Pazar sabahı, uyandığımızda kahvaltıyı dışarıda yapmaya karar verdik.. Kahvaltısını ve ortamını çok sevdiğimiz Polina'da aldık soluğu..Polina'ya hiç gittiniz mi bilmiyorum ama ev yapımı enfes reçelleri ile , mozarellalı sucuklu köy yumurtasıyla , çıtır çıtır domates - biberiyle, ev ekmeğiyle, güleryüzlü işletmecisiyle, şöminenin verdiği sıcaklıkla benim en sevdiğim kahvaltı mekanı diyebilirim...Kahvaltıyı Polina'da harika bir şekilde hallettikten sonra akşam yemeği için öneriler hemen vuku bulmaya başladı... Balık - salata...
Polonezköy, ömerli, dragos ... gezildikten sonra akşam vakti gelince Bostancı'dan itina ile balıklar seçildi...
Balık, Engin'in ellerinde gelin gibi oldu... Engin'e bu balığı siteye koyacağım dediğimde , adını "cennete giden lüferler" koy dedi bana :)
Evet, lüferler cennetlik ...
Peki balığın tatlısı...
Kolu yormadan , mikser marifeti ile sufle yapımı bana düşer...
İnternet'e bağlandım ve Burcu'nun bloğundan eski bir tarifi uyguladım.. Sonuç, yine şaşmadı elbette.. Fotoğraf için özür diliyorum, o keşmekeşte çömleklerin kenarına bulaşan pudra şekerlerini silmeden basmışım deklanşöre...
Ama tadı süper bu sufle tarifini denemelisiniz...
Hazırlama süresi : 15 dk
Pişirme süresi : 25 dk
İhtiyaç duyulan diğer malzemeler : sufle kabı (ben toprak çömlek kullandım), pudra şekeri
Malzemeler:
Öncelikle sufle kaplarımızı tereyağ ile yağlayıp, içerisine pudra şekeri dökerek her yanına bulaşmasını sağlayalım.
Fırınımızı 210 derecede ısınmaya bırakalım..
Tereyağını ocakta yakmadan eritelim. Unu ekleyip, kokusu çıkana kadar kavuralım.Sonra sütü ekleyelim ve kaynatalım. Kaynayan karışımımızı ocaktan alıp,içerisine ufak ufak parçaladığımız çikolataları katalım ve karışıtırarak eritelim.
Yumurta sarılarını çırpalım ve karışımımıza ekleyip , yedirelim.
Son olarak bir miktar tuz ekleyip kar kıvamına gelene kadar çırptığımız yumurta akını ilave edip, akları söndürmeden bir tahta kaşık yardımı ile hafifçe karıştıralım.
Karışımımızı sufle kaplarına bölelim ve ısıttığımız fırına verelim.
Fırından çıkınca, krema ve pudra şekeri ile hemen servis yapalım.
Afiyetle,
Adaş şekerim;
YanıtlaSilÖncelikle çok ama çok geçmiş olsun. Çok üzüldüm. İnşallah bir an önce iyileşirsin. Bu academic hospitalin bende de bir iki macerası var, resmen paranla rezil olma durumu yani:((
Son yaptığın pastalar için bir şey söylememe gerek varmı?? Önünde saygı ile eğiliyorum usta..:)
Müge'cim yeni oğrendim. Çok geçmiş olsun. Acil şifalar dilerim. Kendine iyi bak. Sevgiler..
YanıtlaSilSufle yemek istiyorummmm. Öyle güzel anlatmışsın ki çok canım istedi Müge'ciğim...
YanıtlaSilMüge'cim çok geçmiş olsun şimdi yazılarını okudum ve müthiş sinir oldum ! Haklısın paranla rezil olma durumu bu ve özel hastaneler bu konuda çok yüzsüz. Umarım en kısa zamanda biter gider acıların.
YanıtlaSilCennete giden lüfer lafına çok güldüm! Lüfer çocukluğumdan beri ennn sevdiğim balıktır, üzerine balık tanımam ben ! Sufle ise balığa yapılacak en büyük iyiliktir ! Cennet yolunda yani ! Sevgiler !
Canım öncelikle geçmiş olsun.Kolun için çok üzüldüm.Hele yazını okuyupta başına gelenleri duyunca çok üzüldüm.İşte bazı kendini bilmezlermi desem yoksa para düşkünümü desem işte böyle insanlar yüzünden mesleğimizin adı karalanıyor.Gerçekten çok üzüldüm bir daha böyle bir yaşamaman dileğiyle.Bu arada ellerinize sağlık harika olmuşlar.
YanıtlaSilGeçmişler olsun. Academic'le ilgili bir kaç enteresan acil anımız var ve bizi oradan uzaklaştırmaya yeten anılar bunlar.Her ne kadar bize çook yakın olsa da başka özelleri tercih ediyoruz artık.
YanıtlaSilAma bu arada sufle muazzam görünüyor:)) Balık ise lüfer ve levrek dendi mi akan sular durur benim için:))
Sevgiler......
Merhaba,
YanıtlaSilBu suflenin kaşıklanmış halinide koysanız ve içinide görsek çok daha iştah açıcı ve yapılma hevesi gelesi olur;)
elinize sağlıık:)