Sayfalar

27 Ekim 2010 Çarşamba

FIRINDA PATATES OTURTMA

fırında patates oturtma



Lezzetli, bilindik, herkesin sevdiği bir kış yemeği daha. Gerçi benim için yaz-kış farketmez ama sanırım yanına güzel bir pilav ve yoğurt ya da turşu ile harika bir menü olur. Tencerede pişirmek yerine bu sefer fırında yaptım. Üzerine de Selanik'te yediğim musakkada yaptıkları gibi galeta unu serptim hakikaten üzeri çıtır çıtır oldu. Denemenizi tavsiye ederim. Klasik bir yemeğe farklı bir dokunuş diyebiliriz sanırım.


Malzemeler:


  • 3 adet orta boy patates
  • Kızartmak için sıvıyağ
  • 100-150 gr kıyma
  • 1 adet rendelenmiş domates
  • 2-3 adet yeşilbiber (ufak doğranmış)
  • 1 yemek kaşığı domates salçası
  • 1 tatlı kaşığı biber salçası
  • 1 adet orta boy kurusoğan
  • 1/2 çay bardağı sıcak su
  • 2-3 yemek kaşığı zeytinyağ
  • 2 yemek kaşığı galetaunu
  • tuz-karabiber

Patateslerin kabuklarını soyup eşit yuvarlaklar halinde dilimliyoruz. Yıkadıktan sonra iyice kurulayıp kızgın yağda altın sarısı renk alana dek kızartıyoruz.


Bir tavaya zeytinyağını koyup, ufak ufak yemeklik doğranmış kurusoğanı soteliyoruz. Soğanlar yumuşayınca kıymayı da ilave ediyoruz. Biberleri de ekleyip birlikte pişirmeye devam ediyoruz. Daha sonra salçalar ve domates rendesini ekliyoruz. Baharatını da koyduktan sonra sıcak suyunu ilave edip bir süre kısık ateşte pişmeye bırakıyoruz.(yaklaşık 4-5 dk)


Fırın tepsisine bir sıra patates dizip üzerine hazırladığımız kıymalı sosu yayıyoruz. Kalan patatesleri de sosun üzerine dizdikten sonra üzerlerine galeta ununu serpip önceden ısıtılmış 200 derece fırında yaklaşık 20 dk kadar pişiriyoruz.


Sıcak servis ediyoruz.


Hepinize afiyetli günler diliyor, Cumhuriyet Bayramı'mızı en içten dileklerimle kutluyorum. Yarını olan çocuklar olabilmeleleri için çocuklarınıza Cumhuriyet'i ve Atatürk'ü anlatmayı unutmayın...


Afiyetle & sağlıkla,

25 Ekim 2010 Pazartesi

NOHUTLU BULGUR PİLAVI

Nohutlu Bulgur Pilavı



Kış mevsiminin önemli temsicilerinden biri de nohut. Baklagiller familyasından olan nohutun vücudumuza olan faydaları son derece önemli.Yağ düzeyi düşük ve kolesterol içermeyen nohut, kalsiyum, magnezyum, betakaroten ve folik asit açısından önemli bir bakliyat. Anne sütünü arttırıcı özelliği bulunan nohutun, aynı zamanda idrar söktürme, dalağın ve midenin tıkalı damarlarını açma, akciğerdeki yara ve iltihaplara ve sırt ağrılarına iyi gelme, kanı temizleme, vücudu ve ruhu güçlendirme gibi bir çok faydası bulunuyor.
Bu bilgilere sahip olduktan sonra kış sofralarının gözdelerinden birini yemeklerde çeşitlendirmemek olmaz mı? Daha önce sizlerle paylaştığım Cevizli&Nohutlu Börek ve Nohut Salatası'ndan sonra bugün de yine kış mevsimin bir diğer önemli unsuru bulguru lezzetlendirdiğim pilavın tarifini aktarmak istiyorum.
Malzemeler:

  • 2 su bardağı pilavlık bulgur
  • 1 su bardağı haşlanmış nohut
  • 1 yemek kaşığı domates salçası
  • 1 tatlı kaşığı biber salçası
  • 1 adet ortaboy kurusoğan
  • 2 adet Maggy tavuk bulyon (isteğe bağlı olarak kullanılmayabilir)
  • 4,5 su bardağı su
  • tuz
  • 3-4 yemek kaşığı sıvıyağ (ben zeytinyağ kullandım)

Kurusoğanımızı minik minik ağıza gelmeyecek şekilde yemeklik doğruyoruz. Tenceremize sıvıyağı koyup, soğanları orta kuvvetteki ateşte kavuruyoruz. Soğanlar renk değiştirince bulguru ekleyip birlikte kavurmaya devam ediyoruz. Yaklaşık 3-4 dk bu şekilde kavurduktan sonra salçaları ilave ediyoruz. Nohutu, bulyonu ve tuzunu da ekleyip suyunu katıyoruz. (Su oda ısısında olacak) Tencerenin kapağını kapatıp suyunu çekene kadar pişiriyoruz. Sonrasında demlenmeye bırakıp, sıcakken servis ediyoruz.


Afiyetle & sağlıkla,

19 Ekim 2010 Salı

YEDİ TAHILLI SANDVİÇ EKMEĞİ KOKULU KAHVALTI MASASI

kahvaltı sofrası



Şirketten iki arkadaşımı ağırladığımız kahvaltı soframız...Kendimi çok iyi hissetmediğim bir güne denk geldiği için çok farklı hazırlıklar yapamadım ama yine de konuklarımı memnun ettim sanırım.

Soframızda;



Sandviç ekmekleri gerek sunum gerekse de yeme kolaylığı ile her zaman hoşuma gitmiştir. Ekmek makinamda bütün ekmek yapmak için aldığım Söke Yedi Tahıllı un karışımını bu sefer minik ekmekçikler halinde pişirmeyi tercih ettim. İçine ilave ettiğim cevizler ise ekmeği daha da lezzetli hale getirdi.

Malzemeler:

  • 1 paket Söke ekmek unu karışımı
  • 1 çay kaşığı tuz
  • 1 yemek kaşığı zeytinyağ
  • 1/2 su bardağı ceviziçi
  • Bir miktar su

Ben mayalama işlemini ekmek makinasında yaptım. Ben kutunun üzerindeki malzemelere ilave olarak zeytinyağ ve tuz ilave ediyorum. Ayrıca bu ekmek için ceviz ilavesi de yaptım. Ancak ekmek makinanız yoksa Söke ekmek unu karışımının paketinde yazan ölçüleri ve tüm ilave malzemeleri kendiniz de yoğurup yaklaşık 1,5 saat kadar ılık bir yerde mayalanmaya bırakabilirsiniz.


Mayalanma işlemi tamamlandıktan sonra hamurdan iri ceviz taneleri kadar parçalar kopartıp tezgahın üzerinde yuvarlıyoruz. Yağlanmış fırın tepsisine yuvarladığımız hamurları dizip üzerlerine bir fırça yardımı ile kurumaması için bir miktar su sürüyoruz.


Önceden ısıttığımız fırında 200 derecede yaklaşık 15 dk kadar pişirip servis ediyoruz.


Afiyetle & sağlıkla,


Not: Masa örtüsünü geçen sene (2009) Porland Erenköy mağazasından almıştım.Tabaklar ise çeyizimde aldığım el yapımı seramik bir takımdı.

15 Ekim 2010 Cuma

HÜNERDEYDİK v4

Hobileriniz neler?

Benim yeni hobilerimden biri adaş şekerime gitmek :) oldu sanırım. O müthiş evsahipliğine bir kere alıştınız mı bu son derece olağan bir durum elbette...

Diğer ziyaretlerimden (v1, v2, v3 ) farklı olarak bu sefer pek bir kalabalık bir grupla gidince tadı hakikaten daha da beter damağımda kaldı. En son Münevver Ablacığımda toplandığımızda kararlaştırdığımız üzere adaş şekerime gitme günümüz geldiğinde galiba bizi tek mutsuz eden şey 9 dereceyi gösteren sıcaklık değeriydi. Halbuki bizim o müthiş terasa dair ne hayallerimiz vardı. Ama yine de elbirliği ile oluşan harika bir büfe ve şen kahkahalarla dolu bir günden geriye kalan yine damakta yer eden tat ve bir sonraki buluşmanın heyecanı kaldı.

Hunerdeyiz



Bu sefer neler vardı menümüzde?



Fotoğraf çekmeden olur mu? Elbette kimse sofraya herkes çektiği karelerden tatmin olana kadar dokunamadı. Bunlar da benim objektifimden yansıyanlar..



Hunerdeyiz



Hunerdeyiz



Hunerdeyiz

Benim çektiğim diğer fotoğraflara bu albümden, o gün çekilen tüm fotoğraflara da bu albümden ulaşabilirsiniz.


Şimdi yılbaşı konseptli günümüzün iplerini çekiyoruz.. Bu kadro ileriki günlerde daha nice güzel vesilelerle biraraya gelecek, bizi izleme devam edin :o)

Afiyetle & sağlıkla,

11 Ekim 2010 Pazartesi

SESİMİZ OLUR MUSUNUZ?

Çok kafa yoruyoruz. Çok ciddiye alıyoruz. İşimizden, bazen ailemizden vakit arttırıp bir şeyler yapmanın peşindeyiz. Hevesliyiz. O kadar hevesliyiz ki bir sene sonrasının dahi planları üzerine kafa patlatıyor, strateji belirliyoruz. Neden yapıyoruz? Sevdik çünkü. İlk sayımız çıktığı gün aldığımız keyfin tadı hala damağımızda. Sizden gelen her naçizane yorumu değerlendiriyor, iyileri daha da iyi yapmak için düşünüyoruz. Gidecek yol milyonlarla, yenecek ekmek fırınlarla ölçülmez onu da biliyoruz. Tek isteğimiz içimizdeki bu amatör ve sıcacık ruh hep dipdiri kalsın.

Ama bir isteğimiz daha var.. Daha çok kişiye ulaşmak, daha çok kişi tarafından okunmak. Bu sebeple sizlerin desteğine ihtiyacım var. Ajanda'ya siz de can vermek isterseniz beni çok mutlu edersiniz.

Aşağıdaki fotoğrafı bloğunuzda sidebara ekleyip http://www.ajandadergi.blogspot.com/ adresine link verirseniz sayenizde sizlerin okuyucularına da ulaşabilir, ailemizi genişletebiliriz.

Her zaman hissettiğim desteğiniz için çok teşekkür ederim.

Sevgilerimle,
Müge

ajanda ekim

9 Ekim 2010 Cumartesi

İNCE PİZZA HAMURU VE SOĞANLI & SUCUKLU ÇITIR PİZZA

Soğanlı Çıtır Pizza



Sıkıldınız değil mi benim bu pinekleyen halimden? İşi iyice tembelliğe vurduğumu düşünenleriniz varsa haklı! Koca Eylül ayını bir iki yazı ile geçiştirdim resmen.Ama bir sorun neden diye :) Vallahi üzerimde bir yorgunluk, bir miskinlik. Hastalıktan başımı kaldıramıyorum. Önce grip oldum sonra da migren ataklarım azdı. Neredeyse mutfakla mesaim yok denecek kadar az. Annecik ne pişirirse onu yer durumdayız. Yaydım kendimi anlayacağınız. Ama tamam, toparlanıyorum, söz... Eskilerden de olsa bir şeyler yazıcam artık, ihmal etmeyeceğim.

Az önce misafirlikten döndüğüm sofra beni kendime getirdi sanki :) Yine eşsiz şeyler yedim, mutfaksever yanım alev aldı meğer azıcık çıra lazımmış. O eşsiz menü sonra. Bugün sizlere harika bir pizza hamurundan bahsetmek istiyorum.

Daha önce sizlerle pufidik diye tabir edebileceğim bir hamur tarifi paylaşmıştım. Hepsinin lezzeti bir başka elbette. O tarif daha ekmeğimsi bir yapıda, çocukluğumda annemin hazır ekmek hamurundan yaptığı pizzalara benziyor. Bu sefer evde pizza yapmak istediğimde şöyle İtalyan restaurantlarında sunulan tarzda, ince ve çıtır çıtır hamuru olsun istedim. Google'da arama yaptığımda ise Lezize'nin bloğunda aradığım tarifi buldum.Samimi dostlara hazırlanan şık bir akşam yemeği menüsünde dahi yer verebileceğiniz bu pizzanın üzerine ne koyacağınız ise tamamen zevkiniz ve evdeki malzemeniz ile sınırlı.

Bu hamurdan iki tane 8 dilim pizza çıkıyor. Benim evde pizza tepsim olmadığı için 35 cm çapındaki börek tepsilerimin ters yüzeyini kullandım pişirme esnasında.

Çıtır Pizza Hamuru

Malzemeler:

  • 1 su bardağı ılık su
  • 1 paket instant (toz) maya
  • 1 tatlı kaşığı toz şeker
  • 3,5 su bardağı un
  • 1,5 tatlı kaşığı tuz
  • 1/4 su bardağı zeytinyağı + 2 yemek kaşığı daha
  • 1 büyük yumurtanın sarısı

Büyük ve derin bir kasenin içini bir miktar zeytinyağı ile yağlayıp hazırlıyoruz. Su, maya, toz şeker, zeytinyağ ve yumurta sarısını bir başka kapta karıştırıyoruz. 3 bardak ve yarım bardağın yarısı kadar unu ve tuzu eleyerek bu karışıma ilave ediyoruz. (Çeyrek bardak unumuz kalacak)


Yumuşak bir hamur elde edinceye kadar tüm malzemeyi karıştırıyoruz. Daha sonra bu hamuru kaptan tezgaha alarak ayırdığımız çeyrek bardak unla pürüzsüz bir hamur elde edene kadar yoğuruyoruz.


Bu hamuru ilk başta yağlayarak hazırladığımız kasenin içinde her tarafı yağlanacak şekilde döndürüp, üzerine bir bez kapatarak mayalanmaya bırakıyoruz. Yaklaşık 1,5 saat kadar beklettiğimiz hamur iki katına çıkıyor olacak.


Süre dolunca hamuru ikiye bölüp unlanmış tezgahta ince bir şekilde açıyoruz. (Bahsettiğim gibi pişirmede tepsinin tersini kullandım. ) Kullanacağımız tepsinin tersini yapışmaması için margarinle yağlıyoruz. Açtığımız hamuru buraya yerleştiriyoruz.


Bu aşamadan sonra istediğiniz şekilde sos ve malzeme ile pizzanızı renklendirebilirsiniz. Benim uygulamam ise şöyle oldu:


Soğanlı & Sucuklu Çıtır Pizza


Malzemeler:

  • Pizza Hamuru

Sos için:

  • 2 yemek kaşığı domates salçası
  • 1/2 adet domates (rendelenmiş)
  • tuz, karabiber, kekik
  • bir miktar su
  • 1 yemek kaşığı zeytinyağ

Üst malzemesi:

  • 1 adet kuru soğan (halka halka dilimlenmiş)
  • 1 su bardağı rendelenmiş kaşar peynir
  • 1/2 adet yuvarlak dilimlenmiş domates
  • Sucuk dilimleri
  • Servis için roka yaprağı

Domates salçası, domates rendesi, zeytinyağını ve baharatları karıştırıyoruz. Bir miktar su ile akışkanlık sağlıyoruz. Bu sosu pizza hamurumuzun üzerine (fazla kenarlara getirmeden) sürüyoruz.


Üzerine kaşar peyniri serpiyoruz. Soğan dilimlerini ve domates dilimlerini diziyoruz. Üzerine tekrar peynir serpip sucukları koyuyoruz.


200 derece sıcak fırında yaklaşık 8-10 dk pişiriyoruz. (Çok hızlı pişiyor, kontrollü olmanız gerekebilir)

Fırından çıkınca üzerine bir miktar zeytinyağ serpip roka yaprağı ile süsleyerek servis ediyoruz.


Afiyetle & sağlıkla,

4 Ekim 2010 Pazartesi

4.YAŞ

yemekbahanenin yaşgünü



Koskocaman 4 sene..
Kendime sayısız şey kattığım 4 sene..

Bugün Yemekbahane'nin yaşgünü. Tam 4 yaşını bitirdik. 4 uzun senedir, buradan sesleniyorum sizlere.Nice dostlar edindiğim, nice yeni insan tanıdığım,nice tecrübeyi paylaştığım bloğum olgunlaşıyor iyice.Kendimi bulduğum bir serüvene dönüşen yolculuğumda en acı günümden en mutlusuna hep benimle olduğunuz, bana bir sürü şey öğrettiğiniz için teşekkür ediyorum.

Eski yazılarımı gülerek bazen de kahkaha atarak okurken yarın yapacağım yeniliğin peşinde koşmanın keyfini size borçluyum. Okunduğumu bilmek, paylaştığımı aldığınızı hissetmek bu gelişimin mayası oldu hep.Ufak adımlar istedim, yavaş yavaş, sindire sindire..Yemekbahane dedim, bahanem olsun burası istedim.

Bugün dışarı bakan yüzüm,gözüm, kulağım bloğumu var ettiğiniz için hepinize sonsuz teşekkürler.

Bizimle kalın, daha anlatacak nice şeyimiz var :)

Her zamanki gibi afiyetle ve sağlıkla,
Müge Karahan
Yemekbahane "Hayatta sevdiği şeyleri yapmaya vakit ayıranlara"

2 Ekim 2010 Cumartesi

AJANDA "EKİM" SAYISI YAYINDA

ajanda ekim


Mevsimlerden sonbahar... Tiyatrolar perde diyecek, vizyon hareketlenecek... Kitaplar, sergiler daha bahsedecek neler neler... Ajanda Ekim sayısı ile yine dopdolu..
Ajanda'yı bloğumuz üzerinden online okuyabilir veya PDF olarak masaüzerine indirebilirsiniz.
Keyifle okumanızı diliyor, değerli görüşlerinizi merakla bekliyoruz.
AJANDA Ekibi