Gelişim her daim memnuniyet verici bir unsur bence. Bir şeylerin daha iyiye, güzele doğru yol aldığını gözlemlemek ya da bunu algılıyor olabilmek. Hep çocuklarda hissettiğim bir şey bu benim aslında, onların büyümesine şahit olmak zaman denen izafi şeyi elle tutulur şekilde ispat etmiyor mu? Zamanı gözlemleyebilmek belki de sadece bu şekilde maddeleşirken bugün kendimde bir gelişime tanık oldum. Zeytinyağlı Enginar tarifi yazmış mıydım diye kendi bloğumu didiklerken bir baktım "O ne??" ayyy bir de o fotoğrafı beğendim de koydum mu ben yaa, diyiverdim. Sonra sakinleştim ve gelişimin tadını çıkarttım 2-3 sn. :) Kendine kızma Müge! Kendini sev, 2007'den bu yana algındaki, zevkindeki, gözündeki değişimi seyret ve kendini sev dedim :) Öyle de yaptım valla, ne yapayım :) İşte o bahsi geçen link .. Utanmadım bir de link verdim , hahahhaa :)
Ekim 2006'da blog yazmaya başladığım zamandan bugüne neredeyse 3 sene geçti ve sanırım Allah izin verir , yazmaya devam edersem 3 sene sonra bugüne dönüp "Aman Tanrım!!" nidaları atıyor olabilirim :) Gelişim de şart, eğitim de :)
Bu vesile ile pişirdiğim canım enginarlarımın yeni oyuncağımla çekilmiş fotolarını koymadan edemedim.O suda yüzen karanlık şeyleri unutun ve bir sonraki 3 sene için bunları hatırlayın sevgili dostlarım:) Duruma göre bakarız ve yine yapar, çeker, koyarız olmadı... Mecra bizim değil mi, ister atarız ister tutarız.. Ohhh yok keyfimize diyecek:)
Enginar, adını da tadını da sevdiğim bir sebze.. Ama en çok nesini seviyorum biliyor musunuz? Bence inanılmaz asil bir sebze. Yanlış anlamayın, altın fiyatı gibi inen çıkan pazarın en pahalı mahsülü oluşundan mütevelli değil, tabakta duruşunun zerafetini kastediyorum. Bence sofrada duruşu bile saraylı :) O yüzden tadını sevmemin yanında ikramını da şık bulduğum için mevsiminde sıkça pişiriyorum.
Tarifini vermişim daha önce.. Ama olsun, bir de burada dursun, ne zararı var? Hiççç :)
Malzemeler: (5 adet)
- 5 adet enginar
- 1 büyük boy kuru soğan
- 1/2 çay bardağı zeytinyağ
- tuz
- 4 adet kesme şeker
- 1 adet orta boy havuç
- 1 adet orta boy patates
- 1 kase bezelye
- ince kıyılmış dereotu - ya da arzuya göre maydanoz (Ben maydanoz kullanıyorum eşim dereotu sevmediği için)
- su
Soğanları küçük küpler halinde doğruyoruz. Havuç ve patatesleri de soyup küp küp doğrayarak hazırlıyoruz. Bezelye-havuç ve patatesleri bir kasede karıştırarak ilave etmek üzere bekletiyoruz.
Tenceremize zeytinyağını koyup, doğradığımız soğanları kısık ateşte kavuruyoruz. Soğanlar kavrulunca enginarları yerleştirip, kavrulan soğanları enginarların içine doğru alıyoruz. Hazırladığımız patates-havuç ve bezelyeleri enginarların üzerlerine paylaştırıyoruz.
Enginarların üzerine gelmeyecek şekilde su ilave edip, tuz ve şekerini katıp kapağını kapatıyoruz.Kısık ateşte pişiriyoruz. Yaklaşık 30 dk sonra bir bıçakla enginarların pişip pişmediğini kontrol ediyoruz.
Servis tabağına alıp, üzerlerine maydanoz veya dereotu ilave edip soğuk servis ediyoruz.
Bu aralar ActiFry'a takılmış durumdayım. Habire biber, havuç,kabak kızartıp duruyorum. Tabii ki sadece azıcık yağla :) Üzerine de bol sarımsaklı domatesli bir sos, tamamdır.. Var mı yaz gibisi? Yemesi de giyinmesi de kolay :)
Çenem düştü yine..
Afiyetle,
Sevgili Müge ellerne sağlık.Enginarı bende çok severim.Evdekiler pek sevmesede ben kendim için pişirip yiyiyorum.Eskiden enginar ve kereviz padişah yemeğiymiş.O yüzden herhalde sofraya yakışıyor.Öpüyorum canım seni.
YanıtlaSil