29 Mayıs 2009 Cuma

DONDURMA DOLU BİR YOLCULUK & MAKYAJ ÇANTASI PASTASI 2 & ŞAMPİYONUZ ŞAMPİYON

Başlığa bakıp "Bu yazanların birbiri ile alakası nedir?" diyorsunuz sanırım. Doğru, haklısınız. Kendime yaptığım özeleştiri neticesinde bunu bir borç bildim ve bugün uzun bir yazı yazmaya karar verdim.Peki ne yazsam diye düşününce de ilk aklıma bir önceki hafta geçirdiğim harika cumartesi ile başlamak geldi. Aslında bu hafta da çok güzel bir cumartesi geçirdim ama onu bir sonraki yazıya saklayacağım.


Bu fotoğraf sadece günün bir parçasından alıntı aslında. Elimizdeki tabaklarda süzüm süzüm süzülerek yenmesi beklenen şey nedir? Cevap : Dondurma. Ama dondurma diyip geçmemek lazım. O tabaktakiler dondurmanın anlamını farklılaştıran, bize sadece yazın yenmez kışın da doya doya yiyin konseptini kazandıran, bununla da yetinmeyip dondurmaya farklı farklı konbinasyonlarla boyut atlatan Algida'nın Carte d'or lezzetlerinden sadece bir örnek.




Meyveyi dalından yemişsinizdir ama eminim çoğunuzun dondurmayı fabrikanın bantından alıp yeme gibi bir deneyiminiz olmamıştır. Benim de haliyle böyle bir tecrübem yoktu ta ki Algida'nın
Çorlu'daki muhteşem (bu sadece dondurma fabrikası olduğu için kullandığım bir sıfat değil, lütfen yanlış anlaşılmasın) :) fabrikasını gezene kadar.


Hijyenin temel unsur olduğu fabrikayı gezintimiz ömrümün sonuna kadar hep kahkaha atarak bakacağım bu ve bunun muadili fotoğraflarda da gözüken o süper kılığa bürünmemizle başladı. Az yuvarlak olan bendeniz bu beyaz tulumların içine girince çamaşır suyu reklam kahramanları gibi oldum :) Beyaz ve yuvarlak :)


Ama olsun.. Magnum'un titizlikle nasıl üretildiğini, Selection serisinin lezzetinin nereden geldiğini, Cornetto'nun aşk dolu çikolatasının külaha doluşunu bu yuvarlak ve beyaz halimle büyük bir ilgiyle seyrettim. Seyretmekle kalmadım, dalından da yedim üstelik :)


Fabrika gezimizin sonrasında bizler için özenle hazırlanmış muazzam bir piknik organizasyonu ile de keyfimiz duble oldu. Anlayacağınız yedik, içtik keyfilendik yine :) Sonunda da bu keyiflere objektiflere günün hatıra pozunu verdik.

Bu muhteşem deneyim için Carte D'or ailesine çok teşekkür ediyorum.
Bu da başlığımızın ikinci yarısı.. Sanırım yapalı 1,5 ay kadar oldu. Ancak fotoğraf aktarmadaki yetilerim kısıtlandığı için ancak kısmet oluyor yayınlamak.


Pasta da tamam...


Sıra da ne var.. Valla kimse alınmasın ama sırada ŞAMPİYONA EDİLECEK İKİ SATIR LAFIM VAR :)
Kendimi bildim bileli Beşiktaşlıyım. Futboldan anlamam ama şimdi buradan şampiyonluk kutlaması yapmazsam olmaz !!!!
Tebrikler Kara Kartal !!! Tebrikler Şampiyon :)



Afiyetle,

25 Mayıs 2009 Pazartesi

ZEYTİNYAĞLI BAKLA

Yoğun bir haftasonuydu gerçekten benim için. Detaylarını daha sonra ince ince anlatacağım güzel bir cumartesi gezisinden sonra bu haftasonu kaç km yol yaptığımı Marmara'nın bir ucundan diğer bir ucuna nasıl gidip geldiğimi bir düşündüm de maşallahım varmış doğrusu.
Bakıyorum da hamurişlerine uzak duruşum bu ara blogda da yazıların ağırlıklı sebze yemeklerine kaymasına neden oldu. Bugün yine bir sebze yemeği tecrübemi paylaşacağım sizlerle.Tecrübe diyorum zira bakla benim için deneysel bir durumda. Yemekseçer değerli eşimin bu konuda da varolan bazı kriterleri baklada beklentiyi yakalama anlamında uzun labaratuvar çalışmaları yapmama neden oldu diyebilirim.
Aslında bu vereceğim tarif herkese hitap etmeyebilir. Ben zeytinyağlı yemekleri özellikle de acımtırak bir tadı olan baklayı tatlı hatta bal gibi sevenlerdenim. Ancak eşim yemeğe şeker konmasına karşı. Kafası karışıyormuş :) Ne yiyoruz dolma mı tatlı mı diyor :) Bana anlamsız gelen bu yaklaşımı kendisinin seçiciliğine verip çaktırmadan katıyorum valla isterse yemesin :)
Bir ağız tadıyla bakla yiyelim katma şuna şeker diyince bir sefer katmadım , yiyemedi :) Ben de arasını buldum kendi kattığımın yarısını ekliyorum. Evliliklerde ortayol bulmak esastır değil mi ama :)
Tam da mevsiminde bol sarımsaklı, dereotlu bu besleyici yemeğin tarifi ile başbaşa bırakıyorum sizleri.
Malzemeler:
  • 1/2 kg bakla
  • 1 adet orta boy kurusoğan
  • 3 yemekkaşığı zeytinyağ
  • 5 adet kesme şeker (isteğe bağlı değişebilir)
  • 1 çay kaşığı tuz (isteğe bağlı değişebilir)
  • 1 tepeleme yemek kaşığı un
  • 2 su bardağı su
  • üzeri için sarımsaklı yoğurt ve incekıyılmış dereotu

Not :Ben baklayı düdüklü tencerede pişiriyorum, dolayısıyla pişirme süresi düdüklü tencere için geçerli.

Soğanı ufak ufak yemeklik doğruyoruz , düdüklü tencereye alıp zeytinyağında soteliyoruz. Ayıkladığımız baklaları soğanlara ilave ediyoruz. Tuz ve şekerini katıyoruz. 1 yemekkaşığı unu 2 su bardağı suya karıştırıp baklaların üzerine döküyoruz. (Bu aşamada su yetersiz gözüküyorsa ilave edebilirsiniz) Düdüklünün kapağını kapatıp , düdüğü öttükten sonra 25 dk kadar pişiriyoruz.

Pişen yemeği soğutup üzerine sarımsaklı yoğurt ve dereotu koyup servis ediyoruz.

Afiyetle,

15 Mayıs 2009 Cuma

SİRTAKİ YAPAN AİLE PASTASI

Valla yapabildiler mi bilmiyorum sirtakiyi ama ben onlar sirtaki yapacak diye göstericem derken kendimden geçtim:) Siparişi aldığımda çok mutlu oldum ve bu pastayı yapmak için heyecanlandım cidden. Bembeyaz pastada mavi ve pembe kullanarak yunan adası esintisi sağlayınca sirtakinin çalan namelerini gerçekten hissettim. Üzerine de rumca "doğum günün kutlu olsun / aslında uzun yıllar"ı da yazınca konsept tam oldu .

Haydeeee pame !!! (haydi gidiyoruz, genelde sirtaki oynarken söylenir)

Mutlu yıllar !!!

Afiyetle,

12 Mayıs 2009 Salı

TATİL SONRASI SENDROM & DÜĞÜN İÇİN SÜSLENMİŞ CUPCAKELER



Bizim için artık vazgeçilmez bir gelenek evlilik yıldönümümüzde kendimize bir tatil fırsatı yaratmak. İşte yine bir sene daha hızla geçti ve gitti. Geçtiğimiz seneki Alaçatı seyahatinden sonra bu sene her ikimiz de daha dingin ve rahat bir tatil planlama konusunda hemfikir olduk ve birkaç günlüğüne Antalya'ya kaçmaya karar verdik.
Planlaması, beklemesi ve gitmesi güzeldi de ya dönmesi.. Kalabalıkların henüz doluşmadığı kumsalı, sıcacık havayı, tatilin keyfini bırakıp yine masabaşı yapmak cidden çok zorlayıcı.
Tatilin kötüsü olmaz kısası olur diyenler haklılar vallahi..İşte yine klavyenin başındayım:)
Tatilde fotoğraf makinam elimden düşmedi. Çiçek, böcek ne varsa çektim:) Hala kursa gidemediğim için bir elimde makinam bir elimde satınaldığım kitaplarım ne nedir onu öğrenmeye çalışıyorum:)

Tatile gitmeden evvel yaptığım cupcakeleri de yayınlamak istedim bu vesile ile. Şeker hamuru ile süslenmiş cupcakeleri bir düğün hazırlığı için demo olarak hazırlamıştım.

Cupcakeleri buradaki tarifle hazırladım. Bu tarif cidden çok yoğun çikolata tadını sevenler için muazzam sonuç veriyor ayrıca süslemeye de son derece elverişli.Tatil dönüşü apartman görevlimiz bana bir paket geldiğini söyledi ve elinde bu harika sepet ile geldi. Tamek tarafından gönderilen bu şık sepetin içerisinde yok yok diyebilirim.


Çok uzun yıllardır sağlıklı ve güvenli içecek deyince aklımıza gelen Tamek, yeni bir websitesi haırlamış ve yeni projeleri Tamekid'yi geliştirmiş. İnteraktif ve eğlenceli bu websitelerini gezmenizi tavsiye ediyorum. Bizim evde sağlıklı hayata destek son sürat devam ediyor anlayacağınız. Uno, Actifry ve Tamek ile sağlıklı ve lezzetli beslenmeye devam :)
Afiyetle,

4 Mayıs 2009 Pazartesi

SON DÖNEM TRENDİMİZ, ACTIFRY

Actifry ile tanıştığımız ilk günden beri patates kızartması yemenin gönül rahatlığını yaşıyorum gerçekten de. Kahvaltı-akşam-öğlen hiç farketmiyor, sürekli patates kızartıyorum:) Eee ama sadece 1 kaşık yağla. Bu mucizeye inanamayan herkese ispat mahiyetinde hemen yapalım isterseniz diyip teoriyle sınırlı kalmıyor işi pratiğe de döküyorum.

Actifry ile bugüne kadar patates kızartmasının dışında neler yaptım? Aslında henüz istediğim gibi çok yaratıcı olamadım.Bunun sebebi hem mutfaktaki malum telaşlarım hem de evdeki bildiğiniz yeme - içme konusundaki muhafazakar kocam.Aslında hemen hemen her gün kullandığım Actifry ile fotoğrafını çekemediğim, soya soslu tavuk, domatesli brüksel lahanası sotesi gibi denemelerim de oldu. Ancak bunları tabii ki sadece ben yediğim için hem porsiyonları azdı hem de yeme telaşım nedeniyle fotoğraf sürecine sokamadım:)

Ama geçtiğimiz cumartesi günü sevgili eşimin de severek ve ballandıra ballandıra yiyeceğini düşündüğüm iki uygulamam oldu. Başta da söylediğim gibi bunlar muhafazakar kocacığımın yiyebileceği şeyler olduğu için ütopik tarifler değil malesef. Bu tarifler aslında adaş şekerimin yürüttüğü Actifry etkinliğine pek yakışmayacak ama olsun, o Engin'i de tanıdığı için beni affedecektir.
Engin'in hayır diyemeyeceği şeylerin başında börek gelir. Özellikle kıymalı börek denince derin bir nefes alır ve kaç adet yiyeceği noktasında şöyle bir düşünür :) O yüzden kendisine hafif ve lezzetli bir börek yapmakla başladım işe.
Kıymalı Muska Böreği, bu tarifi daha önce de paylaşmıştım aslında. Bizim evin demirbaşlarından olduğu için sık sık yaptığım bir tarif. Tarifi Actifry için uyguladım, tabii sağlıklı bir kaç değişiklikle.

Malzemeler:
* 3 adet yufka
* 200- 250 gr kadar yağsız dana kıyma
* 1 adet kuru soğan
* 1 yemek kaşığı sıvıyağ (kıymayı kavurmak için)
* 1 yemek kaşığı salça
* tuz-karabiber-kırmızı biber
* 1 avuç kadar ince kıyılmış maydanoz
* yufkaları kapatmak için su
* Kızartmak için sadece 1 Actifry kaşığı sıvıyağ
Bir tencerede bir yemek kaşığı sıvıyağ ile minik minik doğradığımız kuru soğanı kavuruyoruz. Soğanın rengi döndüğünde kıymayı ilave edip kavurma işlemine devam ediyoruz.Salçayı ekliyoruz.Pişmesine yakın baharatlarını ve maydanozu ilave ediyoruz.
İç harcımız hazır olunca yufkaları yaklaşık 3 parmak kalınlığında uzun şeritler halinde kesiyoruz. Her şeridin başına bir tatlı kaşığı iç malzeme koyup üçgen şeklinde katlamaya başlıyoruz. Şeridin sonuna kadar bir sola bir sağa olacak şekilde üçgen katlayarak son kısmında suyla ıslatıp açılmasın diye yapıştırıyoruz. Tüm yufkalar bitene kadar bu işlemi gerçekleştiriyoruz.
Hazırladığımız börekleri yaklaşık 30 dk - 1 saat kadar buzdolabında bekletmemiz böreklerin açılmadan pişmesi için daha iyi bir sonuç verecektir.

Actifry'ı 20 dk'ya kurup böreklerimizi iç haznesine diziyoruz ve 1 kaşık sıvıyağı üzerlerine gezdiriyoruz. (aparatı duruyor, çıkartmıyoruz, buzdolabında bekletme sebebimiz ondan)


Engin'in yiyebileceği ikinci uygulamam ise, Kabak & Havuç Kızartması oldu. Gerçekten tadı hala damağımda diyebilirim. Soyup, yıkadıktan sonra halka halka doğradığım kabak ve havuçları iyice kuruladım ve ayrı ayrı 20'şer dakika sadece 1 kaşık sıvıyağ ile kızarttım. Üzerine bol sarımsaklı yoğurt ve pulbiber eşlemesi ile muazzam bir tadı oldu. İnanın önümüzdeki yazın yemeği budur. Sağlıklı ve lezzetli kızartma yemenin dayanılmaz hafifliğini yaşayacağız :)

Teşekkürler Tefal !

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails