Uzun bir aradan sonra tekrar merhaba..
Bu aralar yine işe güce dalınca, maalesef yine ihmalkarlığım tuttu işte. Artık söz, vaat yok :(
Vakit ayıramayışımı bir takım gerekçelere de bağlamaktan kendimi men ettim.
Yapamıyorum değil, yapmıyorum .. Bu tamamen benim sorunum, kabul ettim.
Ve bunun acısını derin bir şekilde içimde yaşıyorum, emin olun.
Hayat beni sürüklerken, önemli gelişmeleri de beraberinde getirdi. Artık iki canlıyım :) yine yeniden anne olmanın keyfini yaşayacağım Allah nasip ederse. Üzerimdeki miskinliği hafifletir mi bilmem ama bunu da bildirmeden geçemedim :)
İlk ayların bütün ızdırabı henüz yeni geçti, kendimi yeni yeni toparlamışken Aras ile bu kış için kafamda planladığım gezi ve faaliyet rotalarını da hayata geçirmeye başladım hemen.
İlk durak, mahallemizin müzesi diyebileceğim Oyuncak Müzesi oldu.
Aslında acaba erken mi demedim değil :)
Aras henüz 3,5 yaşında ve oyuncak müzesini gezerken sıkılır mı, ilgisini çeker mi diye düşünmeden edemedim.
Elbette 2 yıl sonra gezdiğinde farklı bir keyif alacaktır ama yine de müze nedir kavramı kafasında az çok oluştu sanırım.
Yolda giderken oyuncak müzesinden oyuncak alabileceğini sanıp alamadan çıkınca hayal kırıklığına uğrasa da gördükleri karşısında heyecanını da gizleyemedi :)
Vitrinlerin ardındaki onca oyuncağı seyrederken enteresan sorgulamaları bir çocuğun saflığı ve merakı adına bana da bir çok şeyi hatırlattı ve beni gülümsetti.
Elbette en çok trenler ve arabalar dikkatini çekti, buna şaşırmadım :)
Trenlerin sesi var ama neden gitmiyor anne?
Anne uzay korkunç mu?
Bu bebeklerin gözü neden yok?
Anneeee bak tüneeelll....
Günün sonunda biz müzeye gittik anne diyerek keyif aldığı her görüntüyü anlatması sanırım amacıma ulaştığımı gösterdi :)
Bu arada yukarıdaki fotoğraf üçümüzün ilk fotoğrafı oldu:) Aras, ben ve bebiş :)
Afiyetle & sağlıkla,
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Sevgili Yemekbahane takipçisi son derece değerli görüşlerini benimle paylaştığın için çok teşekkür ediyorum.
Sevgiler
Müge Karahan