31 Mart 2010 Çarşamba
MASUM MU? DEĞİL Mİ?
Bugün gazetede "Çikolatanın kalbi korduğu kesinleşti.." diye bir haber okudum. Ben çok çikolata seven ve yiyen biri değilim ama kalbi koruma konusu ilgimi çekti.
Hadi kızlar yaşadık :) Kalbimizi koruyalım ...
Ama bitter yemek lazımmış bak söylemedi demeyin...
29 Mart 2010 Pazartesi
YULAFLI & MÜSLİLİ KURABİYE
1 kg süt ile ne yapılır ?
a) sütlaç
b) tavukgöğsü
c) jimnastik
d) hepsi
Bu seçeneklerde bir tuhaflık var sanıyorsanız, yanılıyorsunuz. Cevap "d" hepsi :)
Fiziktedavi esnasında dizimi kuvvetlendirmek için yaptığım ağırlık çalışmasını fizyoterapistim evde de yapmamı isteyince, bu ağırlığı nasıl evde temin edeceğimi düşündüm. Nedense kendimi buzdolabının önünde buldum ve 1 lt süt kutusu gözüme çarptı. Bir poşete koyup bileğime taktım ve hooopp 1-2 aşağı yukarı :) İşte benim bulduğum ağırlık da böyle olur ... Neymiş 1 lt süt kemikleri güçlendirme için birebirmiş..:)
Kurabiyemize gelirsek masum sayılabilecek bir tarif diyebiliriz. Tadı ise gayet güzel, pirinç patlaklıymış hissi veriyor. Ben kalorisiz olsun diye yaptım ama kapış kapış gitti.
Malzemeler:
- 1 kase iri dövülmüş ceviziçi
- 170 gr tereyağ (oda ısısında yumuşamış)
- 1 su bardağı esmer şeker
- 1 yumurta
- 1 paket vanilya
- 3/4 su bardağı un
- 1/2 çay kaşığı karbonat
- 1/2 çay kaşığı tuz
- 1 çay kaşığı tarçın
- 2 su bardağı yulaf
- 1 su bardağı kuru meyveli müsli
Fırınımızı 180 derecede ısıtalım.
Tereyağ ve şekeri çırpalım. Krema kıvamına gelince yumurta ve vanilyayı ekleyelim. Un-karbonat-tuz ve tarçını bir kasede karıştırıp yumurtalı karışıma ilave edelim. Son olarak yulaf, müsli ve ceviziçini katıp bir kaşık yardımı ile hamur haline getirelim.
Ele yapışan bir hamur olacaktır. Fırın tepsisine pişirme kağıdı serip bir kaşık yardımı ile tepsiye kurabiye harcından aralıklı olarak koyalım. (yaklaşık 20 kaşık çıkacaktır, büyüyüp genişliyorlar çok yakın dizmemekte fayda var) Ellerimizi hafif ıslatıp üzerlerine bastırıp düzleştirelim, form verelim.
Isınan fırında 12-15 dk kadar üzeri pembeleşinceye kadar pişirelim. Pişince soğumaya bırakalım, soğuduktan sonra tepsiden alıp servis yapalım. Soğumadan almaya kalkarsanız dağılacaklardır.
Afiyetle, sağlıkla
27 Mart 2010 Cumartesi
PİLAKİDE GÜNCELLEME VAR ...
Arşivdeki tariflerin elim değdikçe fotoğrafını değiştireceğimi yazmıştım.
İşte bir kaşıkta duran pilaki fotoğrafını artık rafa kaldırma vaktidir. Yeni fotoğrafı umarım beğenirsiniz.
Afiyetle, sağlıkla
26 Mart 2010 Cuma
PİŞMANLIK YASASINDAN FAYDALANABİLİR MİYİM ?
İnsanoğlu ne aciz..Şu bir paket cipse yenildim dün gece ... Çok pişmanım offf.. Sabaha kadar dön o yana dön bu yana.Neden? Ne vardı yiyecek? Bihterle Behlül'ün karşısına geçip hırsını çıkarmanın ne alemi var :)
Kendime ceza vericem ? Ne yapsam acaba ? 3 km koş Müge ! Nereye :) Hele bir yürü de koşması kalsın ..
Bugün hiç birşey yeme Müge ! Yedim bile :)
İmddaaaatttt!
24 Mart 2010 Çarşamba
TAVUK SALATASI
2 ayda alınan kilo kaç ayda verilir ? Pekiii 3 yılda alınan kilo kaç günde verilir ?
Salata yemek lazım ama nereye kadar?
Haftaiçi yapılan rejimler neden haftasonuna malup gelir?
Öğlen güpgüp yedim şimdi pişmanım psikolojisi ile nasıl yaşanır?
Dostlar ben bu sorularla kendimi meşgul ediyim buyrun siz salatanın tarifini okuyun. Denerseniz seversiniz ... Severseniz hep yaparsınız .. Hep yaparsanız sağlıklı beslenmiş sayılabilirsiniz...
Aaaa bu içsel çelişkiye bir son veriyorum artık, buyrun malzemeler :)
Malzemeler:
- 2-3 adet tavuk göğüs
- 1 kutu mısır konservesi
- 1 çay bardağı ufak doğranmış kornişon turşu
- 1 adet orta boy göbek salata
- ince kıyılmış maydanoz
- 1,5 su bardağı yoğurt
- 1/2 çay bardağı mayonez
- 2 yemek kaşığı zeytinyağ
- tuz
- 1 yemekkaşığı limon
Tavukları haşlayıyoruz. Soğuduktan sonra parça parça didikliyoruz. Salatayı karıştıracağımız kaseye yıkadığımız göbek salataları doğruyoruz. Kornişonları, mısır ve kıyılmış maydanozu da göbek salataya ilave ediyoruz. Didilmiş tavukları da diğer malzelemere katıyoruz.
Başka bir kasede yoğurt, mayonez, zeytinyağ, limon ve tuzu karıştırıyoruz. Gerekiyorsa bir miktar su ile kıvamını akıcı hale getirebiliriz.
Hazırladığımız sosu doğranmış malzemelerle iyice karıştırıp, servis edeceğimiz tabağa salatamızı alıyoruz.
Afiyetle & sağlıkla,
23 Mart 2010 Salı
İYİ Kİ GELDİN BİBİ !
Haftasonu bir elinde çantası diğerinde değneği 1...2... hop ...in...çık...yavaş komutlarını kendine vererek attı kendini sokaklara:) Eeee yeter ama değil mi, 2 aydır evde oturuyorum.. Sosyalleşmem lazım :) Mutfaktan vazgeçtim bari başkaları pişirsin ben tüketeyim modunda kendimi blog cennetinde buldum :)
2 sene olmuş Sencer'imiz olalı.. Taaa o zaman görmüştüm herkesi birarada en son.Allahtan Ayşemimiz bebiden sonra bibiyi de aldı kucağına da bize vesile oldu.Ama ne Bibi? Baldan tatlı, lokumdan ballı.Ben diyorum zaten bu kadın çok becerikli, ne yapsa güzel oluyor :)
Kimler yok ki?
Yasom, Adaş şekerim, Münevver Abla, Pınar, Selen, Neslihan, Fadime, Dilek veee özel konuğumuz Necla Hanım..
Bu kadar becerikli kadın biraraya gelince ortaya da birbirinden güzel lezzetteki yiyecekler çıkıyor haliyle.Yemekbloğu sahiplerinin toplanması da böyle oluyor, napalım :) Bu özel ve güzel toplantıların devamı gelecek.Sözü burada kesip sizleri günün karelerinden birkaç seçme ile başbaşa bırakıyorum. Ben malesef yiyecek anlamında bir katkıda bulunamadım bu sefer ama elimden fotoğraf makinam düşmedi haliyle :)
Adaşımın meşhur kısırı..
Tadı hala damağımda... Ayşem bunlar süperrrrdi !
Münevver Abla'dan yeşilçaylı ve hibiscuslu yani anlayacağınız doğal ve tadına doyulmaz tatlı kurabiyeler.. Dantel Kurabiyeler koydum adını..
Fadime'nin herseferinde gönüllerimize yer eden tahinli kurabiyeleri
Hoşgeldin Bibi.. İyi ki geldin...
Afiyetle, sağlıkla
18 Mart 2010 Perşembe
PIRASALI BÖREK 2
Ben bu böreğin adını Patirik Böreği olarak değiştiriyorum :) Patirik de ne mi ? Patirik , trakyalıların koltukdeğneğine verdikleri ad :) Eeee ben de 2 aydır koltukdeğneği ile gezince evde bir patiriktir alıp gidiyor.Bu böreği yaptığımızda anneme dur kesme, ufak dilimler yapmayalım, çubuk gibi olsun adı da "patirik böreği" olur dedim :) Annem bastı kahkahayı. Adını sanını istediğiniz gibi koyun ama muhakkak tadına bakın. Bir tane yetecek sanıyorsanız, şimdiden yanıldığınızı söyleyebilirim.
Bizim kızlar da önce yeter dediler ama....
Malzemeler: (12 adet börek)
- 1 kg pırasa
- 3-4 yemek kaşığı zeytinyağ
- tuz - karabiber
- 3 adet yufka
- yufkaların üzerine sürmek için sıvıyağ
- yumurta sarısı
Pırasaları yıkayıp ince ince doğruyoruz. Bir tencereye zeytinyağını koyup pırasaları pişene kadar soteliyoruz. Tuz ve karabiberi ilave edip iç harcımızın hazırlığını tamamlıyoruz.
Yufkaların her birini ortadan ikiye bölüp üzerine sıvıyağ sürüp iç harçtan koyarak rulo şeklinde sarıyoruz. Yaptığımız ruloyu da ortadan ikiye bölüyoruz. Bu işlemi tüm yufkalar bitinceye kadar tekrarlıyoruz. Toplamda 12 adet böreğimiz oluyor.
Yağlı kağıt serdiğimiz fırın tepsisine börekleri yan yana dizip üzerlerine yumurta sarısı sürüyoruz. Önceden ısıtılmış fırında (180 derece) üzerleri kızarana kadar pişiriyoruz.
Afiyetle & sağlıkla,
16 Mart 2010 Salı
YARATICI BLOGGERmışım !
Sevgili Ezgi ve Özlem 'den gelen bu ödüller beni çok sevindirdi. Hayallerimizi ve aklımızdakileri bir nebze buraya yansıtabiliyorsak, ne mutlu bizlere.
Kendim hakkında ilginç 7 şey ....Durun bir düşüneyim...
- En pahalı, en çeşitli yemeğe bile değişmeyeceğim kötü bir alışkanlığım var..MC DONALD'S..Benim gibi bir yemek bloğu sahibine yakışmıyor biliyorum ama, ne yapayım..Bazı doktorlar da sigara içer değil mi:) İçmeyin deseler bile :) Çocukken hayalim MC Donald's yakınlarında bir evimizin olmasıydı. Şimdi yakınım ama kilo alıyorum diye yiyemiyorum, bu nasıl bir adaletsizliktir:) Ama hakikaten Mc Donald's gibisi yok !
- Migrenim tutunca annem de Engin de hemen sana Mc Donald's alalım mı diye sorarlar. Çünkü onu yiyince başımın ağrısını unutuyorum :)
- Hayatım boyunca hiç takla atmadım. Okuldaki beden eğitimi öğretmenlerime benim migrenim var derdim, onlar da attırmazlardı. Ama hakikaten başım ağrır diye korkuyordum ne yapabilirim :)
- Çocukluğum boyunca adımın İngilizcesini merak ettim :) Acaba Stephanie, Müge mi demektir derdim kendime :) Hazırlık sınıfına başlayınca dünyam başıma yıkılmıştı adım yine Müge kalınca:)
- Eğer bir şampuan reklamında oynayan kızın saçları kıvırcıksa, o şampuanı kullanınca saçlarımın kıvırcık olacağına inanırdım çocukken. O yüzden her markayı denemişliğim vardır, düz saçlarımı hiç sevemedim :)
- Üniversitede okurken kariyer hedefimi sorduklarında "Turist olmak" diye cevap verirdim. Kariyerim pek sağlıklı ilerleyemiyor, parttime Turistlik yapıyoruz yıllık izinler el verdiğinde :)
- Üniversitede Latin Dili okudum ama tercihlerime yazarlarken Latin Dilleri öğreneceğimi sandığım için yazmıştım, o da rehber öğretmenimin söylemiydi. Anfide ilk derste öğreneceğim dilin Latin dilleri değil, Latince olduğunu farkedince, 4 yılımı o rehber öğretmeni sevgiyle anarak tamamladım.
Afiyetle, sağlıkla...
14 Mart 2010 Pazar
GÜNDEMİ KALABALIK BİR TOPLANTI
Gündemin başrolünde "Demir" var. Tüm yakışıklılığı ile aramıza katılan erkeğimiz..
Tabii ki fal olmadan olmaz. Gerçi hisleri kuvvetli birileri varsa, kahve sadece araç :)
Ama gündemin en pırıltılı, büyülü yanı "O" ...O, bizim gözümüzün bebeği.O, kıymetlimiz.O, gözlerinin güzelliğinin kıymetini bilecek birini buldu sonunda..Ama o gidiyor :( Olsun sevdiği ile gidiyor...
Düğünümüz var..
11 Mart 2010 Perşembe
EYVAH EYVAH
Hayalleri de yazdık.. Eeee şimdi ne yapıcaz? Benim özellikle çalıştığım işyerinde , çevremde, arkadaşlarımın arasında Yemekbahane ile yemek yapmayı öğrenen bir sürü Acemi Mutfak Şefi takipçim var.Nerede bana rastlasalar, bari menemen tarifi yaz ama bir şey yaz diyip duruyorlar. Ben de siz boşa mı oturuyorsunuz, siz yapın ben yazayım diye takılıyorum onlara :) Bu çok hoşlarına gitti. Bloğu olmayan Acemi Aşçılara seslen, sana yaptıklarının fotoğrafını göndersinler dediler. Bilmem ki, rağbet görür mü dedim ama sormadan da edemedim :) Yemek bloğu olmayan ama mutfakta vakit geçirmeyi sevenler, Yemekbahane'ye can vermek ister misiniz? Hadi bu da bizim yeni bahanemiz olsun :)
Yemekbahane'ye Can Verin, Kan Verin projesi, ne dersiniz :) Yoksa benim abuk subuk hayallerimle uğraşmak durumunda kalacaksınız, hehehehe... Olmadı bu hafta cumartesi arkadaşlarımı bize çağırdım..Annemden bir iki salata isteyeceğim ama tarifleri zaten burada var.. Bir de pizza ..Tamaammmm!! Size hazır pizza fotoğrafı çekeyim mi :)
Bu arada Eyvah Eyvah demişken.. Filme gönderme yapmamak olmaz.Ben hem anne hem baba tarafından Trakyalıyım.Teyzem Has Trakyalı der bana:) Filmi izledim ve müthiş beğendim.Tam bir Trakyalı olmuş Ata Demirer.
Şu ara annemlerle aramızda, napiyosun beya ? diyip duruyoruz :)Ama şiveli tabii :)
Son zamanlarda çekilmiş Türk Komedilerinin içinde kendine ayrı bir yer edinir, hatta ikincisi de çekilir.Gitmek isteyenlere duyurulur.Çok gülünüyor :)
Afiyetle, sağlıkla
8 Mart 2010 Pazartesi
HAYALLERİMİN PİLAVI
Nasıl bir insan mutfağına döndüğünün hayali ile yaşar? Gözlerimi kapatıyorum..
Önlüğümü takmışım, ayaklarımın her ikisi de yerde.. Biri havada değil, üstelik kendi başıma ayaktayım :) hahahhaa
Mutfaktayım..Akşama 20 kişi misafirim var... yuhh demeyin, o kadar özledim ki kalkayım hemen misafir turu başlatacağım :)
Menüm çok şık.. Pişiriyorum, kızartıyorum, süslüyorum :) Kendimden geçmişim...
İşte bu pilavı pişiricem ilk mutfağa girdiğimde..Engin yemesin napayım.. Ama ben o kadar beğendim ki , hemen yapıcam.. Dün Tuzla Günaydın'da yedim söylemesi ayıp.
Beni benden aldı, aklımda kaldı.. Fotoğrafını çektim dayanamadım.. İşte benim son hayalim...Kırmızı bir Ferrari değil, kırmızı bir pilav hahahahahhahaa :)
Kafamı da çarpmıştım dimi ben :)
Afiyetle, sağlıkla
5 Mart 2010 Cuma
YAYLA ÇORBASI
Bir gün açıyor, bahar geldi sanıyoruz. Sonra birden bir bakıyoruz yine havada gri renk hakim. Bu haftasonu için de yağışlı diyorlar. Yani Mart karizmasından hiçbirşey kaybetmeden, performansını tam sergiliyor. Bahara var, bekleyin diyor kıs kıs ..
Mevsim böyle gelgitli olunca çorbasız geçmiyor öğünler hala. Benim en sevdiğim ikinci çorba Yayla Çorbasıdır. İlki ne diye soruyorsunuz sanırım :) O da gelecek , o zaman söylerim. Şuna bak hayatımda heyecan yaratıyorum kendi çapımda :) Üç numarada ise Süzme Mercimek Çorbası gelir.
Sizin sıralamanız nasıl ? Domates Çorbası , Tarhana , Ezogelin .. Ay ben bunları da çok severim.. Dur sıralamam şaşacak galiba :)
Bugün Yayla Çorbasının tarifini vereceğim. Muhakkak çoğunuz yapıyorsunuzdur ama bizimkisi acemi mutfak şeflerine yardım olsun :)
Malzemeler:
- 1 çay bardağı pirinç
- 1 su bardağı yoğurt (ekşi olmaması daha iyi sonuç verir)
- 2 yumurtanın sarısı
- 3 yemek kaşığı un
- Kuru nane (2-3 çay kaşığı, arzuya göre arttırılabilir, azaltılabilir)
- Tuz
- 2 adet Maggy Tavuk Bulyon
- 2 yemek kaşığı tereyağ
Pirinçleri patlayana kadar bol suda haşlıyoruz. Derin bir kasede yoğurt ve yumurta sarılarını çırpıp, unu ilave ederek iyice karıştırıyoruz. 2 bardak soğuk su ilave edip bu karışımı inceltiyoruz. Daha sonra hazırladığımız sosu telsüzgeçten geçirerek tenceremizdeki pirinçlere ilave ediyoruz. Tuz, tereyağ ve bulyonunu katıyoruz. (Bulyon tuzlu olduğu için, tuzu eklerken dikkat etmemiz gerekir) Ocakta sürekli karıştırarak pişirdiğimiz çorbamıza ,koyulaştıkça soğuk su ilavesi yaparak istenilen kıvama (herkes için değişken olabilir) gelmesini sağlıyoruz. Kaynayıncaya kadar karıştırmayı bırakmıyoruz. Ocaktan almamıza yakın, nanesini ilave ediyoruz.
Afiyetle, sağlıkla
3 Mart 2010 Çarşamba
KAPUSKA
Nerdeyim ? Burdayım... Yazacak birşeyim yok, gündelik herkesin evinde pişenler dışında bir yenilik yok mutfağımızda.
Nasılım ? İyiyim ... Hergün fiziktedaviye gidiyorum. Dizim hala bükülmüyor. Kaybedince anlıyor insan meğer lazımmış çömelmek, bağdaş kurmak.. Bunları geçtim, merdiven çıkmak, otururken ayağını uzatmadan dizlerini bükebilmek... Olacak elbette diyor doktorum ama acı çekmen lazım, uğraşman lazım... Acı mı ? Çekiyorum vallahi.. Bağıra bağıra kıvırttırıyorlar, gözümde yaş kalmadı artık...
İşte benden haberler böyle dostlarım..
Gelelim kapuskaya :)
Kış geldi mi lahana tutkum tavan yapar benim. Dolmasını da severim tabii ama kapuska bir başka, hele de bol acılı ise ...
Laf aramızda zayıflamaya da iyi gelir :) lahana bilirsiniz..O zaman ne duruyoruz, pişirelim, bol bol tüketelim. Ben kıymasızının tarifini vereceğim, arzu eden kıyma ya da kuzu eti de ilave edebilir.
Malzemeler:
- 1 adet sert yemeklik lahana
- 1 adet orta boy kuru soğan
- 1,5 yemek kaşığı domates salçası
- Tuz , kırmızı pulbiber (acıseverler bol koyabilir), karabiber
- 1 adet Maggy tavuk bulyon (arzu etmeyen koymayabilir)
- 2-3 kaşık sıvıyağ (Tercihen zeytinyağ)
- Sıcak su
Lahanalarımızı yıkayıp ince ince kıyıyoruz. Soğanları ince ince doğruyoruz. Tencereye yağı koyup soğanlarımızı sotelemeye başlıyoruz.(Kıyma ya da et ilave etmek isteyenler bu aşamada ekleyebilirler.) İyice pembeleşince, salça, karabiber, tuz, bulyon ve pulbiberi ekliyoruz. İnce kıydığımız lahanaları da ilave edip , karıştırarak tencerenin kapağını kapatıyoruz.Yaklaşık 10-15 dk, zaman zaman karıştırarak lahanaları kavuruyoruz. Bu aşamadan sonra azar azar (1 çay bardağı) sıcak su ilave edip kısık ateşte pişmeye bırakıyoruz. Arada kontrol edip suyu bittikçe yine bir miktar su ilave edip pişirmeye bırakıyoruz. Suyunu birden vermememizin sebebi lezzetini kaybetmemesini sağlamak. Lahanalar iyice yumuşayıncaya kadar suyunu kontrol ede ede yaklaşık 1 saat pişiriyoruz. (Ne çok sulu olacak, ne de susuz kalacak)
Nasıl tabir ama :) ne sulu .. ne susuz...
Afiyetle, sağlıkla