Sayfalar

30 Nisan 2008 Çarşamba

TEPSİ BÖREĞİ



Allahtan eskiden yapıp yazmadığım bir sürü şey var... Yoksa bu aralar yeni bir şeyler deneyecek vesile bulmakta zorlanıyorum...

Bu böreği de mart ayında lise arkadaşlarımla bizde toplandığımızda yapmıştım. Pratik ve kolay malzemeli bu böreği sanırım herkes biliyordur. Ama yine de arşivde bulunması adına ben de yazıyorum.

Malzemeler:

  • 5 adet yufka
  • 2 yumurta
  • 1,5 su bardağı süt
  • 1 çay bardağı sıvı yağ
  • 2 yemek kaşığı yoğurt
  • 1 çay kaşığı tuz
  • içi için peynir, maydanoz karışımı

Fırınımızı 180 derecede ısıtıyoruz.

Yumurta,süt,yağ,yoğurt ve tuzu bir kasede karıştırıyoruz. Koyu bir kıvamı varsa hafifçe su ekleyip sulandırıyoruz.

Fırın tepsimizi sıvıyağ ile iyice yağlayıp ilk yufkamızı kenarları tepsiden dışarı taşacak şekilde tepsiye seriyoruz. İlk kata hazırladığımız karışımdan döküp iyice yayıyoruz. İkinci yufkayı elimizle parçalayıp ilkinin üzerine döşüyoruz ve yine karışımdan döküyoruz. Üçüncü için de aynı işlemi tekrarlıyoruz. Üçüncü katın üzerine iç malzememizi (peynir-maydanoz) koyuyoruz. Dördüncü yufkayı da parçalayıp seriyor ve yine sıvı karışımdan heryere gelecek şekilde döküyoruz.Son olarak beşinci yufkayı parçalamadan böreğin tamamını kapatacak şekilde koyuyoruz ve ilk yufkanın tepsinin dışında kalan kenarlarını da böreğin üzerine topluyoruz. Böreği enine ve boyuna kare dilimler olacak şekilde dilimliyoruz. Kalan sıvı harcı böreğin heryerine gelecek şekilde paylaştırıp dilimlerin arasına da girmesini sağlamak için tepsiyi aşağı yukarı oynatıyoruz.

Sıcak fırında böreğin üzeri kızarana kadar pişiriyoruz.

Afiyetle,

28 Nisan 2008 Pazartesi

NESKAFELİ ISLAK KEK


Bu keki yapalı bir hayli zaman oldu. Kalabalık bir ortamda ziyaretçilere ikram edilmek üzere 30x40 dikdörtgen tepside pişirmiştim.

Ölçüleri yarı yarıya indirip ufak bir tepsi ya da kalıpta pişirmeniz mümkün.
  • 9 yumurta (küçültürken 4 yumurta kullanılabilir)
  • 3 su bardağı toz şeker
  • 50 gr toz kakao
  • 2 paket vanilya
  • 4 su bardağı un ( birden koymamakta fayda var, markaya, ısıya göre değişebilir, az gelirse eklenebilir)
  • 1,5 su bardağı sıvı yağ
  • 1 tatlı kaşığı ovalet* ( konmasa da olur)
  • 1 su bardağı damla çikolata
  • Sağolsun bir şey yazmayı unuttum galiba dediğim şeyi Adaşım bana söyledi... Gerçekten özür dilerim :( 2 paket de kabartma tozu olması lazımdı !!
  • 1,5 fincan az şekerli neskafe


Yumurta ve şekeri krema kıvamına gelene kadar çırpıyoruz. Ovaleti de ilave edip çırpmaya devam ediyoruz. Sıvıyağı ilave ediyoruz.Un,vanilya ve kakaoyu da koyup kısa bir süre daha çırpıyoruz.Son olarak damla çikolataları ekleyip bir kaşık yardımı ile karıştırıyoruz.

Tepsimizi (ya da kalıbımızı) margarinle iyice yağlıyoruz. Ben sadece kenarlarını yağlayıp alt kısmına yağlı kağıt serdim. Kek karışımımızı tepsiye döküp önceden 180 derece ısıttığımız fırında yaklaşık 45-50 dk kadar pişiriyoruz. Kürdan ile kekin pişip pişmediğini kontrol edip pişmediyse bir süre daha fırında tutuyoruz.

Keki fırından çıkartıp bir çatalla bir kaç yerinden deliyoruz.Neskafeyi hazırlayıp kekimizin üzerine döküyoruz ve çekmesini bekliyoruz.

Kekimizi soğuyunca tepsiden dilimleyip çıkartıyoruz.

Güneşli ve sıcak günlerin ardından geri gelen böyle soğuk bir günde evde oturup çay ile birlikte ne güzel giderdi diye düşündüm tarifi yazarken... Hakikaten şimdi evde olmak vardı...

Afiyetle,

24 Nisan 2008 Perşembe

İTALYANCA "BRUSCHETTA" BAŞKADIR


Ekmek makinamla aram son derece sıcak :) Makinayı alınca insan yemekten kendini alamaz diyenlere inat, az yiyoruz ! Bu da kendi cephemizde sanırım bir başarı örneği. 700 gr'lık bir ekmek aşağı yukarı günde 2 öğünden 3-4 gün gidiyor.Bugüne kadar ekmek makinasının kutusundan çıkan kitapçıktan tüm tarifleri ve Söke'nin tüm mikslerini denedim.Çoğu arkadaşım makinanın kitapçığındaki tarifleri pek güzel bulmamasına rağmen biz onların da tadını beğendik. Söke'nin karışımları daha güzel tabii ama onları da Engin sevmedi. Söke'nin karışımları ağırlıklı olarak esmer ekmek olduğu için sanırım onları pek tutmadı.Bizimkisi geleneksel olarak ekmeği beyaz sevenlerden :)


Ekmek evden su damacanadan geçen günlerimizde kahvaltı ortamlarına renk katma çabamız son sürat devam ediyor.


Pratik tabak sunumlu bir pazar kahvaltısı hazırlamam icabettiğinde 3. gününü geçirmekte olan Söke Köy Ekmeği karışımı ile hazırladığım ekmekciklerimi değerlendirme amaçlı bir girişimde bulundum. Özellikle kulakları çınlasın Cemo'cuğum Sevgim ve ben ders çalışırken çok yapardı bize... "Size ekmeğin üzerinde kaşar eriteyim mi?" sorardı hep tatlı kadın Cemo...


Nedir bu Bruschetta ?


İtalyan mutfağında 15. yy'dan beri yapılmakta olan, önce sadece sarımsak ve zeytinyağı sürülerek başlanıp sonra peynir çeşitleri, sebzeler, domates hatta et çeşitleri de ilave edilerek kendi çapında zengin alternatifleri ile anılan "Bruschetta" (brusketta) davet menülerinizde güzel ve şık bir başlangıç tabağı , kahvaltılarınızda da doyurucu ve lezzetli bir ikram olabilir.


Wikipedia'cılık da oynadık ... O da bitti... Mevzu yapılışa geldi dayandı ..


Efendim önce bir ekmek makinası almanız gerekiyor ... Aldığınız ekmek makinasında Söke Köy Ekmeği karışımı pişirmeniz gerekiyor. Yaklaşık 3 saatin dolmasını bekliyorsunuz ki ekmeğiniz hazır olsun....


Yok yok yok ... Bunlar tabii ki şart değil... Tercihen , değerlendirme vakti gelmiş bayat her türlü ekmeği bu aşamada kullanıma açabilirsiniz. Üst paragraftaki benim kendi aşamam.. O nedenle biz ekmek aşamasının sonrasından mevzuya girelim.


Esasen orjinal brucshettalarda ekmek öncelikle fırında ya da ekmek kızartma makinasında kızartılıyor ve diğer malzemeler sadece hazırlanıp üzerine konuyor ama yemekseçerler kralı Engin'in öyle yememe riskini göze alarak ben tüm malzemeyle fırında pişirdim.
Ve sonuç ... yedi ... bir şey daha yedi ... yaşasın ! Haaa arada peynirleri ayıklama çabası gözümden kaçmadı ama olsun... Yüzde 80'lerde başarılı bir tecrübeydi.


Malzemeler:


  • Orta kalınlıkta dilimlenmiş ekmekler (vereceğim malzeme 10-12 adet için uygun olacaktır)

  • 1 çorba kasesi kadar ufalanmış beyaz peynir

  • ince kıyılmış maydanoz

  • 1 adet yumurta

  • tuz, kırmızı biber, kekik

  • zeytinyağ

Peynir, maydanoz, yumurta ve baharatları bir kasede karıştırıyoruz. Ekmek dilimlerimizi fırın tepsimize diziyoruz ve üzerlerine bir fırça ya da bir çay kaşığı ile zeytinyağ sürüyoruz ve hazırladığımız malzemeden koyuyoruz.


Önceden ısıttığımız fırında üzerleri kızarana kadar pişiriyoruz.


Afiyetle,

21 Nisan 2008 Pazartesi

MERCİMEKLİ BÖREK


Bir önceki yazımda bahsettiğim gibi konuklarım için ne hazırlasam diye düşünürken bloglar arasında okuduğum bir tarif aklıma geldi ve uygulamaya karar verdim.


Sonuçtan çok memnun kaldığım, yiyen herkesin tadını çok beğendiği bir börek oldu gerçekten de..

Malzemeler:

  • 20 adet milföy hamuru

  • 1 kase mercimek

  • 1 orta boy soğan

  • kırmızı biber, karabiber, tuz

  • 2 yumurtanın sarısı


    • Öncelikle mercimeği yaklaşık 20 dk kadar haşlıyoruz. Pişen mercimeğin suyunu süzüyoruz. Soğanı ince yemeklik şekilde doğrayıp , 2-3 yemek kaşığı sıvıyağda iyice yumuşayıncaya kadar kavuruyoruz. Pişen soğanlara mercimeği ilave edip birlikte kavurmaya devam ediyoruz. Baharatını ekleyip ocağın altını kapatıyoruz.



      Milföy hamurlarının ortasına hazırladığımız malzemeden koyup kenarlarından 4-5 şerit olacak şekilde hafifçe kesiyoruz. Kestiğimiz şeritlerden en baştakini ve en sondakini ortada mercimeklerin çevresinde birleştirip diğerlerini malzemenin üzerinde birleştiriyoruz.



      Hazırladığımız börekleri yağlanmış fırın tepsisine ya da yağlı kağıt üzerine dizip üzerlerine yumurta sarısı sürüyoruz.



      180 derecede sıcak fırında böreklerin üzeri kızarana kadar pişiriyoruz.



      Afiyetle,

      17 Nisan 2008 Perşembe

      YOĞURTLU PATATES SALATASI


      Salı akşamı İtalya'da yaşadığı için uzun zamandır görmediğimiz ve kısa bir tatil için Türkiye'ye gelen Aynur Ablacığımın şerefine bizde toplandık.

      Pazartesi günü kararlaştırdığımız bu organizasyon için, pazartesi akşamı pratik bir kaç şey belirledim ve hazırladım.

      Annemden peynirli poğaça yapmasını rica ettim.

      Women's Weekly serisinin "Muffins" dergisinden bir muffin seçip onu pişirdim... (Tarifini yayınlıyor olacağım)

      Buzluğumda ne olur ne olmaz diye tuttuğum Sable Hamuru ile küçük bademli kurabiyeler pişirdim...

      Lezzetli bir sonuç elde ettiğim "Mercimekli Börek" denemesini yaptım... (Bu böreği sanırım sık sık yapacağım!Tarifi çok yakında...)






      Salata olarak ne yapsam diye düşünürken uzun zamandır yapmadığımı farkettiğim yoğurtlu patates salatasında karar kıldım...

      Bu salata hem malzemelerinin pratikliği hem de lezzeti ile yiyenlerden hem tam not alıyor. Denemenizi tavsiye ediyorum.. Acemi Mutfak Şeflerinin de severek yapacağı bir tarif olduğunu belirtmek isterim ....

      Malzemeler:
      • 5 adet orta boy patates
      • 2 adet salatalık
      • ince kıyılmış dereotu
      • 1 büyük kase yoğurt
      • 3-4 diş sarımsak
      • 1 yemek kaşığı mayonez (arzuya göre)
      • tuz

      Patatesleri haşlıyoruz. Soğuduktan sonra çatalla iyice eziyoruz. Salatalıkları rendeleyip suyunu sıkıyoruz. (Sulu kalmaması önemli) Sarımsakları dövüp yoğurtla karıştıyoruz. Tüm malzemeyi derin bir kasede karıştırıp servis ediyoruz.

      Afiyetle,


      15 Nisan 2008 Salı

      SEBZELİ & TERBİYELİ TAVUK PİRZOLA


      Ne zamandır ana yemek olarak herhangi bir tarif vermediğimi farkettim. Sevgili adaşım sayesinde Statcounter.com sitesine sardığımda farkettim ki Müge'nin de daha önce bahsettiği gibi genelde arama motorlarında en çok basit diyip yazmadığımız şeyler, akşam yemeğinde farklı olarak pişirilmek istenenler aranıyor.. Örneğin statcounter sitesine göre Yemekbahane'nin en popüler tarifi şu anda "Dalyan Köfte" ... Gerçekten bana çok ilginç geldi ...

      O zaman dedim ki kendime "Müge ! Biraz yemek konusunda da pişirdiklerini yazmalısın"


      Dün servisle eve dönerken ne yemek yapsam diye bir hayli düşündüm..İtiraf ediyorum uyumadığım 5-10 dk zarfında bir hayli düşündüm daha doğru bir ifade olacak :)

      Buzdolabındaki malzemeleri bir bir aklımdan geçirdim...

      Hmmm...Tavuk, havuç, dolmalık biber (yok ..Aylin'lerde cuma akşamı dolma yedik...birkaç gün sonra yaparım dolmayı) O zaman tavuk yapayım en iyisi dedim.. Aklımda sadece tavuğu hafifçe haşlamak ve sonrasında ya fırına vermek ya da yağsız tavada biraz tereyağ ile kızartmak vardı ama sonuç hiç düşündüklerimle alakalı olmadı..

      Belki bunu kuzu eti ile yapanlarınız vardır.Ben ilk kez tavuk ile denedim...Çıkan sonucu çok beğendim ve sizlerle paylaşmaya karar verdim..


      Malzemeler: (2 kişilik)


      • 4 adet tavuk pirzola (kalça şiş de güzel olabilir, göğüs hafif yavan kalır kanısındayım)

      • 2 adet orta boy patates

      • 1 adet havuç

      • iri kıyılmış maydanoz

      • 1/2 limon

      • 2 tatlı kaşığı un

      • 1 yumurtanın sarısı

      • 4 su bardağı su

      • tuz, karabiber

      Öncelikle 1 çay kaşığı tuz ilave ettiğimiz suda yaklaşık 15 dk kadar sadece tavukları haşlıyoruz. Patatesleri küp küp, havucu ince halkalar halinde doğruyoruz. Tavuklardan sonra sebzeleri de ekleyip 15 dk kadar da sebzelerin pişmesini bekliyoruz.


      Hem tavuk hem sebzeler pişince yemeğin terbiyesini hazırlıyoruz. Terbiyenin hazırlanışı:


      Un, limon ve yumurta sarısını bir kasede çırpıyoruz. Homojen bir kıvam alması için tavuk ve sebzelerin suyundan bir miktar ilave ediyoruz. Bu karışımı tel süzgeçten geçirerek yemeğimize döküyoruz ve karıştırıyoruz. Gerekiyorsa bir miktar daha tuz ilave ediyoruz ve karabiber ekiyoruz.Son olarak maydanozları ekliyoruz. Ocağın altını kısıp yemeği bir taşım kaynatıyoruz.


      Afiyetle,







      14 Nisan 2008 Pazartesi

      OKSİJENİ BOL BİR GÜN VE BALLI LOKMA TATLILARI

      Sanırım tüm İstanbul gibi soluğu sokakta aldık dün.. Arabanın derecesi 29'u gösteriyordu..Güneş yüzünü hep sakladı ama hava son derece sıcaktı dün İstanbul'da.


      Bir haftadır program halinde olan kalabalık bir kitle olarak Riva'da bulduk kendimizi.. Sadece kuş sesi , arı sesi ve çocuk sesi dinledik..Bir de iç sesimizi :) Yarın pazartesi olamaaz diyen şu içses :)



      Tabiatın ortasında bir cennet misali , burası ev ise bizimki ev değildir müzakeresi yaptıran bir evdi arkadaşımızın "Abi"sinin evi :) "Tırnak" içi "Abi"ye ayrı bir katkıda bulunmak içindi.. Zira dünkü mevzuda katkısı büyüktü..Hernekadar kendisi bizimle değilse de güzel bir gün geçirmemize olanak sağladığı için Sedat'ın Abisi'ne kucak dolusu teşekkürü bir borç biliyoruz...





      İmza : Ata Lisesi mezunları ve eşrafı :)



      En son bizde toplandığımızda bu günü planlama yönünde hemfikir olunmuştu ve bu plan aksiyona dönüştürüldü... 6 aile Polonezköy meydanında buluştuk ve İstanbul'a coğrafi olarak bu kadar yakın ama karmaşasına bir o kadar uzak o cennete gittik...

      Sağ tarafta gördüğünüz bayan Laila karşıladı bizi tüm konukseverliği ile... ve peşimizden en önemlisi de masamızın dibinden hiç ayrılmadı...


      Dün bir haftalık tüketimde bulunduğu için sanırım bu hafta hep uyuklayacak :)


      Sadece Laila yoktu ... bir de keçi bey vardı ...
      Oradan oraya zıplayan keçi bey :)




      Yemekler yenildi... Tabu..pinpon..tavla..japon turist edası ile çekilen fotolar...oyun hamuru ile gül yapma metodları :) gibi sosyal faaliyetlerin sonrasında gitme vakti gelince içimiz hayli buruldu..Burası bırakılıp gidilir miiiii ??



      Gelelim dünkü tatlılara...İşte "Ballı Lokma Tatlıları" Bir yudumda yemelik..



      Bu sabah mutluluğa aç pencereni

      Bir güzel arın dünkü kederinden

      Bahar geldi bahar geldi güneşin doğduğu yerden

      Çocuğum uzat ellerini

      .....

      Ataol Behramoğlu

      Afiyetle kalın,


      11 Nisan 2008 Cuma

      ÇOCUK İSTİSMARINI DURDURUN

      doctus

      Bloglararasında yine bir sosyal hareket başlatıldı... Bir zincir mahiyetinde blogdan bloğa geçen bu sosyal hareketin ucu Yasemin'ciğimin mimi ile bana da ulaştı...

      Çocuk istismarını önlemeye yönelik bu harekete yürekten katılıyorum... Gelelim bu oyunun içeriğine... Çocukluğumuzdan hatırladığımız ilk şarkı ve şu anda hissetttirdiklerini yazmamız gerekiyor.

      Benim çocukluğumdan hatırladığım en net hatıralardan biri Erol Evgin'in yorumu ile Bir İlkbahar Sabahı adlı şarkısı...

      Bir ilkbahar sabahı güneşle uyandın mı hiç ?

      Çılgın gibi koşarak kırlara uzandın mı hiç?

      Bir his dolup içine uçuyorum sandın mı hiç?

      ......

      Bir de Sevda .. Sevda ... Unut onu dinsin gönlünde fırtına ... Nükher Duru'dan... annemin adı Sevda olduğu için bu şarkıyı hiç unutmam...!!!

      Hadi siz de katılın siz de yazın ...

      Aylin, Neslihan , Fadime

      8 Nisan 2008 Salı

      ŞEHRAZAT'A BİREBİR PEYNİRLİ POĞAÇA

      Sevenler beni hoşgörsün lütfen... Sadece poğaçaya dair durumu açıklayabilmek adına bu konuya giriyorum.Yoksa hep dediğim gibi zevklere saygım, hürmetim sonsuz ...

      Geçen hafta salı günü, TV'nin karşısında oturuyoruz ... Yorgunuz , sesimiz çıkmıyor...Engin de ben de bakıyoruz eskilerin tabiri ile eğlence kutusuna ...Ekranda yine Şehrazat...Aslında şahsa olan takıntım diziye olanın yanında ufacık...Dizi uzamak için elinden geleni yapmanın ötesinde artık ne yapacağını şaşırmış durumda.Etraftan patır patır onsuz bunsuz şunsuz çocuk yağıyor.. Kiminin babası terketmiş, kiminin annesi ölmüş..Ama bir yerlerde bir sürü çocuk var ...Çoğu da elini çarptığında çocuğu olan Ali Kemal'den :)

      Her neyse ben kutuya bakıyorum kutu bana bakıyor derken...Benden bir çığlık kopuverdi...
      "Ayyyyyy...İçime fenalıklar geldi"

      Tuttum Engin'ciğimi de kurtardım kutunun esaretinden terkettik Şehrazat ve sakız gibi uzayıp adı gibi binbir gecedir sürüp beni deli eden dizimizi...

      Vardık terapi odamıza... Mutfağımızda akşamımızı geçirelim dedik..

      Hadi bir şey yapalım :) Saat 21:30 :)

      Yapalım ama yemeyelim (Duy da inanma) :)

      Ne yapsakkk?

      "Hadi poğaça yapalım Engin... Yarın sabah kahvaltıda da yersin hem !"

      Dolap kapağı açıldı bakıldı şunlar var mı ?

      • 3 yemek kaşığı yoğurt
      • 1/2 su bardağı sıvı yağ
      • 2 çay kaşığı tuz
      • 1 tatlı kaşığı toz şeker
      • 1 çay kaşığı mahlep (arzuya göre)
      • Dr. Oetker susam-mahlep aromalı kabartma tozu (normali de olur)
      • 2 yumurta (Birinin sarısı üzerin)
      • 3,5 su bardağı un (birden dökmemekte fayda var, aldıkça ekleyelim)

      Arasına :

      • ufak bir kalıp beyaz peynir (yaklaşık 150 gr)
      • ince kıyılmış maydanoz

      Yaşasın varmış...

      Tüm malzemeyi yoğurduk.. Engin'ciğim ufak bezeler haline getirip tezgahta açtı , sonra da bir su bardağı ile kesti..Şekli düzgün olsun diye ...

      Malzemeyi koyup kapattık hamurumuzu. Yağlanmış tepsiye dizip üzerlerine yumurta sarısı sürdük.Çörek otu ve susam serptik. Önceden ısıttığımız (180 derece) fırında nar gibi kızarana kadar pişirdik..

      Geçen salı Şehrazat'a böyle baş kaldırdık :) Bakalım bu akşam bizi neler bekliyor..

      Afiyetle ,

      Not : kilo alıyorsam bunda Şehrazat'ın da payı var .. bilesiniz :)

      7 Nisan 2008 Pazartesi

      KORSAN PASTASI



      İzlenme rekorları kıran Karayip Korsanları filminin ilkine Engin ile gitmiştik. Film başladığında ilk 10 dk "yok.. benim seveceğim bir hale birazdan girer herhalde" diye umutlanmıştım... 10 dk geçti..20 dk geçti.. olmadı..Neyse filmin yarısı oldu..Ben sesimi çıkartmıyorum.Saygı duymam lazım zira Engin sevmiştir belki ..Değil mi?
      Engin demez mi "Sevdin mi?" "Ben sıkıldım!" diye..
      Benden bir "Yaşasın" kopuverdi..
      Ve çıktık :0)

      Film sonuçta patlama yaptı.Yaptığı için ikincisi de çekildi.Kim görse çok beğeniyor.Zevk..Saygı duyarım...

      Ama ben karanlık filmlere tahammül edemiyorum. Hele içinde bakamayacağım tip canlı,cansız,insan,yaratık ... öyle şeyler varsa hiç bana göre değil... Benim filmler aydınlık olacak.. Ya mutluluk verecek ya da zihni sorgulatacak :) İşte benim korsana dair anım..

      Eeee konumuza dönelim ..

      Geçenlerde bir sipariş gelip benden korsanlı bir pasta yapmam istendiğinde.. Aklıma hemen bu film maceram geldi :0) Ne yapıcam ben şimdi korsanla diye düşünmedim değil hani..

      Neyse ki pastanın sahibi sevimli delikanlı kendine bir şeyler beğenmiş de bana sadece uygulaması düştü..

      Ve ortaya bu çıktı..

      Pastayı teslim aldıklarında ufaklık mutlu oldu ya önemli olan o !
      Güzel bir hafta diliyorum herkese.

      Afiyetle,

      3 Nisan 2008 Perşembe

      HAMİLE KURABİYESİ



      Etrafım bebek doluyor .. yaşasın!! Sıra ile abla, teyze, dayı ünvanları kazanıyorum... Sırada gülyüzlü arkadaşım, 20 yıllık dostum Sinem var.. Anne olacak benim mavişim hem de çocukluğumuzdan beri ona yakıştırdığım şekilde erkek annesi..
      Onun bebeği benim için çok çok özel olacak.Henüz 10 yaşında tanıdığım, başucunda hala masal kitabı bulunan renkli mi renkli annesiyle geçen en güzel günlerimizi, oyunlarımızı anlatacağım ona.
      Benim onu karşılama şeklim bana has olmalı dedim ve önce ona gidip ilk bisikletini aldım :) Çiçekçiden çiçek alırken bu bisikleti görünce "işte aradığım şey" dedim kendime...
      Sonra mutfağa girip pastamalzemeleri.com'dan edindiğim elbise kalıbını buldum dipsiz kurabiye kalıbı kutumdan :) İsim kartlarını hazırladığım tarifle kurabiye hamuru hazırladım.





      Buzdobında yaklaşık 30 dk kadar beklettim ve resimde göreceğiniz şekilde yapıp pişirdim...


      Soğuduktan sonra şeker hamurunu aynı kalıbı kullanarak kestim ve yine bir parçayı elimde yuvarlayarak göbek kısmına yerleştirdim, modelleme setiyle göbeğin çevresini düzelttim.



      Yazı aparatı ile üzerine "MOM TO BE" (anne adayı) yazıp jelatinledim ve yine mavi rafya ile süslemeyi tamamladım.


      İşte oğlumuzun ilk bisikleti ...
      Bu arada geçtiğimiz cumartesi anneannesi, babası, ben hepimiz tribünlerde oğlumuza baktık annesi ultrasona girdiğinde..Doktor "bu gözü"," bu karnı" demese anlamayacağım o karaltıda minicik kalbinin nasıl hızla attığını duyduğumda tutamadım kendimi ağladım...

      Biz seni bekliyoruz küçük bey ... Hem de kocaman bir sevgiyle...

      Afiyetle,

      1 Nisan 2008 Salı

      BİR "HOŞGELDİN" BULUŞMASI



      Bir önceki yazımda ipucu mahiyetinde koymuştum bu resmi... Gelelim konuya..
      Üzülerek kaçırdığım "HOŞGELESİN" buluşmasından sonra "HOŞGELDİN" faslını kaçıramazdım ve sonunda başardım...


      Yasemin'ciğimiz doğum yaptığında bunu sizlerle de paylaşmıştım. İşte o harika bebeği ve harika annesini görmek için doluştuk cumartesi günü Yasemin'in evine.


      Kimler yoktu ki... Hakikaten blogcular buluşması gibiydi. Blogların arasında gördüğüm ve çok hoşuma giden alfabe oyunu ile anlatmak istedim bugünümüzü ... Kıskancım itiraf ediyorum:)


      A- Avaz avaz bağıran bir ördekçik

      B -Bebiler

      C- Cheesecake değil sanat eseri, Sevgili Nesli'den

      D - Dillere destan Tavuklu & Pırasalı Kiş (Münevver Abla'dan)

      E - En güzel paylaşımlar

      F- Fenalık geçiren mideler

      G- Günün Süprizi ve Yelkensever Gülriz'e Sevgili Ayşem'in elleri ile hazırladığı özel pastası

      H- Hatıralarda uzun süre kalacak bir cumartesi



      I- Issız bir adaya düşse bile blogcuların yanından ayırmayacağı Fotoğraf Makinası

      İ - İp incecik kalmayı becerebilmiş anneler geçidi

      J - :)????

      K- Kusursuz bir sofra

      L - Lezzetine doyamadığımız enfes Kısır (Adaş'ımın ellerinden)



      M - Memlekete uğradığında bu güzel buluşmaya da katılıp kendisini tanıma fırsatı bulduğum sevgili Dilek

      N - Nereden nereye ... diye düşündüren güzel sohbetler...

      O - Otlu Çöreklerin en güzeli (Selen'ciğimizden)



      Ö - Özel mi özel bir buluşma

      P - Patates Salatasıyla meşhur olmaya aday Yasemin'ciğimiz




      R - Ruloların en lezzetlisi , Pınar'ın ellerinden Rulo Poğaça

      S - Sıkıp sıkıp yemek istediğim ama kendimi zar zor frenlediğim Can & Batu & Mert ve günün esas oğlanı Sencer dörtlüsü ....


      T - Tadına doyamadığım salata - Buğday Salatası (Suzi'den)


      U - Ufku geniş özel ve güzel anneler


      Ü - Üzerindeki şekilleri kıskanıp kıskançlığımı itiraf ettiğim harika kekçikler - Gülriz'ciğimden


      V- Ve benim Sencer için hazırladığım pasta


      Y- Yine olsa da yesem dediğim, çok doyup tam tadına varamadığım Tahinli Cevizli Kurabiye (Fadime'den)


      Z- Ziyaretçilerin arasında tek yemek bloğu olmayan, kalbi sıcacık , girişimci ruhu ile örnek alınası Çalışan bir Anne... Esra'mız...

      Çookk zormuş :)
      Ama bitirmeye azmetmiştim , gayrı affedin :)

      Herkese bol bol selam...

      Afiyetle,