KURABİYELERİ

Bekleyip durduğumuz o uzun bayram tatili benim için bugün bitti.Tekrar iş başı yaptım.Bayram sonrası nasıl bir ruh haliyle gelindiğini az çok tahmin ediyorsunuz sanırım.Neyseki hafta başladığı gibi bitti ve 2 günlük haftasonu giriyor araya.Pazartesi anlayacağız sanırım tam anlamıyla beklenen tatilin bitişini.Bundan sonra ne bekleriz? Belki yılbaşını. Ama şu bir gerçekki 2006 sonunda mailleri dönmeye başlayan meşhur 2008 yılı ve haftaiçine gelen süper bayramlarını da geride bırakmış olduk.2009'da ise işler kesat, hemen baktım :)

Bayramda İstanbul'da kaldık ama itiraf ediyorum çok sıkıldık. Eşimle birbirimize bakıp bugün ne yapsak diye düşünmekten çok yorulduk. Tatil ya, insan bir şeyler yapmaya güdümleniyor.

Bol bol film seyrettik diyebilirim.




Bunlar izlediklerimizden bazıları..
Rails & Ties , tam bir dram.. Annesi intihar eden bir çocuğun annesinin arabasına çarpan trenin operatörü ve onun karısı ile olan hikayesini konu alıyor. Çok beğendim mi? Hayır ... 5 üzerinden 2 diyebilirim.
Traitor, macerasevenler için ilginç bir hikaye.İslami terör ve ABD konulu bir aksiyon filmi.Sıkılmadan seyredebiliyor insan.
The Accidential Husband, benim gibi romantik komedi sevenler için eğlenceli vakit geçirmenizi sağlıyor. Radyoda aşk doktoru programı yapıp, kadınlara öğütler veren bir bayanın başına gelen
komik olaylar ve tabii ki romantik sahneler:)
Nights in Rodanthe, eğer siz de Richard Gere hayranıysanız bu filmi seyretmeye başladığınızda zaten beklentiniz tavanda oluyor ama birden puffff diye sönüyorsunuz. Hataları kabul etme, sevdiklerine zaman ayırma ve değer verme anafikrini veren ve bence sıkıcı akışı olan bir film. Richard Gere filmi diyip aldanmayın derim :)


Pekiiii.... Geride bıraktığımız bir hafta boyunca sitede ne yaptım, hiiiççç:) Bugün hesapta Elmalı Turta'nın tarifini verecektim ama ne yalan söyleyeyim içimde bir rehavet, bir üşengeçlik..Kolayına kaçmayı yeğledim, itiraf ediyorum.
Bayramdan önce teslim ettiğim bir kurabiye sepetini yayınlamaya karar verdim. Bu kurabiyeleri yeni abla olan bir küçük hanımefendi için yaptım. Kızkardeşinin doğduğu gün okuluna götürüp arkadaşlarına dağıtması için.
Kendisi gibi cici ve süslü ayıcıklar hazırladım ve tek tek paketleyip yine aynı tonlardaki karton sepete yerleştirdim, böylelikle küçük Duru kurabiyelerini rahatlıkla dağıtabildi.
Kendinize iyi bakın ve afiyetle kalın,

4 Aralık 2008 Perşembe

BAKLAVA YUFKASINDAN ISPANAKLI BÖREK


Haftasonu gelen konuklarım için yaptığım börek değerli gurularımız Sevgili Müge ve Yasemin'den tam puan aldı. İç malzemesinde zevke göre farklılıklar yaratabileceğiniz bu böreği yapmak hem çok pratik hem de sonuç oldukça taktir topluyor.
Baklava yufkasını büyük marketlerde ve yufkacılarda rahatlıkla bulabilirsiniz. Yarım kiloluk ve bir kiloluk farklı alternatiflerle satılan yufkanın genellikle yarım kiloluk olanı börek yapımı aşamasında yeterli oluyor. Yarım kiloluk paketten 30 adet kadar yufka çıkıyor ki bu sizin 30 adet börek yapmanıza yeterli, tabii daha küçük dilimler halinde keserseniz daha fazla böreğiniz de olabilir.
Tarife geçelim :
Malzemeler:
  • 1/2 kg'luk baklava yufkası
  • 1 kilo ıspanak (sadece yapraklarını kullanıyorum, sapları ile de yemek pişirebiliriz)
  • sıvıyağ (hem yufkaların üzerine sürmek için hem de ıspanağımızı kavurmak için)
  • 1 adet orta boy soğan
  • 150-200 gr kadar beyaz peynir
  • 1 adet yumurtanın sarısı (böreklerin üzerine sürmek için)
  • tuz

Öncelikle iç malzememizi hazırlıyoruz.

Ispanakların yapraklarını ayıklayıp, doğrayıp yıkıyoruz. Yıkama işleminden sonra iyice suyunun süzülmesi için süzgeçte ya da bir kağıt havlu üzerinde bekletiyoruz.

Soğanı yemeklik olarak doğruyoruz. Tencereye bir miktar sıvıyağ koyup (arzuya göre miktarı belirleyebilirsiniz) soğanları soteliyoruz. Soğanlar yumuşayınca ıspanakları ilave ediyoruz. Tuzunu ekliyoruz. Ispanaklar suyunu salıp çekmeye başlayınca ocağın altını kapatıyoruz. Bu aşamada ıspanakların çok fazla suyunu çekmesine engel olmalıyız, zira börekte ıspanağın suyunu kullanacağız. Pişirdiğimiz ıspanağa peyniri ilave ediyoruz. Tuz eklerken peynirinizin tuz oranını da dikkate almanızı öneririm.

Baklavalık yufkalar son derece ince, bu noktada özellikle dikkat etmek gerekiyor. Ayrıca normal yufkalardan farklı olarak dikdörtgen bir formları var.

Bir adet yufkayı tezgaha seriyoruz. Yufkanın üzerine bir kaşık ya da fırça yardımı ile bir miktar sıvıyağ gezdiriyoruz. İkinci katı üzerine koyup aynı işlemi tekrarlıyoruz. Üçüncü kat yufkayı üzerine koyup bu sefer ıspanağın suyundan yufkanın üzerine sürüyoruz. Yufkanın geniş kenarına iç malzemeden koyup sıkı sıkı rulo olarak sarıyoruz. Bu şekilde yağladığımız ya da yağlı kağıt serdiğimiz tepsimize böreği koyuyoruz. Tüm yufkalar bitinceye kadar aynı işlemi gerçekleştiriyoruz. Uzun rulolar olarak hazırladığımız böreklerin üzerine yumurta sarısı sürüp önceden ısıtılmış fırında 180 derecede yaklaşık 25-30 dk , üzerleri kızarana kadar pişiriyoruz.

Büyük ruloları 3 ya da 4 'e bölüp servis ediyoruz.

Diğer börek tariflerim:

Kıymalı Tepsi Böreği

Mercimekli Börek

Örgü Milföyler

Paşa Böreği

Peynirli Tepsi Böreği

Sebzeli Çin Böreği

Afiyetle,

1 Aralık 2008 Pazartesi

KONUKLARIM & ÖZEL GÜNLER YUMAĞI


Bayılıyorum misafircilik oynamaya.Beni artık az çok tanıyorsunuz; misafirim oldukça yeni bir şeyler ikram etme hevesim vardır. Cumartesi günü misafirlerim olduğu için daha bir güzel uyandım sanki, mutlu kalktım yatağımdan.

Gelen konuklarımın yeniliklere ve değişikliklere olan bakış açısından yana son derece rahat olduğum için gönül rahatlığı ile onlara özel bir menü oluşturdum.Eski ve yeni tariflerden karma bir çeşitleme sundum onlara.

Aslında buluşma günü belirleme aşamasında daha aramızda bir "YEMEKTEYİZ" geyiği almış yürümüştü. "Yemekteyiz" programını artık sanırım duymayan kalmamıştır. Şahsi görüşüm gereği pek içeriğini tasvip etmediğim bu programın komik unsurları misafirlerim ve benim aramda güzel malzeme yarattı diyebilirim."Damak tadıma uydu, uymadı.." "Hazır yufka ile börek mi yaptın?" :) gibi formata has anektotlar masamızı renklendirdi .Konuklar gurme kıvamında, işbilir olunca hazırlıklarım daha da bir mana kazandı tabii. Kim bu konuklar dediğinizi duyar gibiyim.
Adaş şekerim ve Yaso'cum hem de dünyalar tatlısı oğlu Sencer ile bizdeydiler cumartesi günü. Son derece keyifli bir gündü, sohbeti bol, tabii yemesi bol :)

Menümüzde :



























    Tarifini vereceğim ikramlarım için sıra ile bilgi veriyor olacağım, fazla bekletmeme sözü vererek.


    Yazının başlığında yer alan "konuklarım" kısmı tamam...


    Şimdi gelelim diğerine; özel günlere...


    Dün dünyalar tatlısı anneciğimin , bugün de kader arkadaşım, can yoldaşım bir tanecik kocacığımın doğumgünleri.. En sevdiğim iki kişinin üst üste doğumgünlerinin olması bana hep bir mesaj kıvamında gelmiştir.






    Kahvaltı sofrasında benim için bir fenomen olan Polonezköy'de yer alan POLINA'da bir ailecek bir kahvaltı sonrasında kutladık doğumgünlerini dün..Bu da onları için kendi yaptığım minik doğumgünü pastasından bir kesit.

      Canlarım! İyi ki varsınız, iyi ki benim hayatımdasınız..

      Sizi çok seviyorum !

    LinkWithin

    Related Posts with Thumbnails