27 Ekim 2007 Cumartesi

PRENS & PRENSES İÇİN ...

Dün gece saat (sabah demeliyim aslında) 04:00'e kadar bugün teslim edeceğim minik Ralf ve Rayna'nın vaftizleri için istenen prensens ve prens konseptli kurabiye ve pasta ile uğraştım... Şu anda taze çekilmiş resimleri koymadan evden çıkmayayım dedim ...
Bir döndüm pir döndüm galiba :)

Detayları ve daha bir sürü resmi dönünce ekleyeceğim ...

Yine yeniden sizlerleyim...

Evet cumartesi tam evden çıkmadan önce koyduğum yazının devamına başlayalım...
Yaklaşık 2-3 hafta önce minik Ralf ve Rayna'nın vaftiz törenlerinin konsepti belirlendiğinde bu miniklerin annesi sevgili Nil ile pasta ve kurabiye konusunda ne yapalım diye oturup düşündüğümüzde taç konseptinde karar kıldık. Kilisedeki törenin ardından akşam yemekte masalara çiçek yerine çubuklu kurabiyelerin hoş olabileceğini , böylelikle bir nevi tören şekeri gibi de algılanabileceğine kanaat getirdik. Pasta ise 50 kişilik olarak iki katlı olarak tasarlandı. Kurabiyeler ile uyumlu olması için taç konseptini pastada da kullandık.. Ayrıca minik ikizlerin resimlerini de yenilebilir kağıda bastırıp şeker hamuru ile pastada kullanmaya karar verdik.
Gelelim pastanın yapım aşamasına :
Pandispanya'da Emel Başdoğan'ın tarifini uyguladım.
Alttaki dikdörtgen kat için buradaki pandispanya tarifinin iki sefer, 1,5 katını hazırlayarak iki tane pandispanya pişirdim.Ayrıca üst kat için de 20 cm'lik kelepçeli kalıpta 1 ölçü daha hazırladım. Yani 1,5 ölçüden iki sefer , bir ölçüden bir sefer olmak üzere 3 adet kekim oldu.

Dikdörtgenleri aradan bölmedim. Sadece üst katı ortadan ikiye ayırdım.
Portakal suyu ile kekleri fırça yardımı ile hafifçe ıslattım.
Ara malzeme olarak 2 paket çikolatalı cremole'yi 3,5 su bardağı süt ile çırptım. İçerisine çikolata rendeledim ve bolca fıstık koydum.Birinci dikdörtgen kekin üzerine bu iç malzemenin 3/4'ünü döktüm ve her yerine eşit gelecek şekilde spatulam ile yaydım.İkinci dikdörtgen keki üzerine kapattım.
400 gr bitter+sütlü çikolatayı benmari usulü eritip, 2 paket sıvı krema ile çırpıp kekin dışını bu ganaj ile iyice sıvadım. Dikdörtgen pastam hazır olunca şeker hamuru ile kapladım ve yuvarlak pastayı oturtmak istediğim yerleri işaretleyip , oralara tahta çöpşişlerden sapladım. Bunu üstteki katı koyunca çökme yapmaması ve üst katı sabitleyebilmek için uyguladım.

Yuvarlak kat için de ara malzeme ve sıvama ganajı uyguladıktan sonra yine krem rengi şeker hamuru ile kapladım ve hazırladığım çöpşişlerin üzerine sabitledim.


Pastanın süslemelerinde dore renk minik şekerler ve dore yenilebilir sim kullandım. Özellikle bebeklerin baş harfletini dore ile renklendirdim ve son olarak pastayı tamamladıktan sonra büyük boy fırça ile pastanın geneline dore fırça darbeleri yaptım.

Image Hosted by ImageShack.us


Kurabiyelerde ise her zamanki gibi bu tarifi kullandım.
Törenlerine de katıldığım minik ikizlerin vaftizlerinin ardından ben de onlara tatlı , sağlıklı, huzur dolu bir hayat diliyorum.


25 Ekim 2007 Perşembe

SON BİR HAFTA

Biliyorum artık bıktınız ... Hep aynı resim... Hep aynı yazı... Bir tarif koymaz mı insan... Girip bakmaz mı şu bloğa ...
Haklısınız ... Ne deseniz haklısınız.. Bayram sonrası söz verdiğim gibi mutfağa girip yeni bir şeyler deneyemedim.Ama çok yoğun bir hafta geçirdim...İsterseniz biraz bahsedeyim..

Üç günlüğüne iş için Tel Aviv'deydim... Açıkça itiraf etmem gerekir ki, mevcut siyasal durumlar nedeniyle çok endişeliydim seyahatim için.
Havaalanında neler yaşarım, konakladığım yer nasıl olur, insanlar beni nasıl karşılar gibi endişelerim vardı.Sonuçta sadece basından ve medyadan takip ettiklerimdi tüm bildiğim.Ama bir kez daha gördüm ki her yazılana , çizilene , aktarılana körü körüne inanmak, önyargılı davranmak gereksiz...Tıpkı bize ve ülkemize yapıldığı gibi... Uluslararası bir şirkette çalıştığım için ve bu şirketi çok iyi bildikleri için mi bilmem ama ben çok rahat geçtim tüm sorgulardan.. Ancak şu bir gerçek ki.. Cep telefonumun şarj aleti bile tek başına dedektöre tutuldu.. Anlayacağınız her şeyim didik didik arandı..Ama son derece kibar ve yardımcı olmaya gayret gösteren çalışanlar tarafından..Bu bile onların sadece işini yapmaya gayret gösterdikleri izlenimi verdiği için katlanılabilir bir durum yarattı bende.Tel Aviv bulunduğu coğrafyanın çok ötesinde yapılandırılmış; bunu hissedebiliyor insan.. Çok temiz, alt yapısı kuvvetli ve son derece güvenli bir şehir izlenimi veriyor insana...
İsrail mutfağının en önemli hususlarından Humus'u bir de İsrail'de tatma fırsatım oldu..Gerçekten çok lezzetliydi..Bunun dışında yediklerim dünya mutfaklarına çok yakın ve her yerde yenilebilecek yemeklerdi..

İsrail seyahatinin dışında bir de yeni kursa başladım. Sefa Usta önderliğinde verilen bu kursta eminim çok şey öğreneceğim. Şimdiden öğrenmeye başladım bile... Teknik bilgilerin ötesinde yeni yeni tarifler de deneme fırsatımız oluyor.. Sizlere de buradan öğrendiğim, hoşuma giden tarifleri muhakkak bildiriyor olacağım...
İlk olarak sanırım bir sonraki yazımda bu Tuzlu Kurabiye tarifi ile başlayacağım.. Lezzeti tartışılmaz çok güzel, sunumu şık ve malzemeleri pratik bu tuzlu ikramı eminim sizler de çok beğeneceksiniz...

Son olarak dün sanalmagaza.com.tr'nin düzenlediği Sadık Müşteri Yaratma konulu konferansa katıldım. Günümüz iş dünyasında , bu kadar farklı alternatifler sahada koşarken markalarımıza, hizmetlerimize sadık müşteriler yaratmak adına yürütülmüş çeşitli örneklemeleri dinledim. Dubai'nin ziyaretçi sayısını arttırmak ve insanları Dubai'de alışverişe yönlendirmek adına yapılan girişim açıkçası beni çok etkiledi..Bir lokasyon için sadakat programı yürütülmesi son derece yaratıcı... Türkiye ya da İstanbul için de neden uygulanmasın ???
Konferansın sonunda ben ne kadar sadık bir müşteriyim diye sormadan geçemedim kendime.. Galiba ben geleneksel bir müşteriyim ...Yani alışkanlıklarından fazla vazgeçemeyen , alıştığı ile devam eden.. Bu da beni bir çok noktada sanırım sadık kılmakta :)

İşte bir haftaya benim sığdırabildiklerim..
Bir daha arayı bu kadar açmayacağıma söz veriyorum !

Afiyetle kalın,

18 Ekim 2007 Perşembe

DÖNÜŞ..

Her güzel şeyin bittiği gibi bitti tatil..
Saat çalmadan uyanmanın keyfi de bitti tatil bitince...
06:15 kalk borusu kaldığı yerden ötmeye başladı yine..
Ama olsun o kalk borusu ötmese keyfini alırmıydım tatil sabahları kendiliğinden uyanıp, ohhh iş yok bugün deyip, dönüp, uykuya devam etmekten... Almazdım herhalde ...
Elde avuçta ne varsa bitmiş, yazmadığım bir iki yemek kalmış ... Onları da yazmak içimden gelmedi.. Ramazan sonrası daha farklı bir şeyler yazmalıyım dedim kendime...
Bugün hedef koydum ... Eve gidince muhakkak mutfakta tatlı bir koku bırakmalıyım ve yarın kokunun kaynağını buraya yansıtmalıyım...
Ama alışkanlık yarına kadar bekleyemedim işte. Baktım gelenler gidenler var , yeni bir şey bekliyorlar... En azından okumak için ...
Ben de yazmaya karar verdim...
Giderken internette aradığım şezlong resmini nedense bulamadım, ya da acelem vardı diyelim...O nedenle soranlar olmuş hani hayalindeki şezlong ya da parmakarası terlikler diye..
E giderken olmadı bari dönünce hem de kendi çektiğim şezlong resmini koyayım dedim :)



Bol uyumalı, bol yüzmeli, en fenası da bol yemeli tatilimden kalan bir enteresan resim var göstermeden geçemeyeceğim ....




Bu kocaman şeyden yiyemedim ben ... Zaten pek balık sevmezdim sanırım iyice soğudum :)

Afiyetle kalın,

10 Ekim 2007 Çarşamba

İYİ BAYRAMLAR!

Bu filmi izlediniz mi bilmiyorum ama romantik filmlerden hoşlanıyorsanız çok seveceğiniz bir film olacaktır ....


İşte ne zamandır hayalini kurduğum mesaj... :) Bu akşam kısmet olursa gidiyorum buralardan :)


Bekle beni tatil .....








Bu vesile ile buradan herkese sevdikleri ile güzel, mutlu, sevgi dolu, tatlı mı tatlı bir Bayram diliyorum ....


Bu truffları bayramda ikram edilmek üzere çok zarif bir hanım için hazırladım..









İyi Bayramlar !

9 Ekim 2007 Salı

KIŞ İÇİN HAZIRLIKLAR ve TUZLU KURABİYE

Image Hosted by ImageShack.us


Her ne kadar çok fazla üşüdüğüm için kış mevsimi ile aram pek iyi olmasa da kış için yapılan mutfak hazırlıkları bana çok keyif veriyor. Pazara gitme safhasından başlayıp, konserveler, turşular,dondurulmuş taze sebzeler,reçeller hazırlamak çok hoşuma gidiyor...
Bu sene kayınvalidemin hersene yaptığı bir çeşidi ben de denedim.. Hatta bir kavanozunu bitirdik bile diyebilirim :) Yemek harçlarına katmak en güzeli de pat diye canım Menemeni patlatmak için birebir ....

Bunun için ben pazardan yaklaşık 3 kilo kadar salçalık kıpkırmızı domateslerden ve 2 kadar da mis gibi kokan bahçe biberlerinden aldım...

Image Hosted by ImageShack.us

Domateslerin kabuklarını soydum ve yemeklik doğradım... Geniş bir tencerenin içerisine çok çok az sıvıyağ koyup, yine yemeklik doğranmış biberleri katıp hafifçe kavurdum. Biberlerin rengi döndükten sonra domatesleri ekledim ve tencerenin kapağını kapatmadan domatesler hafif pişinceye kadar kaynattım.Biraz tuz ekledim, çok değil ... Çünkü yemeğimiz yaparken de tuz koyacağımız için fazla gelebilir...Daha sonra henüz sıcakken kavanozlara doldurdum, kapaklarını sıkıca kapattım ve kavanozları vakumlamak için ters çevirip soğumaya bıraktım.

Bunun dışında buzluğa taze fasulye, bezelye, enginar ve barbunya da attım tabiii... Hele onlar ayıklanmış oldukları için son dakika yetişmesi gereken yemekler için süper oluyorlar!

Gelelim Tuzlu Kurabiyemize ...

İnternette şöyle kıyır kıyır ağızda dağılacak bir tarif arıyordum ne zamandır... Ve Lezize'nin bloğunda tam aradığım tarifi buldum... İçine bir kaç ilave yaptım, peyniri çıkarttım ... Sonuç gerçekten tam tahmin ettiğim gibi harika oldu... Annem de hatta demirbaş listesine sanırım ekledi bu tarifi, bundan sonra mutfağından eksik etmeyecek :)


Image Hosted by ImageShack.us



Malzemeler:

  • 250 gr oda ısısında tereyağı ya da margarin (Ben Sana Hamurişi kullandım)
  • 1 çay bardağı sıvıyağ
  • 2 yumurta
  • 1 paket kabartma tozu (Dr. Oetker'in susam - çörekotu aromalı olanını kullanmanızı şiddetle tavsiye ediyorum)
  • tuz
  • Aldığı kadar un
  • 1 tatlı kaşığı sirke
  • Eğer normal kabartma tozu kullandıysanız 1 çay kaşığı mahlep
  • süslemek için çörekotu ya da susam

Fırınınızı 180 derecede ısıtın...

1 yumurtanın sarısını ayırın ve kalan tüm malzemeyi yumuşak bir hamur elde edene kadar yoğurun.

Hamuru ister elinizde (saç örgüsü, spiral vb) ister tezgahta açıp kalıplarınızla şekillendirip yağlı kağıt serdiğiniz tepsinizin üzerine dizin.

Üzerlerine ayırdığınız yumurta sarısını sürün ve arzuya göre susam ya da çörekotu ile süsleyin.

Kurabiyelerinizin üstü hafif kızarana kadar pişirin...

Yemeye doyamayacaksınız...

Afiyetle,





6 Ekim 2007 Cumartesi

KISA KISA HERŞEYDEN ...

Bu ne başık Müge dediğinizi hisseder gibiyim.. Bugün yazacaklarım ortak paydada pasta tutkumda buluşuyor olsa da konu itibari ile hepsi birbirinden farklı olduğu için bu başlığı yazmaya karar verdim.

Bazı blogları gezerken o kadar güzel fotoğraflara rastlıyorum ki itiraf ediyorum, çok imreniyorum bu yeteneklere.. Esasen yeteneğe iyi makinalar da eşlik edince ortaya kıskanılası kareler çıkıyor yani... Tadı güzel olanı bir de güzel resmetmek daha da keyif veriyor çünkü okuyucuya daha güzel yansıtma şansınız oluyor.

Ben açıkçası Yemekbahane'de vasatın biraz üstünde fotoğraflar yayınlayabiliyorum. Ne makinam çok profesyonel ne de fotoğraf çekme konusunda detaylı bilgi sahibiyim. Sadece gördüğümü yansıtıyorum o kadar ... Ama bu kadar olmamalı...İşte bugün en azından doğru bir bilgi ile fotoğraf çekme yönünde az da olsa bir şeyler öğrenme fırsatı yakaladığım Fotoğraf Atölyesi'nin düzenlediği Temel Fotoğraf Semineri'ne katıldım. İki saat hiçbir şey için yeterli değil tabii ki ancak en azından kendime birkaç ipucu edinmiş oldum...Bakalım bundan sonraki fotoğraflara bunu yansıtabilecek miyim ?



Örneğin bu fotoğraf bir felaket örneği ... Tabi gecenin bir körü mutfaktaki loş ışıkta, hiç bir kompozisyon yaratmadan ????!! (bana bak sen hele, laflara bak) pastayı öylece masaya oturtum çat diye resmini çekersem bu sonuçla karşılaşmam hiç de süpriz bir durum olmuyor...


Ama bundan sonra bugün öğrendiklerimi uygulayacağım ve sizlerin gözlerinizi bu şekilde yormayacağım :)

Yukarıdaki pastamıza gelince bir Burcu, Aylin ve Müge ortak yapımı olmakla beraber geçenlerde Burcu'nun her zamanki gibi kırmadan gelip tekrar benimle ve bu sefer Aylin'le de vaktini geçirmesi sonrasında tamamlandı.

O gün Aylin'in isteği üzerine royal icing ve şeker hamuru ile kurabiye süsledikten sonra benim ricamla da koltuk kısmına kadar Burcu ile oluşturduk. Burcu bizi bizimle başbaşa bırakıp gidince kaplama işi bana kaldı. Hamur ortadan çatlayan merdanemin azizliğine bir hayli uğradı. Aylin ile birkaç figürü çalıştık ve gerisini ben tamamladım.

O gün merdanemin başına gelenlerden sonra bugün kendimi attım Kadıköy'e... Önce Duygu Ticaret'e gittim, sonra da Bilko'ya ... Yeni bir merdane, kelepçeli kalıp, yeni boyalar, aromalı şurup, bayram için çikolata kutusu .... aldım da aldım.. Kendimi tutmak ne mümkün :)
Ama şu anda çocuklar gibi mutluyum...

Hepinize güzel bir haftasonu diliyorum..

3 Ekim 2007 Çarşamba

BİR YIL ÖNCE BUGÜN ....


Yemek gerçekten bahane ...

Hobilerimi hayatımın gerisinde bıraktığımı , sevdiğim şeylere ayırdığım vakti yeterli bulmadığımı farkettiğim gündü bugün..

Ortak paydada ne kadar çok insanın varolduğunu öğrenmemin, mutfağımın terapi merkezim haline gelişinin üzerinden ne çabuk da bir sene geçiverdi...

Hep bu sayfadan demek istediğim şey buydu benim... Yemek bahane ... Mühüm olan sevdiğiniz şeylere vakit ayırabilmek ...

3 Ekim 2006 'da yazdığım ilk yazımın üzerinden neler neler geçti...

Burası sayesinde neler kattım kendime, ne arkadaşlıklar kurdum, ne tecrübeler edindim saymakla bitmez...

Ama ortada bir gerçek var ki o asıl beni mutlu eden şey...

Ben bir senedir hayatta çok sevdiğim bir şey ile uğraşır oldum !!!

Beni bu süre zarfında yanlız bırakmadığınız, benimle bu sayfayı paylaştığınız için hepinize teşekkür ederim ...

Eğer bir gün sevdiğiniz şeylere yeterince vakit ayırmadığınızı farkederseniz, burayı bir kez daha ziyaret edin ...

Herşey için vakit vardır, yeter ki isteyin !
Yemekbahane bir yaşında...
Kuzenim Duygu'nun Bodrum'da benim için yaptırdığı magneti nasıl buldunuz ? Çok şeker değil mi? ....

Afiyetle kalın,

1 Ekim 2007 Pazartesi

GEÇİP GİDEN HAFTASONU ve ŞEFTALİ İLE PRATİK BİR İKRAM

Önce cuma akşamından başlamak istiyorum sözlerime...

Anlatmadan geçemeyeceğim bir iftar sofrasına davetliydik.. Keşke bu davet sofrasına dair size gösterebileceğim belgelerim de olsaydı ama malesef o kadar hızlı davranıp tükettik her şeyi resim çekmeye sıra gelmedi :(
Daha önce de yaptıklarını burada YEMEKBAHANE'de sergileme fırsatı yakaladığım yakın arkadaşım Demet'in sofrasında neler vardı saymakla bitmez.. Yokları mı saysam acaba ??? :))
Demet'in Kayserili oluşunun bir geleneği olan içli köfteler, küçük parmağımla aynı ebattaki etli dolmalar, bir resim çizilmiş gibi itina ile tepside dizilmiş olan sebzeli bagetler, kendi tombikliğine şaşıp kalmış, puf puf patatesli börekler ve bir sanat eseri gibi incecik cevizin altında ehlileşmiş harika kabak tatlıları .... Daha neler neler ....
Ellerine sağlık Demet Usta, senin yemeğin de ayrı bir keyifle yeniyor gerçekten !
Cumayı bu doyma oranı yüksek iftarla kapattıktan ve üzerine sahur etmek anlamsız kaldıktan sonra cumartesi akşamüstü verelini ana ocağı TEKİRDAĞ...
Engin, 1 tepsi su böreği yaptırmış .... Arka koltukta bizimle seyahat etmekte... Selimpaşa sapağında minareler yeşil ışıklarını yakınca ben arka koltukta, börekten köşeler bizim miğdede:)
Ama iftarı 20 dk kadar geç de olsa mis gibi deniz kokusu eşliğinde köfteler diyarında etmek nasip oldu.. Eee köfte ile tabii ki :)
Pazar günü ver elini Çorlu... O indirim mağazası senin , bu benim ha babam gez.. Az daha iftara yetişememe durumu söz konusu oldu tabii... Ama bunda Çorlu'da benzin aldığımız ismi lazım değil dünyanın dev isimlerinden istiridye kabuğu kılıklı bir benzincinin kurşunsuz benzin yakan arabaya mazot koyması sonucunda yollarda dura kalka gelmemiz de etkili tabii...
Neyse sağsalim İstanbul'a döndük ...
Bir haftasonu daha böyle geçti gitti... Şimdi hedefimde bayram var ... Bu sefer terlik koyup gidicem buralardan bir aksilik olmazsa :)




Bugün sizlerle yapıp, resimlediğim çoookkk pratik bir tatlıyı paylaşmak istiyorum. Acil durumlar için birebir ...
Malzemeler:
  • Savuyer bisküvisi (kullanacağınız servis tabağına göre)
  • 1 paket Cremole
  • 1 paket Dr Oetker meyve sosu
  • Süt
  • Rendelenmiş çikolata
  • Şeftali

Metro'da alışveriş yaparken , pasta malzemeleri bölümünü daha bir alıcı gözle geziyorum. Son gidişimde bu paketi görmüştüm. İçerisinde 12'lik setler halinde paketlenmiş savuyer bisküvileri var.Tabii lazım olabilir, neden olmasın düşüncesi ile hemen alıvermiştim...

Oldu da...

Ben kare bir servis tabağı kullandım, yaklaşık 10 tane savuyer bisküvisini sütle ıslatıp tabağın dibine dizdim.



Üzerindeki tariften 1/2 su bardağı az süt koyarak Cremole'yi hazırladım ve bisküvilerin üzerine döktüm.Şeftalileri dilimledim ve üzerlerine dizdim.

Meyve sosunu da tarifine göre hazırladım ve biraz ılındıktan sonra şeftalilerin üzerine döktüm. En son olarak bir parça çikolata rendeleyip tatlının üzerine serptim.

İftarlardan sonra yenilebilecek bir sütlü tatlı olarak değerlendirilebilir.

Afiyetle,

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails