Sayfalar

29 Aralık 2017 Cuma

2018 İÇİN YILBAŞI PASTASI - NAKED CAKE


Bu blogda kutladığım 12. yeniyıl olacak.. Geriye dönük senelere gidip baktığınızda sizlerle paylaşılmış nice sofra ve nice tarif var fikir alabileceğiniz. Her sene de yenilerini koymaya elimden geldiğince gayret edeceğim..

Bu sene ki örneğim, annem ve eşimin doğumgünleri vesilesi ile hazırladığım bu pasta oldu. Ben pastanın pandispanyasını kendim pişirdim ama siz hazır kek de kullanabilirsiniz. Son dönemde artık malum sade ve gösterişsiz pastalar moda oldu, ben de bir naked cake denemesi yaptım kendimce..

Malzemeler:
Malzemeler

KAKAOLU PANDİSPANYA :

(20 cm kelepçeli kalıpta pişirdim)
  • 3 adet yumurta
  • 3 Türk kahvesi fincanı toz şeker
  • 3 Türk kahvesi fincanı un
  • 2 yemek kaşığı kakao
  • 1 Türk kahvesi fincanı yoğurt
  • 1 yemek kaşığı sıvıyağ
  • 1 yemek kaşığı kaynar su
  • 1 paket kabartma tozu
  • 1 paket vanilya
  • 250 gr bitter çikolata
  • 200 gr krema
  • 1 paket Dr.Oetker Vanilyalı Pasta Kreması
  • 4 yemek kaşığı Sıcak Çikolata Tozu (Kahve Dünyasından Almıştım)
  • 1 fincan sıcak su
  • 3-4 adet muz
  • Süslemek için nar ve bahçeden topladığım çam dallarını kullandım

Yapılışı:

  1. Pandispanyanın yapımında bu pastadaki pandispanya tarifini kakaolu olarak uyguladım. Başta da söylediğim gibi siz arzu ederseniz UNO'nun hazır pasta tabanlarından da kullanabilirsiniz. İki tane pandispanya yaptım çünkü biraz yüksek bir pastam olsun istiyordum, toplam 4 kek katı ile pastayı hazırladım.
  2. Kekleri bir gece önceden pişirdim ve hazır ettim.
  3. Bitter çikolataları ufak ufak doğrayıp benmari usulü eritip sonrasında krema ile çırpıyoruz. Hazırladığımız ganajı bir süre (donmaması gerekir) buzdolabında bekletiyoruz. (Donarsa bir süre benmarinin üzerine koyabilir ya da mikrodalga fırında 5-10 sn kadar çözdürebilirsiniz)
  4. Pasta kremasını hazır kullandım, çünkü buttercream tadını sevmiyorum, krem şanti de alternatif olabilir.
  5. Sıcak su ile sıcak çikolata tozunu karıştırıp kekleri ıslatmak için hazırlıyoruz.
  6. Muzları doğrayıp onları da hazırlayınca artık pastanın yapımına geçebiliriz.
  7. Servis edeceğiniz tabağın üzerine ilk kat kekimizi koyuyoruz. Sıcak çikolata ile bir fırça yardımıyla ıslatıyoruz. Üzerine bir miktar pasta kreması ve bolca ganaj sürüp muz diziyoruz.
  8. Tüm katlara aynı işlemi yapıp son olarak pastayı pasta kreması ile gelişigüzel bir şekilde sıvıyoruz. Her yerin kusursuz kapanmasına gerek yok malum adı üzerinde Naked (Çıplak) :)
  9. Süsleme yaparken yeniyıl teması ile süslemek istedim. Önüme bahçedeki çam ağacı gelince de bir kaç dal aldım, narlar da üzerinde pek sevimli oldu, ne dersiniz?
Böyle şölenli, neşeli, eğlenceli ve gülümseten sofralarınızın bol bol olması dileğiyle,
Mutlu Seneler ....

Afiyet ve sağlıkla,

18 Aralık 2017 Pazartesi

OREOLU & MUZLU MAGNOLIA PUDING


Magnolia Puding, son dönemlerin favori tatlılarından.. 

Herkesin kendine ait bir magnolia tarifi oluştu. Bu da benim uygulamam..

Yılbaşı sofrasında hafif ama gösterişli bir sunumla misafirlerinize güzel bir tatlı alternatifi oluşturmak isterseniz buyurun;

Malzemeler:

  • 20 adet Oreo
  • 2 adet muz
  • 1 kg süt 
  • 6 tepeleme yemek kaşığı toz şeker (Şeker miktarı zevke göre ayarlanabilir)
  • 7 tepeleme yemek kaşığı un
  • 1 paket vanilya
  • 1 paket (200 ml) krema
  • 1 tepeleme yemek kaşığı tereyağ
Yapılışı :

  1. 15 adet oreoyu robotta çekip toz haline getiriyoruz. (İri taneli toz iyice ufalmadan)
  2. Muzları ince ince doğruyoruz.
  3. Bir kaseye sütün 3/4'ünü döküyoruz, tamamını dökmeyelim. Süte un, şeker ve vanilyayı ekliyoruz ve bir çırpma teli ile karıştırıyoruz.
  4. Bir tel süzgeçten süzerek bu karışımı bir tencereye alıyoruz. (Bu aşama topaklanmasın diye yapılıyor)
  5. Orta ısıda ateşte karıştırarak iyice koyulaşıncaya kadar pişiriyoruz.
  6. Pişen muhallebiye kremayı ve tereyağını ekliyoruz. Koyuluğuna göre azar azar süt de katarak yaklaşık 5 dk kadar yüksek hızda krem kıvamına gelinceye kadar çırpıyoruz.
  7. Ben hem böyle minik kuplarda yaptım hem de bir borcama yaptım. İkisi de servis için güzel oldu.
  8. En alta oreo kırıntısı döküp üzerine muhallebi, sonra muz ve yine kırıntı döktüm. En üste yine muhallebi koydum. Ayırdığım 5 oreoyu gelişigüzel şekilde elimle parçalayarak üzerini süsledim.
Afiyetle, sağlıkla


6 Aralık 2017 Çarşamba

KREMALI TAVUKLU TAGLIATELLE


Bu İtalyanların öyle bir mutfağı var ki, ne olursa olsun yiyecek bir şey illa ki buluyor insan. Bence dünyanın en ortak zevke sahip mutfağı İtalyan mutfağı, ben bu görüşteyim. Şimdi evinizden uzak yabancı bir ülkede kendi mutfağınıza, damak zevkinize ait bir şey bulamadığınızda ben İtalyan mutfağını kendime bir kurtarıcı olarak görüyorum her zaman. Sizce de böyle mi? En kötü bir Penne Arabiata (Acı domates soslu makarna) ya da bir Margarita Pizza (Yani sadece Mozarella peyniri konulan bir pizza) yesem karnımı doyurabilirim fikrindeyim. 

İtalyan mutfağının bu kurtarıcı yönü dışında en sevdiğim şeyi de eğlenceli lezzetleri barındırması. Bugün size önden bir çorba yanına şık ve lezzetli bir salata sonuna da hafif sütlü bir tatlı ikramı ile tamamlanabilecek, ana yemeğe de vereceğim tarifi  koyduğunuzda tam bir davet sofrası kurgulayabileceğiniz bir önerim olacak. 

Ben tagliatelle makarna olarak Veronelli marka kullandım.

Malzemeler:
  • 500 gr lık paketin yarısından biraz fazla (4 kişi için gayet yeterli oluyor)
  • 3 adet tavuk kalça şiş (uzun şerit halinde kesilmiş olacak)
  • 2,5 paket yemeklik krema (200 ml'lik paketlerden yani toplam 500 ml)
  • 1 yemek kaşığı kuru fesleğen
  • 4 yemek kaşığı toz parmesan peyniri
  • 1 çay kaşığı karabiber
  • Tuz
  • 3 yemek kaşığı zeytinyağ
  • 1 yemek kaşığı bitkisel margarin (Ben Zeytinyağlı Becel alıyorum, bu kullanımlar için)

  • Üzerine serpmek için toz parmesan peyniri

Yapılışı:
  1. Derin bir tencerede kaynayan suya margarin ve tuz ekliyoruz. 
  2. Makarnaları kaynayan suya bırakıp istediğimiz kıvama gelinceye kadar pişiriyoruz. (Dişe gelir sevenler ve iyi pişmiş sevenler, keyfinize göre ayarlamalısınız)
  3. Diğer yanda geniş bir tava ya da tencerede zeytinyağında şerit halinde kesilmiş tavukları pişiriyoruz. (Mantar seviyorsanız bu aşamada mantar da ekleyebilirsiniz) 
  4. Pişen tavuklara kremayı ekliyoruz. Toz parmesan, fesleğen, karabiber ve tuz ile tatlandırıyoruz. (Parmesan da tuzludur, tuz eklerken dikkat!)
  5. Pişen makarnayı süzüp kremalı tavuklu sosun içine atıyoruz.İyice karıştırıp servis tabağına alıyoruz ve servis ederken üzerine yine toz parmesan serpiyoruz.
Afiyetle & sağlıkla,




30 Kasım 2017 Perşembe

FIRINLANMIŞ SOSLU KARNABAHAR



Yine sebze sevmem diyenlere sebze yedirecek bir tarif ..
Üstelik içindeki un miktarını dikkate alırsak oldukça düşük kalorili ..
Bizim evde dün akşam yemem diyenlere bile kendini sevdirdi..

Malzemeler:
  • Orta boy bir karnabaharın yarısını kullandım
Sosu için;
  • 2 adet yumurta
  • 2 yemek kaşığı yoğurt
  • 5 yemek kaşığı zeytinyağı
  • 2 yemek kaşığı galeta unu
  • 1 yemek kaşığı normal un
  • Tuz, zerdeçal, toz kırmızı biber, karabiber
Servis etmek için;
  • Sarımsaklı yoğurt
Yapılışı:



  1. Karnabaharı çiçeklerine ayırıp tuzlu suda çok yumuşamayacak şekilde haşlıyoruz. (Çiçeklerine orta büyüklükte ayırıp kalın sapları keselim, rahat pişmesi için)
  2. Hafif yumuşayan karnabaharları süzüp soğuk suyla yıkayıp şokluyoruz.
  3. Bir kapta sos malzemelerinin tamamını iyice karıştırıyoruz.
  4. Bir tepsiye yağlı kağıt seriyoruz.
  5. Fırını 220 derecede ısıtıyoruz.
  6. Pişen karnabaharları sosa iyice tek tek bulayarak tepsiye yan yana diziyoruz.
  7. Fırında pembeleşinceye kadar pişiriyoruz.
  8. Üzerine sarımsaklı yoğurt dökerek servis ediyoruz.
Afiyetle & sağlıkla,

27 Kasım 2017 Pazartesi

ISPANAKLI TEPSİ BÖREĞİ (SELANİK BÖREĞİ)



Mana (Anne) gideli 4 ay oldu bile. Ağustos ayında cenazesine katılmadığımız için Selanik'e 40. gün anma törenine gittiğimizde bendeki yeri katmerlendi, sevgisi çoğaldı, hayatımdaki boşluğu arttı Manamın.. Öyle ki onun dediği her söz, yaptığı her güzel şey, bana verdiği her nasihat bir emanet artık. Bu börekle ne alakası var diyeceksiniz belki de.. Çok var...
Bazı tatlar vardır, bir yerle eşleşir. Bir şeyi yediğinde seni eskiye götürür, o yere götürür hani.. İşte ıspanaklı peynirli börek de sanırım artık beni o üç katlı bahçeli evin zemin katındaki kahverengi dolaplı açık mutfağa götürecek. O tezgahın ardındaki gülen yüzü hatırlatacak bana. Spinach Pita yaptım size diyen o anneye götürecek. 
Selanik'e son gittiğimde artık onun orada olmadığını bilmem, o eve girdiğimde bana ne hissettireceğini tahmin edememden öte bir şey yaşadım. Kavala'da bir mola yerinde karnım acıktığı için, Yunanistan'ın böreği yediğim hiç bir börekle kıyaslanmayacak kadar güzel olduğu için bir dilim ıspanaklı börek aldığımda beni bu kadar etkileyeceği aklımın ucuna dahi gelmezdi.
Bir ısırık aldığımda beni götürdüğü yer ve mekan nedeniyle o gün Selanik'e varana kadar ağladım elimde börekle. Her ısırıkta acım arttı, sanki cam bir duvara çarpan kuş gibi öylece kalakaldım ne yapacağımı bilemeden. O acı gerçek, Mana'nın gidişi, o ısırıkla yüzüme tokat gibi çarpmıştı. Törende de aynı börekten dağıttılar, hatta eve götürelim diye yanımıza da koydular.. O, artık börek değil bir anıya dönüşmüştü ...

Ben de ona benzer bir börek yapmak istedim geçenlerde..Mana da hazır yufka ile yapıyordu ama onların yufkası bizimkinden biraz daha farklı daha gevrek ve yağlı, milföy ile yufka arasında bir durumu var sanki. Ben de bizimkini ona dönüştürmeye çalıştım. Sonucu beni mutlu etti, artık o benim Selanik Böreğim olarak defterimde yerini aldı.

Malzemeler: 

Not: Ben fırın tepsisinden küçük bir borcamda pişirdim, fırın tepsisi için malzemeyi çoğaltmanız gerekir
  • 3 adet yufka
  • 6 adet milföy hamuru 
  • 1 su bardağı + 1/2 çağ bardağı sıvıyağ
  • 2 yemek kaşığı nişasta (silme)
  • 2 yemek kaşığı un (silme)
  • 1 yemek kaşığı sirke
  • Tuz 
  • 1 yumurtanın sarısı 
  • Susam (Çörekotu, haşhaş tohumu ya da hiç bir şey, tercih size bağlı)
İç malzemesi :

  • 1 kg yıkanmış doğranmış ıspanak
  • 1 adet ufak yemeklik doğranmış soğan
  • 3 yemek kaşığı zeytinyağ
  • Tuz
  • 200 gr sert beyaz peynir (rendelenmiş/çatalla ezilmiş)
Yapılışı:
  1. Öncelikle iç harcını hazırlayalım. Bir tencereye zeytinyağını koyup soğanları ekliyoruz. Rengi şeffalaşıncaya kadar kavuruyoruz.
  2. Daha sonra ince kıyılmış ıspanakları soğanlara ilave ediyoruz.Tencerenin kapağını kapatmadan iyice suyunu çekene kadar kavuruyoruz. Bu esnada tuz ekleyerek tatlandırıyoruz. Bir sonraki aşamada peyni ekleneceği için tuzu çok koymayalım.
  3. Ispanak pişip iyice suyunu çekince beyaz peyniri ekleyerek iyice karıştıyoruz.
  4. Tepsimizi margarin ile iyice yağlıyoruz. (Bu yapışmasına engel olacak)
  5. Bir kasede sıvıyağ,nişasta, un, sirke ve biraz tuz ile bir sos hazırlıyoruz.
  6. Yağladığımız tepsiye ilk yufkayı kenarları dışarı taşacak şekilde seriyoruz. Her yerine bir fırça yardımı ile sostan sürüyoruz. 
  7. Sonra ikinci yufkayı büyük parçalara ayırıyoruz. Bir büyük parçayı tepside az önce sosladığımız katın üzerine serip onu da sosluyoruz (Bir kaşıkla da soslayabilirsiniz, heryerine geldiğine emin olalım)
  8. Aynı şekilde böyle 2-3 sefer daha yufka serip sosluyoruz. Alt katman hafif kat kat olduğuna göre şimdi böreğin iç malzemesini her yere eşit şekilde dağıtabiliriz. 
  9. İç malzemenin üzerine yine büyük parça bir yufka seriyoruz (3.yufkaya geçebilirsiniz) Sos sürüp iki üç kat daha bu şekilde elimizdeki yufkaları bitiriyoruz. Yufkalar bitince tepsinin kenarlarını da üste doğru katlayarak onlara da sos sürüyoruz.
  10. 6 adet milföy hamurunu 2'şer 2'şer alt alta dizip o dikdörtgeni merdane ile büyüterek birbirine yapışık hale getiriyoruz.
  11. Bu dikdörtgeni yırtmadan tepsideki böreğin üzerine seriyoruz. Kenarlarını parmağımızla böreğin altına altına iterek yerleştiriyoruz. Üzerine biraz (çok değil) sostan sürüp bir bıçal yardımı ile eşit karelere kesiyoruz. 
  12. Yumurta sarısı sürüp üzerine susam serpiyoruz.
  13. Önceden ısıtılmış 190 derece fırında nar gibi kızarana kadar pişiriyoruz. (Altının da iyice piştiğine emin olun, milföy çabuk pişecektir.)
Afiyetle, sağlıkla


24 Kasım 2017 Cuma

ZEYTİNLİ & ACUKALI MİNİK ÇÖREK ve KONUK OLDUĞUM TV PROGRAMI

Günaydın..

Dün yine harika bir anı ile kapattım gözlerimi geceye. Bundan yaklaşık 2-3 hafat önce Show Tv'den Pelin Karahan'ın programına davet edildiğimde çocukluk hayalimi yine yaşayacak olmanın heyecanı zaten basmıştı. Ama dün ekranda yine kendimi seyredince mutluluğum katmerlendi diyebilirim.

Üç tarifle katıldığım program sırasında ve sonrasında o kadar güzel mesajlar aldım, desteğinizi o kadar derinde hissettim ki mutluluğumu kelimelerle tarif edemiyorum.


Programı izlemek isterseniz, linki burada. Ben sanırım açıp açıp bol bol izleyeceğim :)

Gelelim yeni tarifimize.. Geçen hafta cumartesi günü gelen misafirlerime yaptığım bir tarif..

Yapması benim tariflerimde alışık olmadığınız bir şekilde aşamalı, bir miktar el oyalıyor. Ancak sonucunu görünce buna katlanılmayacak bir zorluğu yok, emin olun.. Malzemeleri ve adımları doğru uygularsanız misafirlerinizi ve sevdiklerinizi mutlu edecek bir tarifle karşınızdayım :)



Malzemeler: (24 adet)
  • 1 paket toz maya
  • 1/2 su bardağı süt
  • 1 çay bardağı sıvıyağ
  • 2 adet yumurta
  • 250 gr eritilmiş tereyağ
  • 2 çorba kaşığı toz şeker
  • 1/2 tatlı kaşığı tuz
  • 1 çay kaşığı mahlep
  • 3 su bardağı un (Az gelirse ilave edebilirsiniz)
Arası için;
  • 1 kase zeytin (Çekirdekleri çıkartılmış ve ufak doğranmış) Foranın hazır salata zeytinini kullanabilirsiniz.
  • 1 kase acuka (ben hazır kullanım bu sefer ama evdeki bir biber salçasını da kullanabilirsiniz)
Üzeri için;
  • Çörekotu
  • 1 yumurtanın sarısı
Yapılışı:

  1. Sütü bir cezvede hafif ılıtıyoruz (kaynamasın) 
  2. Toz mayayı ılınmış süte ilave edip, karıştırarak mayayı eritiyoruz.
  3. Derin bir kaba unu eleyip  unun ortasını havuz gibi açıp şeker,mahlep, tuz, mayalı süt, sıvıyağ ve yumurtaları  ekliyoruz. 
  4. Bütün malzemeyi ele yapışmayacak bir hamur elde edene kadar yoğuruyoruz.(Bu esnada eğer hamur fazla yumuşak bir kıvamda ise un ilave edebiliriz.)
  5. Tereyağını bir tavada yakmadan eritiyoruz.
  6. Mayalanmasını beklemeden hamuru 6 eşit parçaya ayrıyoruz.
  7. Böldüğümüz 6 parçayı da kendi içerisinde 4 eşit parçaya kesiyoruz. Toplamda 24 eşit parça hamurumuz olacak. 
  8. Tezgaha un serpip ilk parçayı bir pasta tabağı büyüklüğünde merdane ile açıyoruz. Açtığımız hamuru bir tabağa alıp üzerine erittiğimiz tereyağından fırça ile sürüyoruz. 
  9. İkinci hamuru da aynı şekilde pasta tabağı büyüklüğünde açıp ilk açtığımız ve yağladığımız hamurun üzerine koyup onu da yağlıyoruz. 
  10. Daha sonra aynı işlemi üçüncü ve dördüncü hamura da yapıyoruz. 
  11. Bir tabakta dört adet üst üste açılmış ve yağlanmış hamurumuz oldu, bunu buzdolabına kaldırıp diğer hamurlara devam ediyoruz.
  12. Tüm parçalar bitene kadar dörder dörder bu şekilde hamur setleri yapıyoruz. Toplamda 6 setimiz olacak buzdolabında. 
  13. İlk yaptığımız setten başlayarak dinlenen hamuru buzdolabından alıyoruz. 
  14. Tezgaha ve hamurun üzerine un serpip hamuru orta büyüklükte yırtılmayacak şekilde açıyoruz. 
  15. Açtığımız bu daireyi sekiz eşit üçgene bölüyoruz. 
  16. Üçgenlere biraz acuka/salça sürüp üzerine zeytin serpiyoruz ve geniş yerinden başlayarak sarıyoruz.
  17. Sardığımız hamuru her iki tarafından bükerek ay şeklinde getirip margarinle yağlanmış fırın tepsisine aralıklı şekilde diziyoruz.
  18. Üzerlerine yumurta sarısı sürüp çörek otu serpiyoruz. 
  19. 180 derecede önceden ısıtılmış fırında kızarana kadar pişiriyoruz.
Afiyetle & sağlıkla,


21 Kasım 2017 Salı

HİNDİSTAN CEVİZLİ KURABİYE VE YENİ KAHVALTI SOFRASI


Geçtiğimiz cumartesi günü yine bir misafir grubunu kahvaltıda ağırlamak üzere davet etmiştim. Kahvaltı olduğunda işin iyi tarafı gün boyu rahatça oturup sohbet edebiliyoruz ama işin stresli tarafında ise misafirler erken geliyor :) Bu durumu iyi yönetebilmek için de hayli erken kalkmak gerekiyor. Bir zamanlar "Yemekteyiz" programı vardı belki hatırlarsınız, hatta geçenlerde yine bir reklamını gördüm, sanırım tekrar başlamış olabilir. Orada ev sahibi olan kişi hazırlıklara yetişemez, eli ayağına dolaşır, mutfağı çöp basar, tencere taşar ne kadar sakarlık varsa olurdu.. İşte ben de bu cumartesi günü öyleydim.. 

Bir saat var, yarım saat var diye dakikaları sayar buldum kendimi ve birden ding dong :) Geldiler..

Neyse ki sadece mutfak masasını toparlamaya vaktim kalmamıştı, diğer her şey tamamdı.. Üstümü de giyinmiş ama saçımı taramadan kapıyı açabildim :)

Misafir olunca illa bir iki yeni şey denerim.. Bu sefer yaptıklarım pek yeni sayılmaz, sadece blogda tarifinin olmadığını farkettiğim bu kurabiye yeni sayılır.. Diğerlerinden ileriki postlarda bahsedeceğim ..



Eskiden peynir tabağı bu kadar popüler bir olgu değildi.. Her peynir kendi içinde tabaklanır ayrı ayrı sunulurdu.. Şimdi ise trend peynir tabağından bir arajman hazırlamak. Bu trende elbette biz de elimizden geldiğince uyum sağlamaya çalışıyoruz. Ayrı bir yazıda peynir tabağı hazırlama üzerine kendi paylaşımımı yapmayı düşünmüyor değilim hani..





Kahvaltılıkların dışında bir börek, bir el açması çörek/poğaça, bir kurabiye ve cheesecake ikramım oldu misafirlerime. Bugün size kurabiyenin tarifini vermek istiyorum. Aslında çoğu pastanede de olan, evlerde de sıkça pişen bir kurabiye, Hindistan Cevizli Kurabiye tarifi ..

O kadar uzun zamandır yapmadığımı farkedip, Google'da her zaman yaptığım gibi "Yemekbahane Hindistan Cevizli Kurabiye" yazdığımda hiç bir sonuç alamayınca anladım ki ben uzun zamandır yapmadığım gibi bu tarifi bu deftere de hiç yazmamışım meğer :)

O zaman gelsin tarifimiz .. 



Malzemeler:


  • 1 paket margarin (Oda ısısında beklemiş, 250 gr) (Ben Sana Hamurişi kullandım)
  • 1 su bardağı pudra şekeri
  • 1 su bardağı hindistan cevizi
  • 1 paket kabartma tozu
  • 1 paket vanilya
  • 1 yumurtanın sarısı
  • Aldığı kadar un (Benim hamurum 3,5 su un bardağı aldı)
Üzerine ; 
  • 1 yumurtanın beyazı
  • 2 su bardağı hindistan cevizi 
Yapılışı:



  1. Hamuru için (un hariç) gerekli malzemeleri derin bir kaba koyuyoruz.
  2. Malzemeleri un ekleyerek ele yapışmayan kıvamlı bir hamur olana kadar yoğuruyoruz.
  3. Fırını 170 derecede ısıtıyoruz.
  4. Tepsiye yağlı kağıt sererek hazırlıyoruz. 
  5. Bir kaseye yumurta akını koyup bir çatal yardımı ile hafifçe çırpıyoruz. Başka bir kaseye de hindistan cevizini dökerek hazırlıyoruz.
  6. Hamurdan ceviz büyüklüğünde parçalar alıp yuvarlıyoruz.
  7. Yuvarladığımız hamuru önce yumurta akına batırıp sonra hindistan cevizine buluyoruz.
  8. Bu şekilde tüm hamur bitene kadar aynı işlemi yapıp tepsiye dizerek fırına veriyoruz.
  9. Üzerleri pembeleşinceye kadar pişiriyoruz (yaklaşık 15 dk)
Afiyetle, sağlıkla

16 Kasım 2017 Perşembe

LAZANYA


Bir şeyleri yapmak istediğim gibi yapamadığımda bütün şevkim kaçıyor benim. Size de öyle oluyor mu? Çok sonuç odaklı olmak mı bu bilmiyorum ama misal blog yazma konusunda bu ara bu durumda hisseder oldum...

Hızlıca akan zaman mı, vakitsizlik mi, organize olamama becerisi mi (yoksa beceriksizliği mi demek lazım bilemedim) ayırt edemediğim bir durumla ne yeni bir tarif yapabiliyorum, ne de yaptığım şeyin istediğim gibi fotoğrafını çekebiliyorum .. Sonuç olarak çok istediğim, burada yaşamak ve burayı yaşatmak hissimi ufak ufak kaybediyorum sanki. 

Şu kare beni kendimden soğuttu sabah sabah.. Yazacak bir şey arıyorum, yakın zamanda yılda 100bin kere falan yaptığım standart bir kek tarifinin dışına çıkabileceğim bir şey yapmışlığım yok :( Aaa lazanya yapayım, hem burada tarifi yoktu diyorum .. Tamam yaptım eeee.. sonra ne oldu.. hadi yemek hazır değil mi diyen ses sonucu ocak üstüne oturtulmuş "borcam" içinde çekilmiş yamuk bir fotoğraf ile bu heves yerle yeksan oluverdi işte.

Eskiden nasıl yapıyordum, çalışmıyor muydum? Yemeği aç olsalar da mı vermiyordum, üstelik cep telefonum fotoğraf bile çekemezken fotoğraf makinamla nasıl yapıyordum bunu ? 

İşin özü.. ve beklenen sonuç :

* Yemek pişirmeyen yemek bloggeri oldum
* Görselliğin tavan yaptığı dönemde fotoğraf katastrofu ile blog yazmaya çalışıyorum

galiba ben bunu kesmeliyim ... 

dermişim ...

Yok ya .. yok öyle yağma .. lazanya işte .. en kıymalısından.. beşameli harika .. kaymak gibi.. Sen yap , fotosunu güzel çek belki bana da atarsın :) olmaz mı :)

yine kendi kendini kandıran bu zavallı kızcağızdan bir lazanya fotosu geliyor sizlere ..

Afiyetle & sağlıkla,

Malzemeler:

  • 1 paket lazanya (Bazı lazanyalar kuru bazıları haşlanarak kullanılıyor, orada kutunun arkasındaki tarife dikkat edin lütfen)
İç harcı :
  • 350 gr dana kıyma
  • 1 adet orta boy kuru soğan
  • 1 yemek kaşığı domates salçası 
  • 3 yemek kaşığı zeytinyağ
  • tuz, karabiber, kırmızıbiber
Beşamel sos:
  • 100 gr tereyağ, 1 yemek kaşığı zeytinyağ
  • 3 tepeleme yemek kaşığı un
  • 750 ml süt (ılık)
  • 1 yumurta sarısı
  • tuz, karabiber
Üzerine ve arasına ; 150 gr rendelenmiş taze kaşar peyniri


Yapılışı:
  1. Öncelikle iç harcı hazırlayarak başlayalım, zeytinyağını bir tavaya koyup, minik yemeklik doğranmış kuru soğanları hafifçe soteleyelim. Soğanlar şeffaflaşınca kıymayı ilave ederek kavuralım. Salçayı ekleyelim. Tuz ve baharat ile tatlandırıp çeyrek çay bardağı su ekleyerek bir taşım pişirelim. Suyunu çekince ocağı kapatıp iç harcımızı bekletelim.
  2. Eğer haşlanan lazanya aldıysak lazanyaları kaynayan tuzlu suda kutusunun üzerinde belirtilen süre kadar pişirelim, Suyunu süzüp soğuk suyla yıkayalım ki pişme işlemi bitsin sonrasında hamur olmasın. Eğer kuru lazanya aldıysak bu aşamaya gerek olmayacaktır.
  3. Beşamel sos için çelik tencereye tereyağ ve zeytinyağı koyup eritelim. Eriyen yağa unu ekleyip bir çırpma teli ile karıştırarak topaklanmasını önleyelim. Azar azar ılık sütü ekleyelim, bu esnada mutlaka karıştırmaya devam edelim. Tuz ve karabiber ile baharatlandırıp koyulaşıncaya kadar karıştırarak pişirelim. Koyulaşınca bir yumurtanın sarısını ekleyip yine hızlıca karıştıralım, ocağın altını kapatalım.
  4. Bir fırın kabını ya da borcamı heryerine gelecek şekilde margarin ya da tereyağ ile (sıvıyağ kullanmayın yapışır) iyice yağlayalım.
  5. En alta beşamel sostan biraz gezdirelim ve aralıksız şekilde lazanya yaprağı dizelim. Üzerine yine beşamel gezdirelim ve kıymalı harcımızdan eşit miktarda yayalım. Biraz kaşar rendesi gezdirelim. 
  6. En az 3 kat bu şekilde dizme işlemi yapalım. Son yaprakları dizince heryerine beşamel dökelim ve önceden ısıtılmış 200 derece fırında yaklaşık 10 dk kadar pişirelim.
  7. 10 dk sonra üzerine her yerini kapatacak şekilde rendelenmiş kaşar peyniri serpip tekrar fırına verelim ve üzeri kızarana kadar pişirelim.
Sıcakken servis edilmelidir.




1 Kasım 2017 Çarşamba

TAVUKLU TEL ŞEHRİYE ÇORBASI


Kasım ... Sonbaharın son demi.. Bu sabah arabaya oturduğumda hissettiğim şeyi hiç özlemediğimi farkettim.. Üşümek, delice üşümek.. Termometre 6 dereceyi gösteriyordu ve tamam dedim.. Kış geliyor..

Madem bugün çok üşüdüm o zaman bir çorba tarifi yazayım dedim.. Fotoğraf tam istediğim gibi olmadı ama bizim amacımız zaten çorbanın kendisi .. Değil mi :)

Malzemeler:

  • 5 parça tavuk kalça şiş (Ben göğüs etini çok sevmiyorum o yüzden tavuğun yağlı tarafından tercih ediyorum, sizler göğüs de kullanabilirsiniz - 2 parça yeterli olacaktır)
  • 1 su bardağı tel şehriye 
  • 1 yumurta , bir iki damla limon
  • Tavuk suyu (Yaklaşık 2,5 litre)
  • 2 yemek kaşığı Tereyağ, 1 yemek kaşığı zeytinyağ
  • Tuz
  • Karabiber

Yapılışı:

  1. Tavukları tuz, karabiber eklediğiniz suda (sonrasında bu suyu çorbada kullanacağız) iyice yumuşayıncaya kadar haşlıyoruz.
  2. Haşladığımız tavukları çok küçük olmayacak şekilde parçalara bölüyoruz.
  3. Tereyağ ve zeytinyağı bir tencereye alıp haşladığımız tavukların suyunu ilave ediyoruz. Su kaynayınca şehriye ve tavukları ekliyoruz. Tuz ile tatlandırıyoruz.
  4. Bir kasede limon ve yumurtayı beraber çırpıyoruz.
  5. Çorbayı bir taşım kaynattıktan sonra bir kaşık çorbadan çırpılmış yumurtaya katıp ısısını dengeliyoruz.Bir iki kaşık daha bu şekilde yumurtayı aynı ısıya getirmek üzere katarak karıştırıyoruz.
  6. Sonrasında aynı anda çorbayı karıştırmaya dikkat ederek yumurta ve limonlu karışımı çorbaya hızlıca ekliyoruz. Bu aşamada yumurtanın kesilmemesi önemli.
  7. Ocağın altını kapatarak çorbamızı 5-10 dk kadar şehriyelerin iyice şişmesi için bekletiyoruz.
  8. Sonrasında servis ediyoruz.


Afiyetle , sağlıkla

27 Ekim 2017 Cuma

SANDVİÇ EKMEĞİ 2


Daha önce bir iki tane sandviç ekmeği denemem olmuştu..Bir tanesini standart bir ekmek hamuru gibi bir hamur ile hazırlamıştım, diğerinde ise aslında bir ekmek karışımını sandviç ekmeği formunda pişirmiştim. 

Bu sefer daha pastanede satılan o yumuşacık puf puf hamurlar gibi olsun istedim, ona yakın bir sonuç elde etmeyi sanırım başardım.

Çocukken annem, arasına peynir domates koyar hazırlardı.. Ben de aynen öyle yaptım ama benim herşeyi yemez çocuklarım sade yemeyi elbette tercih ettiler. Ama anneleri kendi çocukluk anılarında olduğu aynen içini doldurup doldurup yedi :)

Malzemeler:

  • 1 su bardağı ılık su
  • 1 su bardağı ılık süt 
  • 1 su bardağı sıvıyağ
  • 1 tatlı kaşığı tuz
  • 1 paket kuru instant maya
  • 2 yemek kaşığı toz şeker
  • Aldığı kadar un (Benimki yaklaşık 4 su bardağı aldı)
  • Üzerine yumurta sarısı ve susam

Yapılışı:

  1. Derin bir kaba ılık süt, ılık su ve mayayı alarak karıştırıp mayanın şişmesi için 5 dk kadar bekliyoruz.
  2. Sıvıyağ ve tuzu ekleyerek yine karıştırıyoruz.
  3. Unu yavaş yavaş ekleyerek kulak memesi kıvamında olana kadar yoğuruyoruz.
  4. Üzerini bir bezle örtüp ılık bir yerde hamuru mayalanması için 1 saat kadar bekletiyoruz.
  5. 1 saat sonra hamurdan parçalar kopartıp yuvarlak şekil vererek yağlanmış ya da yağlı kağıt serilmiş fırın tepsisine diziyoruz. Yaklaşık 20 dk kadar da tepside mayalandırıyoruz.
  6. Üzerlerine yumurta sarısı sürüp susam serpiyoruz.
  7. 190 derece fırında üzerleri pembeleşinceye kadar pişiriyoruz.
  8. Piştikten sonra fırından alıp 10 dk kadar içlerini çekmelerini bekleterek ortadan kesip istediğimiz malzeme ile doldurup (peynir, şarküteri vb..) servis ediyoruz.
Afiyetle, sağlıkla


16 Ekim 2017 Pazartesi

HAŞHAŞLI CEVİZLİ BÖREK


Bizim blog kızları gününü bilirsiniz. 10 yıldır düzenli şekilde bir araya geliyor, zevkli sofralarda birarada oluyoruz. Bu senenin turuna da geçtiğimiz hafta adaşın sofrasında başladık. 
Bu sefer güne giderken yanımda bu böreklerle gittim. Börek diyorum ama aslında hani fırınlarda olur ya çörek gibi haşhaşlı , aslında form olarak onlara daha çok benziyordu sanki. Ama tadı efsane diyebilirim.
Yine ucuz malzeme, pratik ve lezzet sınıfında 5 tam puan alan bir uygulamam daha oldu diyebilirim. 

Malzemeler:

(16 adet için, ölçüyü sayı arttırdıkça fazlalaştırabilirsiniz)

  • 1 su bardağı haşhaş ezmesi (ben aktarda buldum)
  • 1 su çekilmiş ceviziçi
  • 1 su bardağı sıvıyağ (ben zeytinyağ kullandım-riviera)
  • 2 adet yufka 
  • 6-7 kaşık toz şeker (bu sizin ne kadar tatlı sevdiğinize göre değişir, ben çok tatlı sevmediğim için bu kadar kullandım)

Yapılışı:



  1. Bir kasede haşhaş ezmesi, yağ ve cevizi iyice karıştırıyoruz.
  2. Bir yufkayı serip üzerine harçtan iyice sürüyoruz. Bir miktar toz şeker serpiyoruz.
  3. Yufkayı ikiye katlıyoruz. Üst katına da aynı şekilde harçtan sürüyoruz ve yine biraz şeker serpiyoruz.
  4. Yarım ay şeklindeki yufkamızı eşit şekilde sekiz üçgen (sigara böreği mantığı) olacak şekilde kesiyoruz.
  5. Yağlı kağıt serilmiş fırın tepsisine börekleri tıpkı sigara böreği sarar gibi sararak diziyoruz.
  6. Diğer yufkamıza da aynı işlemi yaparak tamamlıyoruz.
  7. 180 derece fırında üzerleri pembeleşinceye kadar pişiriyoruz.
Afiyetle & sağlıkla,

9 Ekim 2017 Pazartesi

MEYVELİ PARFE



Pişirmesi olmayan bir tatlı yine.. Tıpkı bu çilekli cheesecake tarifi gibi.. O yüzden yine pratiklik sınıfında tam not almayı başardı. Tarifi umut sepetim blogunda görmüştüm. Fotoğraf çekmeye fırsatım olmadan kesen misafirlerime de buradan selam olsun :) Neyseki bu pozu instagram için çekmişler :)

Bu arada instagram hesabımı takip ediyor musunuz? https://www.instagram.com/yemekbahane

Hadi tarifi şuraya not edelim..

Malzemeler:

  • 2 paket Dankek çikolatalı rulo pasta 
  • 1 paket toz kremşanti
  • 1 su bardağı soğuk süt
  • 500 gr dondurma (ben vanilyalı kullandım)
  • meysim meyveleri (ben şeftali, kırmızı erik ve üzüm kullandım)

Yapılışı :

  1. Toz kremşantiyi bir bardak soğuk süt ile çırpıp koyu kıvam alınca buzdolabında bir süre bekletiyoruz.
  2. O sırada biz tercih ettiğimiz meyvelerden minik minik küpler doğrayarak hazırlık yapıyoruz.
  3. Bir kasede çırpılmış krem şanti, dondurma ve doğradığımız meyveleri karıştırıyoruz.
  4. Bir kelepçeli kalıbın tabanına yağlı kağıt yerleştiriyoruz.
  5. Rulo pastayı bir parmak kalınlığında olacak şekilde dilimleyip kelepçeli kalıbın içine dik şekilde çerçeve yaparak diziyoruz. 
  6. Ruloların çerçevesi bitince hazırladığımız dondurmalı karışımı ortaya dköüp kaşıkla eşit şekilde dağıtıp üzerini düzeltiyoruz.
  7. Bu şekilde minimum 2 saat buzlukta beklettiğimiz tatlımızı ikramdan hemen önce kelepçeden çıkartarak yine meyvelerle süsleyerek servis ediyoruz. 

Afiyetle & sağlıkla,




5 Ekim 2017 Perşembe

SEBZELİ KİNOA


Son bir yıldır yemek yeme meseleme bir denge getirmeyi en sonunda başardım. Hayatı boyunca yemek yemeyi bir keyif haline getirmiş bir insan için bu oldukça zor bir durum aslında.. Hele de benim gibi biri için.. Hamurişi içinde boğulabilirim felsefeni bir kenara bırakmak, sabah yedim nasılsa akşam ne yesem diye düşünmemeyi öğrenmek :)

Poyraz'ın doğumu sonrasında her geçen gün artan kilolar beni mutsuz etmeyi başarınca yolum bir diyetisyen ile buluştu ve çok şükür o zaman dengeyi yakalamayı öğrendim.

Bu blog nadiren de olsa hafif ve light sınıfına dahil olabilecek tariflere ev sahipliği yapmıştır. Bu da onlardan biri olacak , dün akşam evde ne varsa altyapısı ile pişti, lezzetini çok iyi bulduğum için ölçülerini hemen yazmak istedim.

Hayatınızdan denge eksik olmasın dileğiyle,

Malzemeler: (2 kişilik, ölçü kişi bazında arttırılabilir)
  • 1 adet havuç
  • 1 adet kabak
  • 1 adet kırmızı kapya biber
  • 1 su bardağı kinoa (ben beyaz kinoa kullandım)
  • 3 yemek kaşığı zeytinyağ
  • 2 yemek kaşığı soya sosu
  • 2 yemek kaşığı tatlı ekşi sos
  • Tuz (soya sosunuz tuzluysa dikkat)
  • Dereotu
Yapılışı:
  1. Havuç,kabak ve biberleri küp küp doğruyoruz.
  2. Zeytinyağını bir tencerede hafifçe kızdırıyoruz.
  3. Önce biberleri yağa bırakıp soteliyoruz. Biberler hafifçe yumuşayınca kabak ve havucu ilave ediyoruz; iyice karıştırıp ocağın altını hafifçe kısarak, tencerenin kapağını kapatıyoruz.
  4. Dibi tutmaması için arada sırada karıştırıyoruz.
  5. Sebzelerin rengi değişince kinoayı ilave ediyoruz. Sebzelerin üzerini hafifçe kapatacak kadar su ekliyoruz (sebzeler suda kaybolmasın, su miktarını çok tutmayın) Tuz, soya sosu ve tatlı ekşi sosu da katıp karıştırıyoruz. Kapağını kapatıp, ocak en kısık seviyede olacak şekilde pişmeye bırakıyoruz. 
  6. Kinoa iyice su çekince ocağı kapatıyoruz, bir süre kendini çekmesi için bekletiyoruz.
  7. Dereotu serperek servis ediyoruz.
Afiyetle, sağlıkla


4 Ekim 2017 Çarşamba

KUŞ ŞEKİLLİ KURABİYE


Sizi bilmem ama benim için bir çocuğa yemek yedirmek büyük E-Zİ-YET ..

Hayatında hiç makarna yememiş bir çocuğun annesi olarak ona yemek yemenin zevkli, keyifli bir şey olduğunu anlatmaya çalışmaktan çatladım desem yeridir. Ne taklalar atmıyorum ki.. Herkes çocuğunu hamburgerciden, hazır içecekten kaçırırken ben gel yavrum Mc Donald's a gidelim bak bütün çocuklar hamburgeri sever üstelik oyuncak veriyorlar diye yalvarıyorum.. İtici mi geldi bu durum? Yargılamayın.. Ne olur ..
Eğer çocuğunuz çay kıvamında, içinde tek bir tane daha olmayacak şekilde süzülmüş yani suya dönmüş bir çorbadan başka bir şey içmiyorsa, gözlerinin altı mosmorsa hamburgerci size hayal gibi gelebilir..

Aras artık 6,5 yaşında.. Yakın çevrem onun yeme konusundaki psikolojik korkularını bilmekle beraber, dış dünya tabii durumun derinliğini bilmediği için zaman zaman elimde cicibebe paketini ağzına dayamama tepki verebiliyor.. "Ay yapmayın o çok sağlıksız !" Evde yaptığımı yemiyorsa benim için değil.. Çünkü yoksa açlıktan bayılacak..

Ama bugüne şükürler olsun ki yediklerinin sayısı artmaya başladı. Hayatımıza ekmek, köfte ve patates girdi. Bir de kurabiye .. Hepsi olmasa bile en azından beğenirse (gözüyle) tadına bakabiliyor.

Bu kurabiye de onu ve sınıf arkadaşlarını motive etsin diye yaptıklarımdan. Şeklini internette gezinirken görmüştüm, şeker hamursuz ama eğlenceli bir kurabiye olması çok hoşuma gitmişti.. Malzemeler son derece basit.. Benim kurabiye demirbaşım bu hamur, içine ne katarsanız sizindir.. :)

Malzemeler:
  • 1 yumurta sarısı
  • 250 gr tereyağ (margarin tercih edenler margarin de kullanabilir)
  • 1 su bardağı pudra şekeri
  • Aldığı kadar un (yaklaşık 3,5 su bardağı ama birden koymayın)
  • 1 paket vanilya
  • Damla çikolata
  • 1 tatlı kaşığı kakao
Yapılışı :
  1. Yumurta, yağ, şeker ve vanilyayı bir kaseye alalım. Aldığı kadar un katarak ele yapışmayan ama rahatça toparlanan bir hamur haline gelene kadar yoğuralım. 
  2. Hamuru bir streçe sarıp 20 dk buzdolabında bekletelim.
  3. Hamurdan bir parça kopartıp kakao karıştırıp bir kenara alalım.
  4. Fırını 160 derecede ısıtalım.
  5. Tepsiye yağlı kağıt serelim.
  6. Hamuru bir merdane yardımı ile 1,5-2 cm kalınlığında çok ince olmayacak şekilde açalım. 
  7. Bir çay bardağı ile yuvarlaklar keselim. İki minik hamur parçasını yuvarlayıp göz olarak üzerine koyalım. Bunun üstüne damla çikolata yerleştirelim.
  8. Kakaolu parçadan minik bir oval yapıp burun yapalım. Üstüne bıçağın ucu ile iz yapalım.
  9. Son olarak çatalla yan kısımlarına iz yapıp tepsiye dizelim.
  10. Pembeleşinceye kadar pişirelim (yaklaşık 15-20 dk)
Afiyetle, sağlıkla



26 Eylül 2017 Salı

TEPSİDE İÇLİ KÖFTE


Ne yapalım marifetli Anadolu'lu hanımlar gibi elimizde köftesini yuvarlayıp içini kırmadan oyamıyorsak, içli köfte yemeyelim mi yedirmeyelim mi canım :)

Mutfakta pratiklik sihri ihtiyacı duyanlar için ideal bir tarif daha.. Söz veriyorum yiyen bir daha yiyecek bir daha .... Tarifi www.yemek.com'dan uyarladım.

Bu yemek ertesi gün gelecek misafirlerinize bir gün önceden hazırlık yapmak için uygun. Herşeyini önden hazırlayabilir, misafirlerinize ikram etmeden 40 dk önce pişirmeye geçebilirsiniz.

Malzemeler:

Dış kısmı

  • 1/2 su bardağı irmik
  • 1,5 su bardağı köftelik bulgur 
  • 3 adet orta boy patates 
  • 1 yumurta
  • 1 yemek kaşığı salça
  • tuz, karabiber
  • 3 yemek kaşığı tereyağ (eritilecek)
  • Sıcak su
İç Harcı
  • 300 gr kıyma
  • 2 adet orta boy kuru soğan
  • 1,5 su bardağı iri çekilmiş ceviziçi (isterseniz antep fıstığı da kullanabilirsiniz)
  • kimyon, karabiber, toz kırmızı biber, tuz
  • 3 yemek kaşığı sıvıyağ

Yapılışı:

  1. Patatesleri haşlayıp habuklarını soyuyoruz.
  2. Derin bir kaseye irmik ve bulguru koyup üzerini 2 parmak geçecek kadar sıcak su ve bir miktar tuz ekleyip kabın üzerine bir kapak kapatarak şişmelerini bekliyoruz.
  3. Diğer yanda bir tavaya 3 yemek kaşığı sıvıyağı koyarak ince yemeklik doğranmış kuru soğanları soteliyoruz. 
  4. Soğanlar diriliğini kaybedince kıymayı ekliyoruz ve kıyma iyice pişene kadar kavurmaya devam ediyoruz. 
  5. Ceviz ve istenen miktarlarda baharatları ekleyerek iç harcımızın hazırlığını tamamlıyoruz.
  6. Soğuyan patatesleri rendeliyoruz.
  7. Şişen irmik ve bulgurun olduğu kaseye rendelenmiş patates, 1 yumurta , salça ve baharatları ekleyerek bir hamur elde ediyoruz. Hamurunuz çok vıcık vıcık ise ekstra patates koyabilirsiniz. Bu hamuru toparlayacaktır. 
  8. Bir tepsi ya da fırın kabının tabanına yağlı kağıt yerleştiriyoruz. 
  9. Dış hamurun yarısını tepsiye iyice yayarak elimizle düzleştirmek için bastırıyoruz. Her yerin eşit olmasını sağlamalıyız.
  10. Üzerine iç harcımızı dökerek eşit miktarda dağıtıyoruz.
  11. Tekrar hamuru iç harç gözükmeyecek şekilde üstüne dengeli şekilde yayıyoruz ve elimizle sık sıkı bastırıyoruz.
  12. Bir tavada tereyeğ eritip üzerine sürüyoruz.
  13. 190 derece fırında üzeri kızarana kadar pişiriyoruz.
Afiyetle , sağlıkla

18 Eylül 2017 Pazartesi

KİNOA KISIRI



Son bir kaç yıldır Kinoa hayatımıza girdi.. Artık sağlıklı beslenmeye çalışan herkesin reçetelerinde, tercihlerinde kiona yer alıyor. Besleyici, doyurucu, rejim dostu kinoayı ben de evde çeşitli tariflerle kullanıyorum. Bugün sizlere en pratiğinden kısır tadındaki versiyonunu yazıyor olacağım.

Bugün ayrıca bir kaç kelamım da Aras'ın okula başlaması ile ilgili olacak. Bu 11 yıllık blogculuk hayatı Arası ve Poyrazı bu ortamda bir çok kez gündeme getirmeme vesile oldu, elinize doğdular desek yanlış olmaz sanırım.

Evet 6,5 yıl önce şükürler olsun ki tattığım annelik duygum bu sıra farklı bir merhale ile tavan yapmış durumda.. Benim minik bebeğim artık ilkokullu oldu. Okul meselesi benim için akademik anlamda çok birinci planda değil. Ben hayatta hep başarının içsel bir güdü olduğuna inandım. Çalışmak, çalışkanlık evet sizi bir noktaya belki getiriyor ama içsel ise o noktaya siz seve seve sindire sindire ilerliyorsunuz. O yüzden umarım oğullarımın içsel olarak akademik becerileri vardır, bunun oluşması için düşünce becerilerini, muhakeme becerilerini hep şekillendirmeye elimden geldiğince gayret ediyorum, onları bu anlamda destekliyorum.
Okul hayatı benim için özgüvenin, sorgulamanın, tümden gelmenin, tüme varmanın, bir sonraki adımını planlamanın, strateji üretmenin, ürettiğin stratejiyi uygulamanın kazanımlarının olması gerektiği yer.. İnşallah çocuklarımızın her daim bunları deneyimleyecekleri ortamları olsun. Yolun açık olsun Arascığım !


Salataya geçelim o zaman biz.. :)

Malzemeler: (2 kişilik ölçü veriyorum, siz dilediğiniz kadar arttırın)

  • 1 su bardağı kinoa
  • 1,5 su bardağı su
  • 1 avuç ince kıyılmış maydanoz
  • 3 adet ince kıyılmış taze soğan
  • 1/2 limon
  • 1 yemek kaşığı balsamik sirke (normal sirke de olur ya da limonu arttırabilirsiniz, zevke göre)
  • 3 yemek kaşığı zeytinyağı (artabilir, azalabilir)
  • tuz
  • karabiber
  • kırmızı pul biber
Arzuya göre dereotu, taze nane, biber ekleyebilirsiniz. Ben evdeki yeşilliklerle yaptım.


Yapılışı:
  1. Kinoayı suyunu çekene kadar haşlıyoruz.
  2. Soğumaya bırakıyoruz.
  3. Bir kasede ince doğranmış yeşillikler, limon, balsamik, zeytinyağ, tuz ve karabiber ile karıştırıyoruz.
  4. Servis edeceğimiz tabağa alıp üzerine pul biber serpiyoruz.
Afiyetle, sağlıkla



13 Eylül 2017 Çarşamba

TAVUKLU MAKLUBE


Aşamalı ama tek taşla bir kaç kuş vuran, önceden hazırlık imkanı ile son dakikada sıcakken servis edilebilen bir yemek, Maklube.. Aslında yoğurtlu bir sunumu var orjinalinde ancak ben hazırladığım diğer mezelerin de yoğurtlu olması sebebi ile yoğurt ile ikram etmedim. Pilavı, eti, garnitürü tek yerde sunulan bu nefis yemeğin tarifine geçelim..

Malzemeler: (6-8 kişilik)

  • 3 su bardağı pilavlık pirinç (ben Baldo kullandım, her zaman tercihim Reis ya da Gökbayrak )
  • 700 gr kadar kuşbaşı doğranmış kalça şiş (etin yağlı kısmını seviyorum ben, göğüs eti tercih edilebilir)
  • 2 yemek kaşığı tereyağ - 2 yemek kaşığı sıvıyağ (tavuğu kavurmak için)
  • 1 kavanoz bezelye konservesi (ben hazır kullandım, siz evde haşlayarak da kullanabilirsiniz)
  • 3 adet orta boy patates (halka şeklinde çok kalın olmayacak şekilde doğranacak)
  • 2 adet patlıcan (halka şeklinde çok kalın olmayacak şekilde doğranacak)
  • 3 yemek kaşığı tereyağ - 2 yemek kaşığı sıvıyağ (pilav için)
  • Tuz, karabiber 
  • Sebzeleri kızartmak için sıvıyağ
  • Su

Yapılışı :
  1. Önce tavuğu kavurarak başlayalım. Bir tencereye 2 yemek kaşığı tereyağ, 2 yemek kaşığı sıvıyağ (ben zeytinyağı kullanıyorum) koyup tavuğu kavurmaya başlıyoruz. (Bu aşamayı bir gün önceden yapabilirsiniz. )
  2. Pirinçleri iyice yıkayıp tuzlu sıcak suda yaklaşık 30 dk kadar bekletiyoruz.
  3. Tavuk suyunu salıp tekrar iyice çekene, hafifçe kızarmış bir renk alana kadar kavurma işlemine devam ediyoruz. Eğer aynı gün yapıyorsanız, pişen tavukları tencereden alıp aynı tencerede işlemlerinize devam edebilirsiniz. Ancak bir gece önceden yapıyorsanız tavuklar soğuyunca buzdolabına kaldırın ertesi gün ilk işlem olarak tavukları pilavı pişireceğiniz tencerede önce iyice ısıtın ve yine tencereden alın. 
  4. Bir başka tavada kızartma yapmak için sıvıyağı kızdırın. (patlıcanları bir gün önceden kızartabilirsiniz ancak patatesin tadı eskiyebilir, ben tercih etmiyorum) Patatesleri ve patlıcanları altın rengi olana kadar kızartıyoruz. Bir tabakta bekletiyoruz.
  5. Tuzlu suda beklettiğimiz pirinçleri iyice yıkadıktan sonra tereyağ ve sıvıyağ koyduğumuz tencerede pirinçler iyice tıkırdayana kadar kavuruyoruz. (Tavukları kavurduğunuz/ısıttığınız tencerede daha da lezzetli olacaktır)
  6. Kavrulan pirinçleri tencereden kısa bir süreliğine başka bir tabağa-tepsiye alıyoruz.
  7. Sıra geldi dizim işine. Bu yemeği yapmayı tercih edeceğiniz tencereyi önceden bir tabağa ters çevirebiliyor musunuz diye deneyin. Oturuyor mu yoksa sapları engel mi oluyor? Mümkün olan en düz satıhlı tencerenizi seçmelisiniz. Tencereniz ortadan büyük olmamalı yoksa malzemeleriniz yetmeyecektir.
  8. Dibinde hala yağ bulunan tencerenizin taban kısmına tavuklarımızı yayıyoruz.
  9. Üzerine kapatacak kadar pirinç koyuyoruz. 
  10. Pirincin üzerine patatesleri ve patlıcanları diziyoruz. Yine üstünü kapatacak şekilde pirinç seriyoruz.
  11. Bezelyeleri de eşit miktarda yaydıktan sonra kalan pirinci heryerine gelecek şekilde kaplıyoruz.
  12. Tavuk suyunuz var ise tercih edebilirsiniz. Benim yoktu normal su kullandım. Ölçüm 5,5 bardak bu suyu bir kasede tuz ve karabiber ile lezzetlendirdim. Suyu birden dökmeyin, kenarlarından yavaş yavaş döküp önce kuvvetli ateşte sonra da iyice demlenmesi için kısık ateşte pişirin.
  13. Pişen pilavımızı kapattıktan sonra yaklaşık 10 dk kadar iyice çekmesi için bekletiyoruz.
  14. Sonrasında büyük bir düz tabağa tencereyi ters yüz ederek servis ediyoruz.
Afiyetle , sağlıkla

7 Eylül 2017 Perşembe

GİRİT MEZESİ


Eğer bir şeyi yediğimde hoşuma giderse kesinlikle tarif isterim ve denerim... Ve eğer yediğim şeyi bir mekanda yediysem tarifini çıkartmak ve tahminde bulunmak için uzun uzun yerim :)

Mesela bu dereotlu havuçlu poğaçayı yerken de aynı şekilde olmuştu, pastanedeki bütün tepsi bittiğinde evde kendimi onu yaparken buluvermiştim ...

Girit mezesini belki çoğunuz biliyorsunuzdur, ben Karaköy Dem'e gittiğimde ilk kez yedim sanırım. Bu arada manzara olsun, lezzetli meze olsun yanına da sohbet olsun derseniz bu mekanı sevdiklerinizle deneyin, emin olun İstanbul ciğerlerinize işleyecek. Havaları soğutmayın ama.. aradığınızda terasta yer sorun.. Tarihi yarımadaya karşı kadehinizi kaldırın ve tadını çıkartın. Kendimi bu yazıyı yazarken Ajanda dergiyi yazdığımız günlerde hissettim.. Hey gidi hey.. İstanbul'da turist olmak sayfasını yazarken ne de keyif alıyordum ... 

Neyse biz mezemize geri dönelim. Yoğurtlu havuç salatası çok sıkça yaptığım bir şeydir. Seçerken o sanmıştım meze tepsisinden ama yedikçe içindeki peynir tadı beni başka yerlere götürdü sanki.. Sonra internete girip havuç-peynir-meze yazdım.. Meğer yediğim Girit Mezesiymiş.. Tabii ya .. Peynir ve Yunan mutfağı.. 
Kendimce yorumladım sonrasında.. 
Buyurun afiyetle ve sağlıkla, 

Malzemeler:

  • 4 adet havuç
  • 3 yemek kaşığı zeytinyağı
  • İnce kıyılmış maydanoz (Bir avuç kadar)
  • 100 gr sert yağlı beyaz peynir
  • 4-5 kaşık süzme yoğurt
  • 1 kaşık normak yoğurt
  • Tuz

Yapılışı:
  1. Havuçları rendeliyoruz.
  2. Zeytinyağında renkleri parlak olana kadar kavuruyoruz, hafif diri kalabilirler.
  3. Peyniri bir kasede çatal yardımı ile eziyoruz.
  4. Kavurduğumuz havuçları peynire ekliyoruz, karıştırıyoruz. Tuz ve maydanoz ile tatlandırıyoruz.
  5. Son olarak süzme yoğurttan ve normal yoğurttan ne sert ne de sulu bir kıvam olmadan ekleyerek mezemizi tamamlıyoruz.





22 Ağustos 2017 Salı

PATLICAN KULELERİ


Bu aralar yeni hobim instagram hesabımda storyler yayınlamak .. Çocuklar da yazlıkta olunca yemek pişirmek sadece bir ihtiyacı görmek için değil, yine hoşça vakit geçirme aracı olarak yer alıyor hayatımda..Ben de bu hoş vaktimi hikayemde paylaşmayı seviyorum. Geçen hafta uzun zamandır istediğim bir şeyi yaptım, çok sevgili arkadaşlarımı evimizde yemekte ağırladım. Onlar için mönü oluşturup, yemek pişirmek çok eğlenceliydi..

Menüden ilk parçayı geçen postta yayınlamıştım, bugün diğerleri ile devam edeceğim. Ama bir fikir vermesi adına mönünün genelinden bahsedeyim sizlere..

Davet Mönüsü :

  • Cevizli & Susamlı Biber Mezesi
  • Girit Usulü Havuçlu Meze
  • Peynirli Roka Salatası
  • Patlıcan Kuleleri
  • Tepside İçli Köfte
  • Maklube Pilavı
  • Peyveli Parfe


Patlıcan Kuleleri nefis bir ara sıcak oldu.. Bir gün önceden hazırlığını yapmak mümkün, o yüzden pratik tarif statüsünde yerini onurla aldı diyebiliriz.. Yiyenler çok beğendiler ve lezzeti tam bir şölendi. Zaten patlıcanın olduğu hangi yemek bir şölene dönüşmüyor ki...

Buyurun tarife geçelim ..

Malzemeler :

  • 4 adet orta kalınlıkta patlıcan
  • 3 adet domates
  • 1 paket domates püresi (küçük kutuda satılanlardan)
  • 4-5 diş sarımsak
  • 2 top mozarella peyniri
  • Dilimlenmiş kaşar peyniri 
  • Taze fesleğen
  • tuz, karabiber 
  • Kızartmak için sıvıyağ 
  • Sos için 2-3 yemek kaşığı zeytinyağ
  • Kürdan

Yapılışı:
  1. Patlıcanları soymadan yaklaşık 1 küçük parmak kalınlığında halka şeklinde doğrayıp tuzlu suda bekletiyoruz.
  2. Bir tencereye/tavaya kızartmak üzere yağ koyup kızdırıyoruz.
  3. Kızan yağda iyice kuruladığımız patlıcanları altın sarısı renk alıncaya kadar kızartıyoruz. 
  4. Bir başka tencereye zeytinyağ ve ince doğranmış sarımsakları koyarak hafifçe soteliyoruz.
  5. Domateslerin kabuklarını soyup küçük küçük küpler halinde doğruyoruz. Sotelenen sarımsaklara ilave ediyoruz. Biraz kaynadıktan sonra domates püresini ilave ediyoruz.
  6. Tuz, karabiber ile tatlandırdığımız sosu, kısık ateşte suyunu çekene kadar pişiriyoruz.
  7. Suyu azalınca ince ince kıydığımız taze fesleğenleri ekliyoruz ve ocağı kapatıyoruz.
  8. Bir fırın tepsisine yağlı kağıt seriyoruz. 
  9. Mozarella peynirini halka halka çok kalın olmayacak şekilde doğruyoruz.
  10. Bir halka patlıcan üzerine sos, mozarella, bir daha patlıcan sos ve mozarella şeklinde ilerleyerek yaklaşık 4 patlıcan ile bir kule yapıyoruz. Son patlıcanın üzerine sos ve mozarella değil, dilimlenmiş kaşar peyniri koyup bir kürdan ile sabitliyoruz.
  11. Tüm patlıcanları bu şekilde tamamladıktan sonra ne zaman servis edilecekse o zaman 15 dk önce 190 derece ısıdaki fırında üzeri kızarana kadar pişiriyoruz. Sıcakken servis ediyoruz.
Afiyetle, sağlıkla






18 Ağustos 2017 Cuma

CEVİZLİ & SUSAMLI BİBER MEZESİ



Nasıl tanımlasam.. Basit mi basit ama yenildiğinde tarif sorulacağı garantili ... Evet aynen bu sanırım.. Susam ve cevizin başrolü biberden çaldığı enfes bir meze.. Aslında bir türlü kırmızı kuru cin biberi ile acısı bol şekilde yapmak istiyorum ama bir türlü o biberden bulamıyorum.. Ama acı yiyemeyenleri düşünürsek kaşıklaması rahat ve huzur verici :)

Usulen yazıyorum tarifini.. Bu arada instagram hesaplarımdan @yemekbahane @mugekarahan tariflerimi takip edebilirsiniz..

Malzemeler:

  • 7-8 adet kapya biberi (kırmızı biber)
  • 3 yemek kaşığı zeytinyağ 
  • 2 su bardağı süzme yoğurt
  • 5 yemek kaşığı sarımsaklı yoğurt (süzme değil, kıvamını açmak için de normal yoğurt kullanalım)
  • Tuz
  • 1 su bardağı iri kıyılmış ceviz
  • 3 yemek kaşığı susam
  • 4 yemek kaşığı zeytinyağ 
  • 1 çay kaşığı toz kırmızı biber

Yapılışı :
  1. Kapya biberleri küp şeklinde ufak ufak doğuyoruz.
  2. Bir tavaya 3 yemek kaşığı zeytinyağını koyup biberleri iyice yumuşayıncaya kadar kavuruyoruz. (buraya kadar misafirleriniz gelmeden bir gün önce yapıp ertesi gün yoğurt ve sosla hazır hale getirebilirsiniz.)
  3. Bir kasede süzme yoğurt ve sarımsaklı yoğurdu karıştırıp biberleri içine koyalım, tuz ilave edip karıştıralım.
  4. Bu karışımı servis edeceğimiz tabağa alalım.
  5. Bir tavaya yine zeytinyağ koyup iri iri doğranmış ceviz ve susamı hafif renkleri dönene kadar kavuralım (aman yakmayın sakın) :)
  6. Son olarak toz biberi ekleyerek hazırladığımız bu sosu yoğurtlu mezenin üzerine dökelim..
Afiyetle , sağlıkla

10 Ağustos 2017 Perşembe

KABAK LAZANYA


Küçük oğlum Poyraz'ın doğumundan sonra aldığım kilolardan son 6 aydır, yeme-içme alışkanlıklarımı düzene sokarak çok şükür kurtulabildim. 

Bugüne kadar beni rejim yaparken en çok zorlayan şey aslında sevdiğim hamur işlerinden uzak kalmak, yemek yemeyi sadece doymak için yapılan bir eyleme dönüştürmekti. Bu sefer öyle olmadı, hayatıma yemek yemede dengeleme felsefesini soktum. Sevdiğim şey olunca yedim ama ardından bu ödülün dengelemesini yapmayı bildim.

Bu süreçte güzel tarifler de denedim.. Bunlardan biri de bu yemek oldu.. Fırında üzerinde nar gibi kızarmış kaşarın albenisi ile bana hakiki bir lazanyayı hiç aratmadı.

Ben klasik bir lazanyada kullanılan beşamel sosu kullanmak istemediğim için bunu taze lor ile destekleyince ortaya nefis bir yemek çıkıverdi.

Buyrun deneyin ;

Malzemeler:
  • 7 adet orta boy kabak
  • 150 gr kıyma
  • 1 adet kurusoğan
  • 2 yemek kaşığı domates salçası
  • 2-3 yemek kaşığı zeytinyağ
  • 200 gr taze lor
  • 1 paket krema
  • 200 gr rendelenmiş kaşar peyniri
  • Tuz, karabiber
Yapılışı :
  1. Öncelikle kabakları uzunlamasına yaklaşık 1 cm kalınlığında kesiyoruz. 
  2. Elde ettiğimiz dilimleri isterseniz önünü ve arkasını bir fırça ile yağlayarak fırına verip 200 derecede hafif pembeleşinceye kadar ya da benim yaptığım gibi döküm bir tavada aynı şekilde yağlarak önünü ve ardını tavanın izi çıkana kadar pişirebilirsiniz. (el oyalıyor ama çok lezzetli)
  3. Kabaklarla işimiz bitince bir tabakta biriktiriyoruz.
  4. Bir tavaya zeytinyağını koyup ufak ufak yemeklik doğradığımız kuru soğanları soteliyoruz.
  5. Daha sonra kıymamızı da ekleyerek beraber kavurmaya devam ediyoruz.
  6. Son olarak salça ekleyip, bir miktar sıcak su da katarak hafif sulu bir kıvamda kısık ateşte pişiriyoruz. Bu aşamada tuz ve karabiber ile tatlandırıyoruz.
  7. Krema ve lor peynirini bir miktar tuz ekleyerek karıştırıyoruz.
  8. Fırın kabımızı yağlıyoruz. 
  9. Alt kısmına yanyana boşluk kalmayacak şekilde kabaklardan diziyoruz. Üzerine kremalı lor karışımından döküyoruz. 
  10. Bir sıra daha kabak diziyoruz.Bu sefer lor karışımı döküp onun da üzerine kıymalı karışımdan koyuyoruz. 
  11. Böylelikle kabakar bitene kadar bu işlemi yapıyoruz.
  12. Fırın kabının en üst kısmına lor karışımından döküp üzerine kaşar serpiyoruz.
  13. 160 derece fırında üzeri kızarana kadar pişiriyoruz. 
Afiyetle , sağlıkla

8 Ağustos 2017 Salı

PIRASALI ÇITIR BOHÇA BÖREĞİ



Bütün kış boyunca kaç kere yaptıysam bu böreği herkes el açması sandı :)
Mahareti sosunda, pratikliği ise malzeme listesinde saklı bu tarifi denemelisiniz..

Malzemeler:
  • 3 yufka ( yufkadan 4 adet çıkıyor 
iç harcı :
  • 4-5 adet pırasa
  • 1 adet kurusoğan
  • 2 çay kaşığı karabiber 
  • 1 çay kaşığı pul biber
  • Tuz
  • 2-3 yemek kaşığı zeytinyağ

sosu :

  • 1 su bardağı zeytinyağ
  • 1,5 yemek kaşığı nişasta 
  • 2 yemek kaşığı un
  • 1 yemek kaşığı sirke
  • bir fiske tuz
üzerine :
  • 1 yumurta sarısı 
  •  susam / çörekotu 

Yapılışı :
  1. Bir kasede sos malzemelerini karıştırıyoruz.
  2. Soğanı küçücük doğrayıp bir tavaya zeytinyağını koyup soğanı kavuruyoruz.
  3. Pırasaları minik minik doğruyoruz, kavrulmakta olan soğana ekleyip beraber soteliyoruz. 
  4. Pırasalar yumuşayana kadar kontrollü ateşte pişiriyoruz, baharatlarını ekleyip soğumaya bırakıyoruz.
  5. İlk yufkayı tezgaha açıp heryerine sostan sürüyoruz. 
  6. Yufkanın bir ucunu ortaya doğru katlıyoruz. Katladığımız yere harçtan sürüyoruz. 
  7. Üzerine diğer ucunu getirip katlıyoruz, yine harçtan sürüyoruz. Bir dikdörtgen oluştu. Kısa kenarları bu sefer ortaya doğru getirip kuru kısımlara harç sürüyoruz. Diğer kısa kenara da aynı şeyi uyguluyoruz.
  8. Elimizde artık düzgün bir kare var. Üstüne harçtan sürüyoruz ve bu kareyi dört eşit kare elde edecek şekilde kesiyoruz.
  9. Karelerin ortasına iç harcımızdan koyup bohça şeklinde kapatıyoruz. Kat yeri alta gelecek şekilde margarin ile yağlanmış (yapışmaması için kesin çözüm) fırın tepsisine diziyoruz.
  10. Tüm yufkalar bitinceye kadar aynı işlemi yapıyoruz.
  11. Kalan sosa 1 yumurta sarısını ekleyerek tüm yufkaların üzerine sürüp, susam ya da çörekotu serpiyoruz.
  12. 180 derece fırında kızarana kadar pişiriyoruz.
İç harcını istediğiniz gibi çeşitlendirebilirsiniz, peynirli, kıymalı, mercimekli, patatesli ..eminim hepsi harika olacaktır.

Afiyetle, sağlıkla

3 Ağustos 2017 Perşembe

NOHUTLU & BUĞDAYLI TAVUK ÇORBASI

Nohutlu Buğdaylı Tavuk Çorbası

Ahahahha şimdi size az önce keşfettiğim bir şeyden bahsedeyim..
Şimdi ben yaz günü çorba tarifi yazacakken dedim söze şöyle başlayayım "Züluf Ağa'nın düşkünü beyaz giyer kış günü" tersi misali ... Ama birden içime bir kurt düşüverdi, Züluf ağa mıydı ya o .. :)
Barış Manço'nun nane limon kabuğu şarkısında geçen meşhur deyişi bilirsiniz.. Hah işte ben o deyişi yanlış biliyor muşum meğer :) Zülıf ağa değil, zürefanın düşkünüymüş :)
Alıntı Ekşi sözlük :
zerafetine pek meraklı olanlar, kar kış demez beyaz giyerler, soğuğa güzel görünmeye* çalışırlar.

Yani velhasılkelam bir çorba nelere kadir, görün dostlar :)

Bu çorba tarifi arşivden değil ama fotoğrafı öyle .. Kışın çekmişim :) Olsun maksat yazmak değil mi? Nohutlu ve buğdaylı bu çorba hem besleyici hem de çok lezzetli..
Eğer derin dondurucuda haşlayıp sakladığınız nohut ve buğday varsa iş sadece tavuğu pişirmeye kalıyor. Yani yine benim mutfak paylaşım hedefim "pratik" olmasına pek uygun.


Malzemeler:

  • 1,5 - 2 litre kadar  tavuk suyu 
  • 150-200 gr kadar haşlanmış ve didiklenmiş tavuk eti
  • 1 su bardağı haşlanmış nohut
  • 1/2 su bardağı haşlanmış buğday
  • 2 tepeleme yemek kaşığı un
  • 1 yumurta sarısı 
  • 1-2 damla limon
  • tuz 
  • 2 yemek kaşığı tereyağ
  • üzerine ayrıca kızdırılmış tereyağ

Yapılışı :


  1. 2 yemek kaşığı tereyağını tencereye koyup eritiyoruz.
  2. Eriyen yağa unu ekleyip kokusu çıkana kadar kavuruyoruz. Renginin değişmemesi için ateşi kısık tutalım.
  3. Daha sonra üzerine soğuk tavuk suyunu ekliyoruz. Eklerken sürekli karıştırarak unun topaklanmasını engelliyoruz.
  4. Haşlanmış buğday, nohut ve tavuğu ekleyip tuz ile tatlandırıyoruz.
  5. Çorbayı kısık ateşte lezzetlerin birbirine geçmesi için yaklaşık 10 dk kadar kaynatıyoruz. 
  6. Bir kasede yumurta sarısını limon suyu ile çırpıyoruz. Kaynayan çorbadan yumurtaya bir iki kaşık yumurtanın kesilmemesi için ekleyerek ısı dengelemesi yapıyoruz.
  7. Çorbanın altını kapatıp yumurtalı karışımımızı çorbayı hızla karıştırırken ekliyoruz. (terbiye meselesi) :)
  8. Bir tavada kızdırdığımız tereyağdan üzerine dökerek çorbamızı servis ediyoruz.

Afiyetle, sağlıkla