29 Aralık 2011 Perşembe
GELENEKSELLEŞEN BLOGGER YILBAŞI PARTİMİZ
26 Aralık 2011 Pazartesi
YILBAŞI TEMALI SOFRALAR AJANDA'DA
Bu sene yapamadım bari yazayım dedim :)
Yılbaşı sofranızda eğlenceli tabaklar için Ajanda'ya bir tık tık...
Afiyetle,
21 Aralık 2011 Çarşamba
AJANDA'DA OLUP BİTENLER
19 Aralık 2011 Pazartesi
BALKABAKLI ÇÖREK
Bravo! Kendi rekorumu itina ile kırmış bulunuyorum. Bu kadar uzun bir ara verdiğim hiç olmamıştı, ne olursa olsun bir şekilde tarif olmasa da iki kelam ederdim ama bu ara yapamadım. İşe de başladıktan sonra artan tempoma hala ne fiziken ne de psikolojikman adapte olmuş değilim. Aslında yemek pişirmesem de hayatımdaki sosyalleşme çabalarımın eseri olarak farklı organizasyonlara katılıyor olsam da yazmaya bir türlü fırsat bulamadım desem yeridir. Neyse kendi kendime kızdım dün gece ve işte bilgisayarımın başındayım, akşam evde iş için bir rapor yaparken, tenefüs yapan çocuklar gibi ben de bloguma gireyim bari dedim :)
Bundan bir ay önce yine blogger dostlarımla rutine dönüşen toplantılarımızdan birini yine Münevver Ablacığımda harika bir kahvaltı sofrası ile yaptık, ben de o kahvaltı sofrasına Balkabaklı Çöreklerimle katıldım. Daha önce Piramit Pasta, Muska Tatlısı ve Turta olarak değerlendirdiğim balkabağını bu sefer bu tarifte denedim ve sonuçtan oldukça da memnun kaldığımı söyleyebilirim.
Malzemeler:
- 250 gr tereyağ
- 7 yemek kaşığı toz şeker
- 1 çay bardağı yoğurt
- 1 çay bardağı sıvıyağ
- 1 çay kaşığı karbonat
- aldığı kadar un (yaklaşık 3-3,5 su bardağı aldı)
iç malzemesi:
- 1/2 kg balkabağı
- 1 su bardağı toz şeker
- 1 kase iri dövülmüş ceviziçi
- su
Yapılışı:
- Balkabaklarını yıkayıp orta büyüklükte dilimleyerek üzerine şekeri ilave ediyoruz. Kabakların üzerine gelecek kadar su ekleyerek yumuşayana kadar pişiriyoruz.
- Pişen balkabaklarını (varsa suyunu süzerek) bir çatalla ezerek püre haline getiriyoruz ve ceviz ile karıştırıyoruz.
- Fırınımızı 180 derecede ısıtıyoruz.
- Hamur için gerekli malzemeleri (un hariç) derin bir kaseye koyarak yumuşak ancak ele yapışmayan bir kıvam alana kadar un ilave edip yoğuruyoruz.
- Hamuru 30 dk kadar buzdolabında bekletiyoruz.
- Pişen hamuru iki parçaya ayırıp her iki parçayı da ayrı ayrı elimizle yada bir merdane yardımı ile tezgahta açıyoruz. (iki aşamada oratalama 30 adet çörek elde edeceksiniz) Ortasına hazırladığımız harcı ayyıp rula şeklinde sarıyoruz ve dilimleyerek yağlı kağıt serdiğimiz fırın tepisisine diziyoruz.
- Fırında pembeleşinceye kadar pişiriyoruz.
- Üzerlerine pudra şekeri serperek servis ediyoruz.
Afiyetle & sağlıkla,
24 Kasım 2011 Perşembe
ANILARDA DEĞİL KAŞIKLARDA YAŞASINLAR YAZI DİZİSİ
16 Kasım 2011 Çarşamba
"SÖZ" BENİM.. O SORDU, BEN CEVAP VERDİM
Sinemciğim yenilikçi kişiliği ile yeni bir akım başlattı yine.. Şimdi de annelere soruyor, blogunda yayınlıyor.Bu konudaki ilk konuğu da bugün ben oldum..O sordu ben yazdım, tabii kendi bildiklerimi, doğrularımı ve düşüncelerimi..
Okumak için tık tık ...
15 Kasım 2011 Salı
ÇALIŞAN ANNE KOÇU
Evet artık bir anneyim ve çalışan bir anneyim. Çalışan bir anne olarak gün benim için 24 saat olarak gözükse de aslında daha uzun sanki... Ev-iş-eş-çocuk-özel hayat derken kendimi çok kollu bir robot gibi hissediyorum ben de artık, bir çoğunuzun hissettiği gibi.
Çalışan anne koçu web sitesinin kurucusu ve Size Loto Vurdu kitabının yazarı sevgili Nil, bana sitenin yemek sayfasında yazmayı önerdiğinde ise kollarıma bir kol daha eklemekten hiç çekinmedim. Bundan böyle Yemekbahane'de paylaşmakta olduğum tariflerimi, çalışan annelere yönelik menülerle zenginleştirerek www.calisanannekocu.com platformunda, Mutfakta Çalışan Anne Var sayfasında paylaşıyor olacağım.
4 Kasım 2011 Cuma
PORTAKALLI KEK
Evde yapılmış kek.. Benim kalbimi çalmak işte bu kadar kolay ...
Mis gibi portakal kokan bu kek ise, benim direncimi direk kırabilir..
Malzemeler:
- 1 su bardağı süt
- 1,5 su bardağı toz şeker
- 4 yumurta (kek kalıbınız küçükse yumurta adedini azaltmalısınız)
- 1/2 çay bardağı portakal suyu
- 2 yemek kaşığı portakal kabuğu rendesi
- 1 paket kabartma tozu
- 1 su bardağı sıvıyağ (mısırözü ya da çiçekyağı kullanılabilir)
- 2,5 - 3 su bardağı un (kıvamına göre ayarlanmalı)
Yapılışı:
- Fırını 180 derecede ısıtıyoruz.
- Kek kalıbımızı margarin ile iyice yağlayarak hazırlıyoruz.
- Yumurta ve toz şekeri krema kıvamına gelinceye kadar çırpıyoruz.
- Daha sonra süt, portakal suyu ve portakal kabuğu rendesini ilave ederek çırpmaya devam ediyoruz Not: Bu aşamada malzemelerde yazan sıvıyağın da eklenmesi gerekiyor. Tarifte eksiklik olduğu için sonradan ilave edildi. Kusura bakmayın lütfen.
- Bir kapta un ve kabartma tozunu karıştırıp, elekten geçirerek sıvı karışıma ekliyoruz. Koyu boza kıvamında olan kek harcımızı yağladığımız kek kalıbımıza dökerek fırına veriyoruz.
- Ortalama 40-45 dk kadar pişirdikten sonra kürdanla ya da bir bıçakla ortasının pişip pişmediğini kontrol ediyoruz ve fırından alıyoruz.
Afiyetle & sağlıkla,
31 Ekim 2011 Pazartesi
6 AYLIK TECRÜBELİ ANNE BİLDİRİYOR
Işık hızı ile akan giden zaman bugün sizlerin karşısına beni "6 aylık" bir tecrübe ile çıkarttı bile. Küçük kuzum Aras'ın doğumunun üzerinden günler, haftalar ve hatta mevsimler geçtikten sonra arkama baktığımda ufak ufak yükselen bir kuleye benzetiyorum çıkarımlarımı ve deneyimlerimi.
Annelik ne okumayla, ne dinlemeyle, ne görmeyle edinilir denir ya "yaşamak gerek" deyimi tamamen yerinde diyorum sadece.
Şimdi bugün filmi başa sarsam ne olurdu ;
Hahahahah daha çok mu body alırdım :) Sayısını bilmem o tüketim çılgınlığıma bağlı olarak değişir ama ben...
- Çocuğun ayına göre kıyafet almazdım. Aras mı büyük bir çocuk bilmiyorum ama hiç ayının kıyafetleri rahat rahat olamadı :( Annemin deyimi ile "kıspet" gibi giydi yavrucak. Zaten kısa olan giyim ömürleri iyice kısaldı. Elde etiketli ürün bile kaldı, tıpkı bir çoğunuzun olduğu gibi. Biz şimdiden 12 ay giyiyoruz :)
- Bebek arabası alırken başka başka şeylere bakardım ... 5 noktadan kilit, sıfır şekilde yatması, 360 derece dönen tekerlek ... Eee bunlar çoğunda var ... Bakacağım şeyler, açıkken asansörümüze sığıyor mu, alttaki sepeti geniş mi (allahtan benimki çok geniş), kapandığında kapladığı yer ne kadar, güneşliği ne kadar örtüyor, yanlardan çocuk korunaklı mı gibi...
- Bağcıklı ayakkabı almazdım. O tombik ayaklara cırt cırt daha iyi oluyormuş meğer...
- Yine çanta alacak olsam Okiedog alırdım..Allahım ne rahat çanta diyorum her sırtıma taktığımda :)
- Tülbent.. tülbent..tülbent.. Yazın çocuk mu doğurdunuz? Ter bezi yapın, güneşlik yapın, battaniye yapın, havlunun içine koyup fazla suyunu alın, arabanın içine yayın sırtını terlemekten koruyun... Yaşasın evdeki 10 tane tülbentim :)
- Sağlık sigortası limitini daha yüksek tutardım.. Çocuk bu , her ay doktorda, yok reflüdür, alerjidir.. belli olmuyor.. Yüksek tutun benimkisi gibi zınk diye bitmesin :(
Bunlar sadece bir kaç tanesi elbette...
Elde birikiyor tüm deneyimler yavaş yavaş...
Çok güzel bunları biriktirmek, unutmayayım diye de bana yazmak düştü elbette. Deftere yazmadım, size yazdım.
Fena mı etmişim :)
Afiyetle & sağlıkla,
26 Ekim 2011 Çarşamba
TARHANA ÇORBASI
Hiç yakışmadı ama yapacak bir şey yok.
Yemekbahane'nin 6. yılını tarhana çorbası ile tamamlayan bendenize ne derseniz yeridir. Ama biliyorum demezsiniz :) Siz anlarsınız beni.
Yazma .. yazma diyen bünyeme inat yok yazıyorum.
Domatesi doğrayıp peynire katık etsem yazıcam artık :)
Bu çorba da o misal ... Tarhananın yapılışını anlatırmışım, orta yerimden çatlamak için :)
Eveeetttt şimdi o çok güldüğüm televizyon programları gibi yapayım. 5 dk'da yemek yapamayan ama her yaptığına harika diyen hanım gibi :)
Marketten itina ile tarhana alıyoruz.. Yok biz marketten almıyoruz, yengecik yapıyor :) Aslında ondan öğrensem ya, tembelim tembel ....
Neyse ... Biz ailecek severiz tarhanayı.
Hatta tekerlemesini bile söyleriz.
Tarhana tartar, boğazımı yırtar, baklava kardeş gel beni kurtar..
Bu çorbayı çocukken aynı tencereyi kaşıkladığım canım kuzenim Duduşka'ya adıyorum :)
Malzemeler:
Her bir porsiyon için 1 su bardağı su ve 2 kaşık tarhana
Yani 5 kişilik yapmak için;
- 3-4 yemek kaşığı sıvıyağ
- 2 yemek kaşığı domates salçası
- 5 su bardağı su 10 yemek kaşığı tarhana
- 2 adet Maggy tavuk bulyon ***isteğe bağlı olarak konmayabilir
- tuz
Yapılışı:
- Salçayı sıvıyağda bir müddet pişiriyoruz.
- Üzerine oda ısısındaki suyu ve tarhanayı koyup sürekli karıştırarak pişiriyoruz.
- Koyulaşmaya başlayınca bulyon ve tuz ile tatlandırıyoruz.
- Tereyağında kızartılmış bayat ekmek dilimleri ile servis ediyoruz.
Başta da dediğim gibi ...
Yemekbahane 6 yaşını tamamladı. Benimle olduğunuz için çok teşekkür ederim.
Afiyetle & sağlıkla,
18 Ekim 2011 Salı
AKŞAM OLSUN EVE GİDELİM ANNESİ
14 Ekim 2011 Cuma
BAŞIM SEBZE ÇORBASI İLE DERTTE!
6 Ekim 2011 Perşembe
HAVUÇLU KEK
Şimdi burnumun direği sızladı yazmaya başladığımda. Yalova'da akşamüzeri çay saati için yapmıştım ve şu anda orada olmayı istedim, hem de nasıl...
Daha önce başka bir tarif paylaşmıştım ama bu son yaptığım keki daha çok beğenince sizlerle de paylaşmak istedim.
Malzemeler:
- 3 adet yumurta
- 1 su bardağı toz şeker
- 1 su bardağı süt
- 1 su bardağı sıvıyağ (yağ miktarını arzuya göre azaltabilirsiniz)
- 1 adet büyük boy havuç
- 1 kase iri dövülmüş ceviziçi
- 1 paket kabartma tozu
- 1 paket vanilya
- 2,5 - 3 su bardağı un
- 1 tatlı kaşığı tarçın
Yapılışı:
- Fırınımızı 180 derecede ısınmaya bırakıyoruz.
- Yumurta ve şekeri krema kıvamına gelene kadar çırpıyoruz.
- Havucu rendeliyoruz. Yumurta-şeker karışımına süt, sıvıyağ ve havuç rendesini de ilave ediyoruz.
- Kabartma tozu, vanilya ve 2,5 su bardağı unu da ekleyip çırpmaya devam ediyoruz. (Kıvamı sulu olursa un ilave edebilirsiniz)
- Tarçın ve cevizi de ekleyerek, kek karışımını, margarinle yağladığımız kek kalıbımıza döküyoruz.
- Yaklaşık 40 dk kadar pişiriyoruz. İçinin pişip pişmediğini kürdan ya da bir bıçak saplayarak kontrol edip fırından alıyoruz.
27 Eylül 2011 Salı
BİR DÖNDÜK PİR DÖNDÜK
Aras daha 40 günlük değildi, biz Yalova'ya göçtüğümüzde. Göçtüğümüz diyorum çünkü bizim yazlığa gidişimizi ancak bu kelime ifade eder :) Aras'ın yatağı, küveti, kovası, steril makinası, osu, busu derken biz bir koca minübüs ile yazlığa göçtük :)
4 Eylül 2011 Pazar
CEVİZ DOLGULU KURABİYE
- 1 yumurta
- 1 paket kabartma tozu
- 1/2 paket margarin (Sana hamurişi kullandım)
- 1 paket vanilya
- 1,5 çay bardağı pudra şekeri
- 3 su bardağı un (hepsini birden dökmemenizi öneririm)
- 1 kase iri dövülmüş ceviz
- 2 yemek kaşığı toz şeker
- 1 yemek kaşığı tarçın
- Margarin, yumurta,pudra şekeri, vanilya ve kabartma tozunu yoğurma kabına alıyoruz. Un ekleyerek tüm malzemeyi kulak memesi kıvamına gelene kadar yoğuruyoruz. Hamuru 15 dk kadar buzdolabında bekletiyoruz.
- İç malzemeyi bir kasede harmanlıyoruz.
- Fırını 180 derece ısınmaya bırakıyoruz.
- Kurabiye hamurundan ceviz büyüklüğünde parçalar alıp avucumuzun içinde açıyoruz. Ortasına cevizli harçtan koyup kapatarak yuvarlıyoruz.
- Yağlı kağıt serdiğimiz fırın tepsisine kurabiyeleri diziyoruz. Üzerlerine de birer parça ceviz koyup fırına veriyoruz.
- Pembeleşince fırından alıyoruz.
26 Ağustos 2011 Cuma
MUHALLEBİLİ GÜLLAÇ
- 5-6 yaprak güllaç
- 1,5 su bardağı süt (güllaçları ıslatmak için)
- arası için ceviziçi
- üzerine süslemek için ceviz
- 1 kg süt
- 5 tepeleme yemek kaşığı un
- 5 tepeleme yemek kaşığı toz şeker
- 1 paket vanilya
- 125 gr margarin
- Önce muhalebiyi hazırlayalım.
Tencereye süt, un, şeker ve vanilyayı koyalım ve koyu muhallebi kıvamına gelinceye kadar karıştırarak pişirelim. (Kıvamını daha rahat ayarlamak için sütün ilk etapta hepsini dökmemenizi tavsiye ederim, unun markasına, kaşığın büyüklüğüne göre farklılık gösterebilir)
Koyu muhallebi kıvamına gelince margarini sıcakken ekleyelim ve yaklaşık 10 dk kadar (ne kadar uzun olursa o kadar iyi) mikserle çırpalım.
Borcamın en alt kısmına güllaç yapraklarından kıralım bir sıra dizelim. Süt ile ıslatalım. Bir kat daha aynı işlemi yapalım. (Güllaç yapraklarınız borcamdan küçük olacağı için bir yaprakları bölerek kullanıyoruz) Bir kat muhallebi döküp ceviz içi serpelim.
Bir kat daha güllaç yaprağı koyup sütle ıslatalım.Tekrar bir kat daha koyalım ve ıslatalım. Yine muhallebi ve ceviziçi dökelim. Son olarak yine 2-3 sefer güllaç dizdikten sonra buzdolabında birkaç saat bekletelim. Ceviz ile süsleyerek servis edelim.
22 Ağustos 2011 Pazartesi
CORNFLAKESLİ (MISIR GEVREKLİ) KURABİYE
Bu kurabiyeyi yapmama vesile olan aslında markasını daha önce duymadığım bir kutu mısır gevreğini denemek üzere satın almam oldu. Aldığım ürünü beğenmeyince ben de kurabiye yapmaya karar verdim :) Hani insanlar genelde sağlıklı ve az yemek adına mısır gevreği tüketirken benim kurabiye yapmam tam da tezat bir duruma sebep oldu :)
Dışı çıtır çıtır oldu ve biz çok beğenerek yedik, sizlere de tavsiye ediyorum.
Malzemeler:
- 1/2 paket margarin (teremyağ ya da hüner kullanıyorum)
- 1 adet yumurta (sarısı hamuru için, beyazı dışına)
- 1,5 çay bardağı pudra şekeri
- 1 paket kabartma tozu
- 2,5 - 3 su bardağı un
- 1 su bardağı iri dövülmüş mısır gevreği
- 2 yemek kaşığı toz şeker
Yapılışı :
- Yumurtanın sarısı, oda ısısında yumuşamış margarin, pudra şekeri, kabartma tozu ve 2,5 su bardağı unu yoğuruyoruz. Hamurumuzun ele yapışmayan bir kıvamda olması gerekiyor, eğer hala alacağını düşünüyorsanız un ilave ederek kıvamını ayarlayabilirsiniz.
- Fırınımızı 180 derece ısınmaya bırakıyoruz.
- Tepsimize yağlı kağıt seriyoruz ya da hafifçe yağlıyoruz.
- Yumurta aklarını bir kasede çırpıyoruz.
- Mısır gevreğini toz şekerle karıştırıyoruz.
- Hamurdan ceviz büyüklüğünde parçalar kopartıp önce çırpılmış yumurta akına sonra da şeker-mısır gevreği karışımına bulayıp tepsimize diziyoruz.
- Üzerleri hafifçe kızarana kadar fırında pişmeye bırakıyoruz.
Afiyetle & sağlıkla,
7 Ağustos 2011 Pazar
KIRMIZI BİBERLİ PATLICAN SALATASI
Sizlerden gelen güzel yorumların yanında bir sürü de sevgi ve hoş temenni dolu mailleriniz de olunca insan yazamasa da unutulmadığını hissediyor. Hepinize teşekkür ediyorum.
Arascık 3 ayı geride bıraktı çok şükür artık ve verdiği tepkilerle bizi mest eder durumda. Hele gözlerimin içine baktığında kendimden geçiyorum diyebilirim. Yine aynı dua ile her isteyene nasip etmesini diliyorum Allah'ın bu duyguyu.
Her şey yolunda gitse de maalesef bir reflü ve inek sütü proteini alerjisi problemimiz var. Neyse ki gereken tedaviyi uyguluyoruz da o ilk günlerdeki sıkıntıları geride kaldı. Yeni anne adaylarına tavsiyem bulgularınızı hemen doktorunuzla paylaşın ve erken önleminizi alın. Aras, anne sütü yetersiz olduğu için Aptamil mama içerken son derece huzursuz oluyordu. Mama sonrasında sürekli ağlamaklı ve sıkıntılıydı. Sonra sonra öksürük başladı, derin ve tok sesli öksürükler... Bu öksürüklerden korkup yazlıkta olduğumuz için kendi doktoru dışında bir doktora muayeneye götürdüğümde, soğuk algınlığı teşhisi kondu ve o doktor antibiyotik yazdı. Bundan şüphelenip, henüz 1 aylık çocuğa antibiyotik yazılır mı diye kendi doktorumuzu aradım. Hemen Aras'ı görmek istedi ve biz apar topar İstanbul'a döndük, meğer Aras reflü olmuş ve reflüyü mamanın içerisindeki inek sütü proteini tetiklemiş. Çok şükür şimdi farklı bir mama kullanıyoruz. Tabii bu antialerjen mama (Pregomin AS) bir hayli pahalı. Bunun için Cerrahpaşa'dan rapor aldık ve SGK ayda 8 kutusunu karşılıyor. Yani eğer bu tip bulgularınız olursa ve tedavi gerektirirse devlet mama konusunda destek veriyor. Şimdi çok şükür kusma, huzursuzluk ve öksürük kalmadı. Temennim ek gıda sürecine gelene dek bu alerjinin vücut tarafından unutulması ve rahatça ek besinlere geçebilmemiz.
- 4 adet bostan patlıcan
- 5 adet kırmızı yağ biberi (kambo biber)
- 5 adet çarliston biber
- 3-4 diş sarımsak
- yarım bağ maydanoz
- Zeytinyağ-limon-tuz
- Patlıcan ve biberleri közlüyoruz. Soğuyunca kabuklarını soyup doğruyoruz.
- Sarımsakları havanda dövüyoruz. Maydanozları iri şekilde kıyıp hazırlıyoruz.
- Tüm malzemeleri karıştırıp servis ediyoruz.
5 Ağustos 2011 Cuma
ENGİNAR DOLMASINDA GÜNCELLEME VAR!
Güncelleme yaparken iyi oluyor aslında geçmiş yazılara dönüp bir göz atmış oluyor insan. Ben de geçenlerde pişirdiğimiz enginar dolmasının fotoğrafını çekmiştim, sitedekini değiştiririm diye, bari bunu koyayım dedim. Hey gidi günler, 2008'de yazmışım taaa bunun tarifini. Malum yaz mevsimi ve enginar hala burada bir hayli bol. Biz yazı Yalova'da geçiriyoruz ve Yalova sebzesi meyvesi bol bir yer.. O yüzden burada bol bol enginar dolması yaptık bu sene. Hatta geçenlerde Aras'ın 3. ayını dolduruşunu enginar dolması partisi ile kutladık :) Misafirlerin çok hoşuna gitti... Haahahhaha Enginciğin dediği kadar varım, bana da kutlama yapmaya vesile olsun :) Sitedekiler Aras'ın 4. ayını bekliyor şimdi de :)
Ramazan ayında iftar sofralarına fark katacak bu tarifi denemeye ne dersiniz?
Afiyetle & sağlıkla,
3 Ağustos 2011 Çarşamba
AJANDA AGUSTOS 2011 SAYISI YAYINDA
Çok parçalı hayatımda ufak adımlarla denge kurma teşebbüslerim sürüyor. Ajanda'nın da ucundan tutmaya çalışıyorum hala elimden geldiğince. Gerçi eskisi gibi bir kaç yazı yazamasam da en azından bir yazım olsun istiyorum ve iki arada bir derede bir şeyler karalıyorum. Ajanda'ya bir yaz molası vermiştik ve o mola sonrasında Ağustos sayımız çıktı. Yepyeni içerik ve yazarları ile Ajanda yine dopdolu oldu. Neler mi var? Ben saymasam da siz göz atsanız ;) çok daha güzel olmaz mı?
Bu arada eskiden yaptığım Ramazan menülerini yaparım belki diyordum ama süreklilik sağlayamam diye başlamaya tereddütüm var... Ama diğer blogların rengarenk sayfalarını gördükçe imreniyorum... Ne kadar özlediğimi anlatamam sizlere...
Şimdilik hoşçakalın ve Ajanda'yı okumayı unutmayın ... Ferahlatan kapağı ve herkesin ilgisine göre bir şeyler bulacağı Ağustos sayısını beğeneceğinizi umuyorum...
Afiyetle & sağlıkla,
28 Temmuz 2011 Perşembe
İMAM BAYILDI
Ne kadar çok ara verdim. Elimin altında hem internetin olmayışı hem de yazacak pek bir şeyler pişirmemekten ötürü sizlerden ister istemez uzak kalıyorum. Aras'ı alıp yazlığa geldim...Burada günlerimiz gayet rahat geçiyor.Hiç değilse İstanbul'un sıcak ve boğucu havasından uzakta 10 yıldır yapamadığım yaz tatilini nispeten yapıyor sayıyorum kendimi. Arascık her şarta alışıyor burada. Annesi onu oradan oraya taşıyor, o da gıkını çıkartmıyor yavrucuk :)
- 3 adet büyük boy patlıcan
- 2 adet büyük boy soğan
- 7-8 diş sarımsak
- 2 adet büyük boy domates
- 4 adet çarliston biber
- ince kıyılmış maydanoz
- tuz-karabiber
- 1 yemek kaşığı domates salçası
- kızartmak için sıvıyağ
- Patlıcanları iyice yumuşayıncaya kadar kızartıyoruz.
- Her patlıcanı ikiye kesip ortalarını bir kaşıkla iç malzemeyi doldurabilecek şekilde açıyoruz.
- Soğanları ay şeklinde piyazlık doğruyoruz. Sarımsakları, domatesleri ve biberleri ufak ufak doğrayarak hazırlıyoruz.
- Bir tavaya 5 yemek kaşığı zeytinyağı koyup, soğan ve sarımsakları yumuşayıncaya kadar soteliyoruz. Daha sonra biberleri ekleyerek onları da pişiriyoruz.
- Domates ve salçayı ekleyerek harcımızı bir miktar su ile sulandırıyoruz. Baharatını ekledikten sonra maydanozunu ilave ediyoruz.
- Harcımızı patlıcanların içerisine doldurup fırın tepsisine diziyoruz. Üzerine domates ve biberle süs yapabilirsiniz. Tepsiye bir miktar su ilave edip 200 derece fırında yaklaşık 15 dk kadar pişiriyoruz.
28 Haziran 2011 Salı
2 AY BİTERKEN
14 Haziran 2011 Salı
ELMALI KEK
Günler günleri kovalıyor. Arasımızın kırkını da uçurduk çok şükür...Artık dışarıya çıkmak benim için daha pratik bir hal almaya başladı. Çoğunuzun bana yorumlarınızda belirttiğiniz gibi insan her şeye alışıyor.Artık Müge 5 dk da sokakta :)
- 3 yumurta
- 1,5 su bardağı toz şeker
- 1 adet elmanın rendesi
- Üzeri için 2 adet elma
- 1,5 çay kaşığı tarçın
- 1 paket kabartma tozu
- 1/2 su bardağı süt
- 1/2 su bardağı sıvıyağ
- 2 su bardağı un (daha alırsa ilave edilmesi gerekir)
- Fırınımızı 180 derecede ısıtıyoruz.
- Yumurtaları şeker ile krema kıvamına gelinceye kadar çırpıyoruz.
- Kıvamına gelen karışıma tarçın, kabartma tozu, süt ve sıvı yağı ekliyoruz ve bir müddet daha çırpıyoruz.
- Elma rendesini de kattıktan sonra unu ekliyoruz. (Kaşıktan koyu kıvamda akan bir karışım olması gerekiyor, ilave un koymanız gerekirse bir iki kaşık daha ekleyebilirsiniz)
- Borcamı ya da kek kalıbımızı margarin ile iyice yağlıyoruz.
- Kek harcımızı kalıba döküp üzerine dilimlenmiş elmaları dizerek fırına veriyoruz.
- Yaklaşık 35-40 dk sonra kürdan testi yaparak pişkinliğini kontrol ettikten sonra fırından alıyoruz.
8 Haziran 2011 Çarşamba
VE AJANDA 1 YAŞINDA DEDİK... HAZİRAN 2011 SAYISI YAYINDA!
Geçtiğimiz 12 ayda ne çok şey olmuş.. Arasıma kavuşmanın yanında hayatımda bir sürü şey olmuş bitmiş.. Bunlardan biri de Ajanda..Bir fikrin üzerinde yapılan çalışmalar, yaşanan heyecanlar, sarfedilen emekler bize tam 12 sayılık bir seri vermiş, hem de her birinde kendimizi geliştirdiğimiz, kalite çıtasını yukarı çekmeye özen gösterdiğimiz 12 sayı.
Ajanda ekibi gururla sunar 12. sayısını ... 1. yaşımızı kutladığımız sayımız yine dopdolu..
Ekip olarak yeni yaşımızı kutladığımız organizasyonumuzda ortak tek temennimiz şu oldu ...Nice sayılara !
Keyifle okuyacağınızı ümit ettiğim Haziran 2011 sayısını okumak için blogumuzu ziyaret edebilirsiniz.
Online okumak için buyrun buraya tıklayın!
2 Haziran 2011 Perşembe
TAVUKLU BÖREK
Annemin memleketinde (Hayrabolu) yapılan bir mantı vardır. Ördek eti ile pişirilir, içine pirinç konur ve ördeğin haşlandığı su ile fırında pişen mantı haşlanır ve tekrar fırına verilir. Onlar yoğurtla yemezler ama ben yoğurtla bayılırım. Bu mantıyı ancak yengeciğim yaparsa yiyebiliyoruz artık. En son hamileliğimde canım çekince tepsi tepsi taşıdı İstanbul'a mantıları, hem de koca bir şişe ördek suyu ile.. Taze taze yedirdi bana. Ben boşuna demiyorum hamileliğimi çok özlüyorum diye :) Şirketteki bir arkadaşımın dediği gibi Sindrella misali balkabağına dönüştüm :), geride kaldı o prenseslik zamanı. Doğumdan bir kaç gün evvel de yine mantıdan bahsederken anneciğim biz de çakma mantı yaparız demişti :) Tavuklu börek o mantıdan feyz alınarak yapılmıştı. Biz tadına doyamadık. Buyrun siz de deneyin...
Malzemeler:
- 1/2 kg tavuk göğüs
- 2 adet orta boy kurusoğan
- 5 adet yufka
- tuz, karabiber, yenibahar
- 1 paket dolmalık fıstık
- 1 paket dolmalık üzüm
- sıvıyağ
Yapılışı :
- Göğüs etlerini bir tencereye koyup üzerini geçecek kadar su ilave ederek iyice haşlıyoruz.
- Haşlanan etleri soğuduktan sonra ince ince didikliyoruz, suyunu süzerek bir kaba alıyoruz.
- Soğanları ufak ufak yemeklik şekilde doğrayıp, 1/2 çay bardağı sıvıyağda (ben mısırözü kullanıyorum) soteliyoruz. Soğanlara fıstıkları da ilave ediyoruz.
- Didiklenmiş tavuklarla üzümü de ekleyip beraberce sotelemeye devam ediyoruz. Tuz, karabiber ve yenibaharı da ilave ederek iç harcımızın hazırlığını tamamlıyoruz.
- Fırınımızı 200 derecede ısıtıyoruz.
- Tepsimizi yağlayarak bir kat yufkayı kenarları dışarıda kalacak şekilde tepsimize yayıyoruz. Yufkanın üzerinde biraz sıvıyağ gezdirip ikinci katı da yayıyoruz. Yine sıvıyağ gezdirdikten sonra üçüncü katı yayıp iç harcı eşit miktarda bu katın üzerine koyuyoruz. Dördüncü kat yufkanın üzerine yine yağ gezdirip, son kat yufkada dışarıda kalan yufkaları da toparlıyoruz. En üstüne de yağ sürüp böreği fırına veriyoruz.
- Böreğin üzeri kızarınca fırından alıp kesiyoruz ve ayırdığımız tavuk suyunu böreğin üzerine döküyoruz. Bu işlem sonrasında tekrar bir müddet daha fırına veriyoruz ve suyunu çektiriyoruz.
- Ilıkken servis ediyoruz.
Afiyetle & sağlıkla,
27 Mayıs 2011 Cuma
FIRINDA MÜCVER
- 3 adet kabak rendesi
- 50 gr (bir avucun yarısı kadar diyebiliriz) beyaz peynir
- ince kıyılmış dereotu (1 avuç)
- ince kıyılmış maydanoz (1 avuç)
- ince kıyılmış 3 sap taze soğan
- 1 adet ufak boy kurusoğan (ufak yemeklik doğranacak)
- 1/4 çay bardağı sıvıyağ
- 1 paket kabartma tozu
- 2 tepeleme yemek kaşığı kepekli un (daha da alırsa ekleyebilirsiniz) (normal un da kullanılabilir)
- tuz - karabiber - kırmızı pul biber
- 3 adet yumurta
Yapılışı :
- Fırınımızı 180 derecede ısınmaya bırakıyoruz.
- Fırın kabımızı margarin ile yapışmaması için yağlıyoruz.
- Rendelenmiş kabakların iyice suyunu sıkıp bir kasede diğer tüm malzemelerle iyice karıştırıyoruz. (Kaşıktan akmayan bir kıvam olması gerekiyor, buna göre unu ayarlayabilirsiniz)
- Yağlanan fırın kabına döküp yaklaşık 25-30 dk kadar pişiriyoruz. Kek kontrolü yapar gibi kürdan ile pişip pişmediğini kontrol edebilirsiniz.
Afiyetle & sağlıkla,
17 Mayıs 2011 Salı
SOKAĞA ÇIKMAK
Kendi kendimize gül gül öldük :) Bir de arabaya binsek ne olacak diye...
Ama kendimizi 2 gün içinde aştık bile , bugün Aras ilk pikniğini yaptı :) Sinem teyzesinin müthiş lojistiği ile iplerini koparttı deniz havasında püfür püfür 2 saat uyuyarak ciğerlerine çekti oksijeni.
Sokağa çıkmak bir iş oldu bizim için artık :)
Hadi bakalım :)
9 Mayıs 2011 Pazartesi
YENİ BİR DÖNEM BAŞLADI HAYATIMDA
Buralarda olamasam da gelen mesajlarınızı okuyorum.Beni yalnız bırakmadığınızı hissetmek bana nasıl iyi geliyor bir bilseniz. Bir müddet buralara sıkça uğrayamayacağımı biliyordunuz zaten, bunu 9 aydır beni takip edenler az çok tahmin etmiştir.O bekleyişim 28 nisanda son buldu, artık Aras'ım yanımda...Birbirimize alışmakla geçiyor günlerimiz.Hayatımın anlamı, yaşama bakışım değişti o geldiğinden beri, bir çok annenin olduğunun gibi.Şimdilik belirli bir rutinde gitse de günlerimiz, her an büyüdüğünü seyretmek büyük bir keyif gerçekten de.
Dün ilk anneler günümüzü kutladık oğlumla..Hayatımda yeni bir özel gün daha var artık ve sanırım bu en özeli oldu. Ayrıca dünün bir başka manası daha vardı ailemiz için..Biricik aşkım, sevgili eşimle 7. evlilik yıldönümümüzü kutladık. Geçtiğimiz senelerden farklı olarak minik oğlumuz bize katıldığı için çok daha anlamlı bir kutlama oldu.
İşte böyle sevgili dostlarım..
Bir müddet müsadenizle diyerek, tüm annelerin geçmiş anneler gününü kutluyorum...
Sağlıkla ve afiyetle kalın...
Müge
20 Nisan 2011 Çarşamba
TAVUKLU ÇORBA
Evde geçen günlerimde bol bol Master Şef yarışmasını seyrediyorum. Eğer bu çorba fotoğrafını oradaki jüri görse beni direk defederdi sanırım :) Presentasyon açısından hayli zayıf bu fotoğraf için sizlerden çok özür dilerim. Bu aslında benim en sevdiğim çorbadır. İşte en sevdiğim çorba olması ve bu yüzden de hemencecik bitmesi sebebiyle hiç doğru düzgün bir anda fotoğraflayamadım uzun zamandır paylaşmak istememe rağmen. Ta yayla çorbasını yazdığımda söylemişim en sevdiğim çorbanın bu olduğunu, artık dayanamadım, bir gece vakti içeceğim kasenin şip ve de şak diye ne ışık, ne tabak, ne kompoziyon hiç bir şeyine takılmadan çektim gitti fotoğrafı. Affedin :) Ama tadına doyamadığım çorbamı seveceğinize eminim ...
Malzemeler:
- 100 gr göğüs tavuk eti (arzu eden but da kullanabilir)
- 3 tepeleme yemek kaşığı yoğurt
- 1 yumurtanın sarısı
- 2 tepeleme yemek kaşığı un
- 4-5 su bardağı tavuk suyu (kıvama göre eklenebilir)
- 1 adet Maggy tavuk bulyon
- tuz
- 50 gr tereyağ
- Tavukları haşlayıp didikleyerek hazırlıyoruz.
- Un, yoğurt ve yumurta sarısını bir kasede çırpıp, oda ısısındaki su ile bir miktar açıyoruz. Tencereye tereyağını koyup eritiyoruz. Kıvamını açtığımız yoğurtlu sosu tavuk suyu ile karıştırarak tencereye ilave ediyoruz. Eğer tavuğunuzun çorbaya çok özleşmesini isterseniz bu aşamada tavukların da eklenmesi gerekir, ancak but kullanırsanız sonuna doğru eklenmesi daha iyi bir sonuç verecektir.
- Bulyon ve tuzunu dengeleyerek ilave ediyoruz.
- Çorbanın sürekli karıştırılması gerekmekte, koyulaşınca üzerine tereyağ yakılarak servis edilebilir. (Koyuluğuna göre sıcak su ilavesi yapılabilir)
Afiyetle & sağlıkla,
16 Nisan 2011 Cumartesi
BABY SHOWER PARTİSİNE AİT DİĞER DETAYLAR VE OYUNLARIMIZ
Partinin ayrıntılarına devam ....
Şule'nin desteği ile hazırladığımız peçetelikleri servislere yerleştirdim. Masaları beyaz çiçekler ve mavi tüllerden hazırladığım süslemelerle dekore ettim. Ayrıca "baby" yazılarını da masalara serpiştirerek renklendirdim. Partimizde 15 tane çocuk vardı, o yüzden onları da unutmadım :) Sakız kavanozu ve gofret kovası onların bir hayli ilgisini çekmeye yetti :) Büfedeki yiyecekleri de yine Şule'nin görselleri ile renklendirdim.
Menümüzde:
Ispanaklı börek, kıymalı börek, patates salatası, mercimek köftesi, tuzlu kurabiye, yoğurtlu havuç, profiterol ve pasta vardı.
Oyunlarımız :
Mamaların tadına bakarak içinde ne olduğunu tespit etme; bu oyun hakikaten görülmeye değerdi. Yiyenlerin yüzleri her bir yudumda şekilden şekile girdi :)
Koordinasyon oyunu; bebğiniz kucağınızdayken aynı anda hem çamaşır asıp, hem telefonda arkadaşınıza dün gece oynayan dizinin konusunu anlatıp hem de ağlayan bebeğinizi susturabilir misiniz? Kaç tane çamaşır astığınız perfomansınızı gösterecek ... Çok güldüğüm bir oyun oldu...
Kim bu ünlü ? Ünlülerin bebeklik fotoğraflarını tanıma oyunu da akılları bir hayli çalıştırmaya yetti...
Sevgili Sinemciğimin hazırladığı birbirinden güzel oyunlarla partimiz daha da şenlendi.. Sonunda bir de sertifika kazanıldı. Tabii benden de hediyeler :)
Hediye konusunda çocukları da unutmadım elbette... Hepsine parti sonunda birer kitap hediye ettim, tabii yaş gruplarına göre... Kimisine masal, kimisine boyama kimisine de hikaye kitabı... Bu da onları çok mutlu etti...
İşte uzun uzzunnn partimiz böyleydi :) Artık oğluşumu bekliyorum, son bir kaç günüm.. Çok sık yazamasam da kalbim sizlerle..
Kendinize çok iyi bakın...